11. Ceza Dairesi 2015/7497 E. , 2017/1813 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 15.12.2014 tarih ve 2013/506 Esas-2014/21670 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, sanık hakkında sahte araç muayenesi yapmak eylemi nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında, UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırmada, benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş kesinleşen ve temyiz incelemesi sırası bekleyen kamu davaları bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 22/04/2014 tarih, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu da gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 2010/316-2011/36, Urla Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/574-2012/595 Esas - Karar sayılı dosyaları ile benzer nitelikteki diğer davalar da tespit edilip, her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş bir resmi belgede sahtecilik suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise ayrı suçu oluşturacağı, resmi belgede sahtecilik suçundan sanık hakkında kesinleşen hükümler bulunduğu dikkate alınarak, sonradan sübutu kabul edilen eylemler nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümler de uygulanarak tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerekebileceği de gözetilerek, kesinleşen ve yargılaması devam eden ilgili dava dosyalarının incelenerek, yargılaması devam eden dava dosyalarının mümkünse bu dava ile birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine konulması ile birlikte tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerindeki ifadelerin kararda tekrar edilmesi ile bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe olmadığı, mahkemece Dairemizin bu husustaki 15.12.2014 tarih ve 2013/506 Esas-2014/21670 Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, bozma gereği yerine getirilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılarak fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 13.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.