Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının temyizine ilişkin dilekçenin reddini mutazammın 30.04.2012 tarih, 29561/14496 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçluların icra mahkemesine başvurusu üzerine asıl alacağın 15.000,00 TL lık kısmının iptaline ve alacaklı aleyhine tazminata karar verilmesi üzerine anılan kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda alacaklının temyize konu ettiği miktar 4949 Sayılı Yasa ile değişik İİK. nun 363/2.maddesinde öngörülen ve karar tarihi itibari ile uygulanması gereken 4.420,00 TL. lik temyiz sınırının üzerinde olması nedeniyle mahkeme kararının temyizi kabildir. Bu nedenle alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 30.04.2012 tarih ve 2011/29561 esas, 2012/14496 karar sayılı temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra alacaklı vekilinin 20.10.2011 tarihli temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi:
Alacaklı tarafından 30.10.2010 vadeli 30.000,00 TL ve 01.12.2010 vadeli 29.943,00 TL. bedelli iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlu Ü...D..’un kendisine örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, diğer itiraz sebepleri yanında, takip konusu senetler için 15.000,00 TL ödemede bulunduğunu belirterek borca itiraz ettiği ve mahkemece de ödeme belgesinde takip konusu senede açıkça atıf bulunduğundan 15.000,00 TL bakımından takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Alacaklı bu ödemeyi kabul etmekle beraber, takibe geçerken bu ödemeyi asıl alacaktan mahsup ettiğini ileri sürmüştür.
Takip konusu senetlerin değerleri toplamının 59.943,00 TL, takibe konulan asıl alacağın ise 37.000,00 TL. olduğu nazara alındığında, borçlunun iddia ettiği 15.000,00 TL’lik ödeme miktarını da aşan bir eksiklikle takip yapıldığına göre alacaklının bu yöndeki savunmasına itibar edilmesi zorunludur.
O halde mahkemece itirazın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.  
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.