9. Hukuk Dairesi 2014/37439 E. , 2016/8602 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı Talebinin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait büyükbaş hayvan çiftliğinde 01/01/2003 tarihinden 15/05/2009 tarihine kadar çalıştığını, davacının görevinin hayvanların bakımı olduğunu, işyerinin kapatılması gerekçe gösterilerek iş akdinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, davacının fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin ödenmediğini, davacının yıllık izinlerini kullanmadığını, kullanılmayan izin ücretlerinin de iş akdinin feshi sırasında ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalıya ait işyerinin İş Kanunu"nun 4/b maddesinde sayılan bir işyeri olduğunu, bu nedenle davaya bakma görevinin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğunu, davacı ile davalı arasında hiçbir ilişki bulunmadığını, davacının babası ile büyükbaş hayvan bakımı konusunda anlaşma yapıldığını, davacının kısa bir süre davalının yanında çalıştığını, davacının talep edilen işçilik alacaklarına hak kazanmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalıya ait işyerinde 15/11/2005 – 06/11/2012 tarihleri arasında hayvan bakım işçisi olarak çalıştığı, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu bağlamda, fazla çalışma ve genel tatil ücreti talepleri reddedilmiş diğer talepler ise rapor doğrultusunda kabul ya da kısmen kabul edilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir asliye hukuk mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava "iş mahkemesi sıfatıyla" açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi tarafından, verilecek bir ara kararı ile davaya "iş mahkemesi sıfatıyla " bakmaya devam olunur.
Davanın, İş Kanunu kapsamı dışında kalması halinde, Mahkemenin göresizliğine ve dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Davanın esastan reddi usule aykırıdır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
İş Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, 50"den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz. İşçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışıyor ise, bu işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir (Yargıtay 9.HD. 25.3.2008 gün 2007/ 9975 E, 2008/ 6368 K.).
Ancak, tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde 50 dahil daha az işçi bulunmasına rağmen, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu Toplu İş Sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 66 ncı maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bunun dışında 4857 sayılı İş Kanununun 4 üncü maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir.
Buna göre;
1. Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde,
2. Tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde,
3. Halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde
4. Bir işyerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde,
çalışanların, İş Kanunu kapsamında olacakları belirtilmiştir.
Sonuç olarak tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler İş Kanununa tabidir.
Diğer taraftan işçi tarım işinde çalışırken, bu iş dışında tarım işi sayılmayan ek bir görevde çalışabilir (bekçilik, şoförlük vb.). Bu durumda, yaptığı işler arasında hangisinin baskın olduğu açıklığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre görevli mahkeme belirlenmelidir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 23.05.1960 gün ve 11-10 ile 10.05.1974 gün ve 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına getirilen düzenlemelerin yine işçiler yararına yorumlanması asıldır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili davacının davalıya ait büyük baş hayvan çiftliğinde hayvanların bakım işini yaptığını ileri sürmüş, davalı ise işyerinin İş Kanunu"nun 4/b maddesinde sayılan bir işyeri olduğunu, bu nedenle davaya bakma görevinin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğunu savunmuştur.
Dosyada mevcut davalıya ait vergi kaydında, davalının yaptığı işin sütü sağılan büyük baş hayvan yetiştiriciliği, sütü için inek ve manda yetiştiriciliği, diğer sığır ve manda yetiştiriciliği olduğu belirtilmiştir.
Buna göre, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve ilkeler doğrultusunda, davacının çalıştığı işyerinde kaç işçi çalıştığı, işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinde sendika örgütlenmesi olup olmadığı araştırılarak mahkemenin görevli olup olmadığı somut bir biçimde saptanmalı sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece görev hususu net bir şekilde belirlenmeden, eksik araştırma ve inceleme ile işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamadan incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.