17. Ceza Dairesi 2016/5927 E. , 2018/6688 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; isnat edilen suçların, suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve suçların nitelendirilmesinde usûl ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Suça sürüklenen çocuğun özel halk otobüsleri hareket merkezinden gerçekleştirdiği hırsızlık eyleminin 5237 sayılı TCK nın 142/1-c maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Kanunun 142/1-b maddesi ile hüküm kurulması,
2-Suça sürüklenen çocuğun 27.06.2014 tarihli savcılık ifadesinde “İddianame konusu eylemden iki üç gün kadar sonra aynı iş yerine tekrar girdiği, içeriden bu kez herhangi bir şey çalmadığını” ikrar ettiğinin anlaşılmasına göre savunmada bahsi geçen ikinci eylemi ile ilgili soruşturma yapılması için suç duyurusunda bulunulması ve dava açıldığı takdirde uygulanma olanağı bulunan birleştirme ve zincirleme suç hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri”
de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde 45,00 TL para çalmaktan ibaret eylemi nedeni ile hakkında 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde; 4857 sayılı İş Kanunu"nun 71. maddesi dikkate alındığında 12-15 yaş aralığında olan suça sürüklenen çocuk hakkında gönüllü de olsa kamuya yararlı işte çalışma seçenek yaptırımına hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
5-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.02.2014 tarih, 2013/2-789 Esas ve 2014/56 Karar sayılı ilamında, “Çocuk sanıklar hakkında, sadece adli para cezasının infazı açısından bir istisna getirilerek hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu cezaların hapse çevrilemeyeceği ancak amme alacaklarının tahsili yöntemine başvurularak tahsil edileceğinin düzenlenmiş olması ve diğer seçenek yaptırımlar yönünden böyle bir istisnaya yer verilmemesi nedeniyle TCK"nın 50. maddesinin 6. fıkrasının çocuk sanıklar hakkında da uygulanmasının mümkün olduğu ileri sürülebilir ise de; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 4/i maddesinde çocuk haklarının korunması amacıyla özgürlüğü sınırlayıcı tedbirler ile hapis cezasına en son çare olarak başvurulması ilkesine işaret edilmesine göre, tıpkı adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu cezanın hapse çevrilmesi yasağına benzer şekilde, diğer seçenek yaptırımların gereğini yerine getirmeyen çocuk sanık hakkında da kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verilemeyeceği ve adli para cezasına çevrilme de dahil olmak üzere diğer seçenek yaptırımlara hükmolunması seçeneklerinin değerlendirilmesi gerektiğinin kabulü kanun koyucunun amacına daha uygun olacaktır.” biçiminde ifade edildiği üzere, suça sürüklenen çocuk hakkında kısa süreli hapis cezasının çevrildiği seçenek yaptırımların gereklerinin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verilemeyeceği ve bu hususun suça sürüklenen çocuğa ihtar edilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
6-Suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1 ve Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 20/2. maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan, başka bir dosyadan alınan sosyal inceleme raporuna dayanılarak hüküm kurulması,
7-Suç tarihinde 15 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı TCK"nın 31/2. maddesi gereğince işlediği hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlali ve mala zarar vermek fiillerinin anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiillerle ilgili davranışların yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediğine ilişkin rapor alınması gerektiği gözetilmeden, sadece hırsızlık ve mala zarar verme suçları nedeniyle düzenlenmiş 27.06.2014 tarihli yetersiz raporla yetinilerek hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 09.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.