Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 22.06.2009 tarih, 5709-13540 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu Y.A."e 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21.maddesi uygulanmak sureti ile satış ilanının tebliğ edilmek istendiği anlaşılmaktadır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini bildiren Tebligat Tüzüğü"nün 28.maddesinin birinci fıkrasında; "Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir." hükmü öngörülmüştür.
Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması, komşuya haber verilmesi ve tebliğ evrakının zabıtaya veya muhtara bırakılması işlemlerine geçilebilecektir.
Somut olayda, borçlu Y.A."e satış ilanının "muhatabın gösterilen adresine gidildi, adreste tebliğe ehil kimse bulunmadığından alıcısının işe gittiği komşusu ...tarafından beyan edilmesi üzerine evrak Siyavuşpaşa mahallesi muhtarına bırakıldı. Muhatabın kapısına 2 no"lu formül yapıştırılarak muhataba haber vermesi için komşusu D. Y."a haber verildi. Komşusu imzadan imtina etmiştir şerhi" ile 09.05.2008 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Bu tebliğ şerhinde, muhatabın işe gittiğinin kim tarafından beyan edildiği anlaşılamadığından tebliğ usulsüzdür.
Öte yandan takip borçlularından Alper Akdemir"e gönderilen kıymet takdir raporu ve icra emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi nedeniyle, Kocasinan Vergi Dairesi"nde kayıtlı adresine tebligat çıkarıldığı, tebligat parçasında "27.12.2007 tarihli yeni adresine sevk edildiği" şerhinin düşüldüğü, yeni adres olarak ise "S. Sk. No: .E..." adresinin yazılı olduğu görülmektedir. Kıymet takdir raporunun, Tebligat Tüzüğü"nün 28/3.maddesi uyarınca yeni adrese tebliği yerine, alacaklının talebi üzerine, vergi dairesince bildirilen adrese 27.02.2008 tarihinde Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Satış ilan tebligatının da 08.04.2008 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 35.maddesi hükümlerine göre aynı adrese yapıldığı görülmektedir.
Tebligat Kanununun 35.maddesinin ikinci fıkrası "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır" hükmünü düzenlemektedir. Bu hükme göre tebliğ memuru, muhatabın yeni adresini tespit edemezse Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebliğ yapılabilecektir.
Somut olayda ise borçlu Alper Akdemir"in yeni adresi tespit edilmiş olup, bu adrese tebligat yapılması yerine Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmıştır. Bu nedenle çıkartılan kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliği usulsüzdür.
Yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca her iki borçluya da çıkartılan satış ilan tebligatları usulsüz olup, bu usulsüzlük başlı başına ihalenin feshi nedenidir. Mahkemece ihalenin feshi yerine şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, borçlular vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlular vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22.06.2009 tarih ve 2009/5709 E., 2009/13540 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.