Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle usulsüz tebligatın iptali, borca itirazının kabulü ve takibin durdurulması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile tebligat tarihinin düzeltilmesine ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu"nun 12.2.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez ise de muhatabın usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile kanıtlanabilir.O halde mahkemece; tebligatın usulsüzlüğü yasa hükümlerine uygun biçimde saptanmış ise de, alacaklı vekilinin borçlunun muttali olduğu tarihin daha evvel olduğuna ilişkin itirazları ve delilleri kapsamında bildirmiş olduğu Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/1025 esas sayılı tasarrufun iptaline ilişkin dava dosyasının getirtilerek incelenmesi ve bu dava nedeni ile borçlunun takip dosyasından haberdar olup olmadığı tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, alacaklı vekilinin bu iddiası değerlendirilmeden borçlunun beyan ettiği tarih esas alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.Yine, takibin şekline göre İİK.nun 62/1.maddesi uyarınca her türlü itirazın muttali olunan tarihe göre yedi gün içinde icra dairesine yapılması gerekir. Borçlunun öğrenme tarihinin tespitinden sonra, davanın süresinde açıldığı anlaşılırsa  İİK"nun 32. maddesi gereği tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve düzeltilen tebliğ tarihinden önce henüz takip kesinleşmeden olan hacizlerin kaldırılması ile yetinilmesi gerekirken, takibin durdurulmasına karar verilmesi de yerinde değildir. Öte yandan, HMK"nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.