16. Ceza Dairesi 2017/3914 E. , 2018/1021 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesi delaleti ile TCK’nın
314/2, 62, 53, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5.
maddesi uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararına
ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Hükme esas alınan sanığa ait Bank Asya hesap dökümü getirtilerek örgüt liderinin talimatı doğrultusunda para yatırıp yatırmadığı veya katılım hesabı açıp açmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, gerekli görülmesi halinde bilirkişi raporu aldırılması,
2-..., ... ve ...’ın tanık olarak ifadelerine başvurulması, varsa aşama ifadelerinin getirtilmesi,
3-Kovuşturma aşamasından sonra dosya içerisine gönderildiği anlaşılan ve sanığın bylock kullanıcısı olduğunu bildiren “tespit ve değerlendirme tutanağı” ile başka dosya şüphelisi ...’in 04.05.2017 tarihinde KOM şube müdürlüğünde alınan ifadesi ve fotoğraf teşhis tutanağının duruşma açılarak CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunup diyeceklerinin sorulması,
4-Temyiz aşamasında dosya içerisine gönderilen başka dosya şüphelisi Ahmet Şağbanşua’nın 31.10.2017 tarihinde KOM şube müdürlüğünde alınan ifadesi, Elazığ Emniyet Müdürlüğünün 24.08.2017 tarihinde Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği anlaşılan Mehmet Durakoğlu ile sanık arasındaki irtibat sayısını tespit eden 16.08.2017 tarihli rapor ile bylock değerlendirme ve tespit tutanağı ve HIS (CGNAT) kayıtları üzerinde Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 08.02.2018 tarihli bilirkişi raporunun okunarak, sanığın beyanının alınması suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreler ve suç vasfı da dikkate alınarak sanığın ve müdafiinin tahliye talebinin reddine, 21.03.2018 tarihinde üye ...’ın 2 nolu bozmanın gerekçesine yönelik karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sayın çoğunluğun 2 nolu bozma düşüncesine gerekçesi yönünden kısmen katılmak mümkün olmamıştır.
Sayın çoğunluğun tanık olarak ifadelerine başvurulmasını gerektiğinden yönünde hükmün bozulmasına esas aldığı ..., ... ve ... başka dosya sanıkları olup kendi yargılandıkları suçtan dolayı ifade ve savunmalarında sanık hakkında beyanda bulunmuşlardır.
Öncelikli olarak örgüt üyeliği suçundan kendileri hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması nedeniyle ifade ve savunmalarında beyanda bulunan kişilerin sıfatlarının ne olacağı hususunun açıklığa kavuşturulması gerekir. Bu kişilerin kendilerine yönelik atılı suçla ilgili dosyada sanık oldukları kuşkusuzdur. Ancak kendi haklarında görülmekte olan davalarda doktrinde çok fail suç nitelemesi yapılan terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin diğer örgüt faillerinin eylem ve faaliyetlerine ilişkin ifadelerinde hangi sıfat ve niteleme ile ele alınacağının tespiti gerekecektir.
Her şeyden önce ceza yargılamasında hukuka uygun olarak toplanmış her türlü delil kullanılabilir. Delilin akla, mantığa tecrübe kurallarına hukukun genel ilkelerine aykırı olmaması koşuluyla vicdani kanıyı oluşturacak biçimde toplanması karar için yeterlidir. Ceza yargılamasında uygulama sonucu itibariyle şekli delil sistemine dönüşmemelidir. Bu kapsamda hukuka uygun olarak tespit edilmiş olması kaydıyla başka dosya sanıklarının diğer örgüt üyelerinin eylem ve faaliyetleri hakkında ki beyanlarının önemli bir delil olduğu hususunda kuşku yoktur.
Doktrinde tanık ve sanıktan başka kişilerin açıklamaları başlığı altında tasnife tabi tutulan başka dosya sanıklarının açıklamaları, uygulamada terör suçları yönünden, kendi yargılandıkları davadaki aşama ifade ve savunma beyanları ile bunlarla ilişkili dilekçelerinin dosyaya getirtilmesi ve oluş, dosya kapsamı, ifadenin kronolojisi, yer, zaman dikkate alınarak denetlenmek suretiyle hükme esas alınmakta ya da alınmamaktadır. Çok bilinen bir tespit olarak silahlı terör örgütleri, terör örgütleri ve suç işlemek için kurulan örgütler ile bunların faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar, örgütlerin yapısı ve üyeleri hakkındaki soruşturma evresindeki beyanlarından örgütlerin baskısı ya da örgütsel bir tavır nedeniyle kovuşturma aşamasında vazgeçtikleri bilinmektedir. Bu durumda ise ifade ve beyanın delil olarak hükme esas alınıp alınmayacağı, önceki ifade ve savunmadan makul ve mantıklı dönme nedeni gösterilip gösterilmediği değerlendirilmek suretiyle hükme esas alınıp alınmayacağı belirlenmektedir.
Dairemizce hüküm tek tanığın beyanına dayanmakta ise CMK"nın 210/1 maddesine göre duruşmada dinlenilmesi zorunlu kabul edilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları yönünden ise sanığa kendisi hakkında beyanda bulunan kişiler hakkında varsa soru sorma haklarının tanınması gerektiği yönünde bir zorunluluğa işaret edilmektedir.
Somut olayda sanık hakkında beyanda bulunan başka dosya sanıkları teknik anlamda tanık sıfatını haiz olmadıkları gibi sanık hakkındaki beyanları hükmün tek dayanağını da oluşturmamaktadırlar. Bunun yanında dosya kapsamından sanığın kendisi hakkında beyanda bulunanlar hakkında soru sorma hakkının engellendiğine ilişkin bir saptama da söz konusu değildir. Hal böyle olunca sanık hakkında beyanda bulunan başka dosya sanıklarının aşama beyanlarının dosyaya getirtilmesi ile yetinilmesi yerine başka dosya sanıklarının duruşmada tanık olarak dinlenilmesi yönündeki sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum.