Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2007/11-312
Karar No: 2007/309
Karar Tarihi: 30.5.2007

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/11-312 Esas 2007/309 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu 2007/11-312 E., 2007/309 K.

Hukuk Genel Kurulu 2007/11-312 E., 2007/309 K.

  • ALACAKLILARIN ARASINDA TESELSÜL
  • MEVDUAT REHNİ
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 148 ]
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ]
  • "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 1.Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.2.2004 gün ve 2001/896-2004/45 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.09.2005 gün ve 2005/5813-8367 sayılı ilamı ile,

    (...Davacılar vekili, davalı bankanın Ankara Şubesi"nde müvekkiline ait mevduat hesabı bulunduğunu, daha önceden tanıdıkları şube müdürünün öneri ve telkinleri sonucu davacılar adına Hazine Bonosu alınması amacıyla davacı Şemsettin"in boş bir kağıdı imzalayarak banka müdürüne verdiğini, Hazine Bonosunun alınamadığını belirten şube müdürünün "imzalı boş kağıdı yırttığını" belirterek davacı Şemsettin önünde bu kağıtları attığını, daha sonra hesabını kontrol eden davacının, hesaptaki paralara 18.04.2001 tarihli mevduat rehni ile T......... İnş. Taah. Ltd. Şti.nin borçlarına mahsuben el konulduğunun öğrenildiğini, davalı bankanın hile ile elde olunan boş imzalı kağıdın usulsüz olarak mevduat rehnine dönüştürülmesiyle, davacıların hesabında bulunan 325.000.000.000 TL.na dava dışı şirketin borçlarına mahsuben el konulduğunu, ayrıca mevduat rehninde sadece davacı Şemsettin imzası olup, diğerlerinin imzası olmadığından geçerli olmadığını ileri sürerek, şimdilik 325.000.000.000 TL.nin 18.04.2001 tarihinden itibaren %152 faiziyle birlikte, olmadığı takdirde hesabın müşterek hesap olduğu dikkate alınarak davacı Şemsettin dışında kalan diğer davacıların hisselerine düşen 260.000.000.000 TL.nin 18.04.2001 tarihinden itibaren %152 faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

    Davalı TMSF vekili, aleyhinde açılan davalarda idari yargının görevli olduğunu, S....... A.Ş.nin halen tüzel kişiliği devam ettiğinden müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

    Davalı S....... A.Ş. vekili, davacılar adına açılan müşterek hesabın açılışında davacı Şemsettin tarafından imzalanan "Cari Hesap ve Bankacılık Hizmetleri Genel Sözleşmesi"ne göre, hesap sahiplerinin her birinin tek başına tasarrufta bulunma yetkileri olduğunu, Şemsettin tarafından açtırılan müşterek hesabın teselsüllü müşterek hesap olup, Şemsettin" in tek başına yaptığı tasarrufun yasal olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, mevduat rehni verilmesiyle ilgili belgenin hile ile alındığı, üzerinin anlaşmaya aykırı doldurulduğu konusunda ve Şemsettin A......"ın temyiz kudretinden yoksun olduğu konusunda herhangi bir delil elde edilemediği, dava konusu hesabın müşterek hesap olduğunda bir ihtilaf bulunmadığı, her ne kadar sözleşmede sadece Şemsettin"in imzası mevcut ise de, aile reisi olan Şemsettin A......"ın eşi ve çocuklarını da dahil ederek müşterek bir hesap açtığı ancak eşi ve çocuklarının temsili için banka tarafından vekaletname istendiği ve vekaletnamenin de gönderildiği, bu durumda diğer davacıların, Şemsettin"in açmış olduğu hesap ile ilgili işlemlere icazet verdiklerini kabul etmek gerektiği, diğer davacıların müşterek imza ile paralarını çekilebileceği, yada hesap üzerinde tasarruf edilebileceği konusunda bankaya herhangi bir talimat vermedikleri, bu durumda taraflardan her birinin hesapta tasarruf ederken payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket ettiğinin kabulünün zorunlu olduğu, davacılardan Şemsettin"in mevduat rehni verdiği ve sözleşmenin 1-5 nci maddesine göre de tek başına hareket etme imkanına sahip olmasına göre, davacıların davalılardan bir talepte bulunamayacağı, davalı TMSF"na husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

    Karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 18.04.2001 tarihli mevduat rehni belgesinin davacı ölü Şemsettin A......"ın hile sonucu imzaladığı iddiasını kanıtlamaya elverişli delil bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre, ölü Şemsettin A......"ın payına isabet eden ve mirasçıları olan diğer davacılara intikal eden miktara ve davalı TMSF hakkındaki hükme ilişkin davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile bu yöne ilişkin hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

    2-Davacılar Yasemin, M.H....., Edibe ve Şehnaz A......"ın kendi payına ilişkin temyizine gelince; Şemsettin A...... tarafından 14.03.2001 tarihinde Yasemin, M.H....., Şemsettin, Edibe ve Şehnaz A...... adına hesap açılması istenilmiş ve böylece dava konusu müşterek hesap beş kişi adına açılmıştır.

    Bankacılıkta birden fazla kişi birlikte hesap açtırır ve her biri tek başına hesaptan para çekme yetkisine sahip olursa, bu hesaba teselsüllü ortak hesap (müşterek hesap) denir ve BK.nun 148.maddesi gereğince hesap sahipleri bankaya karşı müteselsil alacaklı durumunda olur. Banka, ortak hesap sahiplerinden birine ödemede bulunma ile, diğer hesap sahibine de ödemede bulunmuş sayılır. Uygulamada hesap cüzdanına ve hesap kartonuna hesabın teselsüllü olduğu yolunda kayıt yazılması yeterli görülmektedir. BK.nun 148. maddesi gereğince hesap sahipleri bankaya karşı müteselsil alacaklı durumundadır. Müşterek hesapların diğer bir türü de, hesap sahiplerinin müşterek imza ile para çekmeye yetkili oldukları hesaplardır. Böyle bir hesap tarzında alacaklılar tasarruf yetkilerini sınırlamış olurlar. Müşterek hesap, bir tasarruf kaydını içermiyorsa ve hesap açtıranlar, hesaptaki paradan tasarruf yetkisini birlikte veya münferiden kullanılacaklarını belirtmeden hesap açtırmışlar ise, bu durumda bölünebilir hesaptan söz edilir ve somut olayın özelliklerine göre hesap sahiplerinin eşit oranda pay sahibi olduklarının kabulü gerekir(Prof.Dr. Seza Reisoğlu, Bankalar Kanunu Şerhi, Ankara, 2002, sh 384-386 ve Prof.Dr. Ünal Tekinalp, Banka Hukukunun Esasları, İstanbul, 1988, sh.330-331).

    Dava konusu somut olayda, banka hesap kartonunda ve davacılar Yasemin, M.H....., Edibe ve Şehnaz A...... tarafından davacı Şemsettin A......"a verdikleri 13.03.2001 tarihli vekaletnamede, hesabın, teselsüllü müşterek hesap olduğu yolunda bir kayıt bulunmamaktadır. Cari Hesap ve Bankacılık Hizmetleri Genel Sözleşmesi de sadece Şemsettin A...... tarafından imzalanmış olup, diğer davacılar tarafından imzalanmadığı gibi, onlar adına vekaleten imzalandığına dair bir kayıt da bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu hesap, teselsüllü müşterek hesap olmayıp, bölünebilir müşterek hesap olduğundan, davacı Şemsettin A...... ve diğer davacıların paranın tamamında tek başına tasarruf yetkisi bulunmadığı ve tüm hesap sahiplerinin hesaptaki parada eşit oranda pay sahibi olduklarının kabulü gerekir. Davacılar Yasemin, M. H....., Edibe ve Şehnaz A...... tarafından Şemsettin A......"a verilen 13.03.2001 tarihli vekaletnamede kazandırıcı işlemler için yetki verilmiş olup, hesabın rehnedilmesi konusunda bir yetki verilmemiştir. Tüm davacılar adına açılan müşterek hesaptaki paranın tamamı üzerinde Şemsettin A......"ın tasarruf yetkisi bulunmadığı, davacılar Yasemin, M.H....., Edibe ve Şehnaz A......"ın payına isabet eden kısma ilişkin "mevduat rehni" belgesinin geçersiz olduğunun kabulü ile, davacılar Yasemin, M.H....., Edibe ve Şehnaz A......"ın payına isabet eden miktar yönünden adı geçen davacıların talepte bulunabileceğinin kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle tüm davacılar yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacılar vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara,bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.5.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi