MAHKEMESİ : İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2011/1105-2013/492

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Borçlu vekili, İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; müvekkili aleyhine İstanbul 27. İcra Müdürlüğü"nün 2011/26983 sayılı takip dosyası ile ilamlı takip başlatıldığını, talep edilebilecek faiz miktarının 1.842,75 TL olduğunu, ancak 29.572,11 TL fazla faiz talep edildiğini, ayrıca ticari faiz yürütülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek faize itiraz etmiştir.
Alacaklı vekili, fazla faiz talep etmediklerini, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 12.06.2013 tarihli bilirkişi raporunda, talep edilebilecek işlemiş faizin 19.338,85 TL olduğu belirlenmiş, işlemiş faiz miktarına ilişkin olarak icra emrinin düzeltilmesi gerektiğinden bahisle şikayetin kabulüne karar verilmiş ve hüküm davacı borçlu vekilince temyiz edilmiştir.
Sair temyiz itirazı yerinde değil ise de;
Menfi tespit ilamları, İcra ve İflas Kanunu"nun 72/5. maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulamaz. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin, ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, kesinleşme tarihinde itibaren yasal faiz talep edilebilir.
Somut olayda, takibe dayanak yapılan İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 03.06.2008 tarih, 2004/63 Esas, 2008/309 Karar sayılı menfi tespit ilamı 03.05.2011 tarihinde kesinleşmiş, kesinleşmeden sonra 12.10.2011 tarihinde icra takibi başlatılmıştır. Vekalet ücreti alacağna ilamın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken, faiz hesabının karar tarihinden başlatılması doğru olmamıştır. Borçlunun bu yöndeki şikayetinin kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile şikayetin tümden reddi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.