17. Hukuk Dairesi 2017/2997 E. , 2019/10015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ... Nakliyat ve Taah. İşleri San Tic. Ltd. Şti ile arasında imzalanan kredi genel sözleşmesine istinaden davalı borçluya kredi kullandırıldığı, ... ’nin de kredi sözleşmesine müştereken ve müteselsilen kefil sıfatı ile imza koyduğu, davalı borçlunun borcunu ödememesi sebebi ile aleyhine İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2013/2958 sayılı takip dosyası üzerinden takibe geçildiğini, borçlunun adına kayıtlı herhangi bir malvarlığı bulunamadığını, borçlunun adına kayıtlı ... ve ... plakalı araçlarını önce davalı ... ’ye, daha sonra da ... ’ye devredildiğinin öğrenildiğini beyan ederek davalılar arasındaki tasarruf işlemlerinin iptali ile icra dosyasından cebri icra yetkisi verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin dava konusu tasarrufların tarafı olmadığını beyan ile müvekkili hakkında husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu araçların devir bedeli ile gerçek değerleri arasında mislini aşan fark olmadığı, söz konusu araçların mal kaçırma saiki ile devredilmediğinin anlaşıldığı, davacı bankanın da araçlar üzerinde bulunan rehinleri de kaldırdığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda takip dayanağının davalı borçlu ile davacı banka arasında akdedilen kredi sözleşmeleri olduğu, borçlu adresinde yapılan 03.04.2013 tarihli haciz tutanağının İİK 105 maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu, davanın İİK 280 maddesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığının anlaşıldığı, dolayısı ile dava koşullarının gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Dava konusu araç satım sözleşmeleri incelendiğinde, davalı borçlu ... Nakliyat ve Taah. İşleri San Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı ... plakalı aracın 06.02.2012 de ... plakalı aracın 05.03.2012 de davalı ...’ye devredildiği, davalı ...’nin davalı borçlu ... Nakliyat ve Taah İşleri San Tic. Ltd. Şti nin ortaklarından olduğu, İİK 280. md. hükmüne göre ...’nin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunun kabulünün gerekmesine rağmen mahkemece İİK 280.md. hükmü tartışılmaksızın araçların devir bedelleri ile gerçek değerleri arasında bedel farkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de İİK."nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Somut olayda davalı ... dava konusu tasarrufların tarafı olmadığından mahkemece davalı ... hakkında davanın pasif husumetten reddine karar verilmesi gerekirken davalı ..."nin dava ehliyeti tartışılmaksızın karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre de davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulüne hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.