Abaküs Yazılım
Danıştay 15. Daire Başkanlığı
Esas No: 2015/2224
Karar No: 2018/4826
Karar Tarihi: 15.05.2018

Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2015/2224 Esas 2018/4826 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/2224
Karar No : 2018/4826

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:... ; K:... sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıların ikamet ettiği ... İli, ... İlçesi, ...Köyü'nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldıklarından bahisle uğranılan zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 06.04.2012 tarih ... sayılı 1 No'lu Zarar Tespit Komisyonu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesi'nce; tamamen boşalmamış olması nedeniyle asgari güvenlik düzeyinin var olduğu sonucuna varılan ... Köyü halkının bir kısmının subjektif güvenlik kaygısıyla ya da ekonomik ve sosyal sebeplerle köyden göç etmelerinden dolayı uğradıkları zararın, 5233 sayılı Yasa hükümlerine göre idarece karşılanmasına hukuki olanak bulunmadığından, davacıların başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu, 2. maddesinde ise, bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu belirtilmiştir. Öte yandan, anılan Kanun'un Geçici 1. maddesinde de, 19.7.1987 tarihi ile bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararları hakkında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı kuralı yer almıştır.
Yukarıda belirtilen Geçici madde ile Ülkemizde yoğun terör olaylarının yaşandığı ve olağanüstü hal uygulamasına geçildiği 19.7.1987 tarihinden bu Kanun'un yürürlüğe girdiği 27.7.2004 tarihine kadar terör olayları nedeniyle uğranılan zararların tazmin edileceği belirtilmiştir.
5233 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi uyarınca, Kanunun yürürlüğünden 17 yıl önce meydana gelen terör olayları veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle mal varlığına ulaşamamadan dolayı maddi zarara uğrayan kişilerin açtıkları davalarda idari yargı mercilerince; yerleşim yerinin tamamen boşalmış/boşaltılmış olup olmadığı, yerleşim yerinin nüfus sayım sonuçları genel ve mahalli seçimlere ilişkin bilgiler, öğretmen veya din görevlisi ataması yapılıp yapılmadığı, elektrik, su tüketimlerine ilişkin bilgiler, doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin bilgiler, adli ve idari olaylara ilişkin kayıtlar, koruculuk sistemine ilişkin bilgiler gibi bir çok husus birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmektedir.
5233 sayılı Kanun kapsamında mal varlığına ulaşamama nedeniyle uğranılan bir zarardan söz edebilmek için, yerleşim yerinin tamamen boşalmış/boşaltılmış olması gerekmektedir. Çünkü, yerleşim yerinin "kısmen" boşalmış olması, o yerleşim yerinde güvenli bir şekilde yaşayabilme olanağını sağlayan asgari güvenlik şartlarının idarece yerine getirilmiş olduğunun nesnel bir göstergesidir. Güvenlik kaygısının, yerleşim yerinde sürekli yaşayan kişilere ve sözü edilen kaygı nedeniyle aynı yerleşim yerini terk eden kişilere göre değişmemesi gerekmektedir. Terör olayları nedeniyle toplumda oluşan korku ve endişe karşısında her bireyin farklı tepki göstermesi mümkündür. Bu nedenle, kişiden kişiye değişebilen bir duygu olan güvenlik kaygısının yukarıda belirtildiği şekilde nesnel bir ölçüte dayandırılması zorunludur. Dolayısıyla, güvenlik kaygısına dayanılarak bir yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşılamamasından kaynaklanan maddi zararın idarece ödenmesine yasal olanak bulunmamakla birlikte bir yerleşim yerinde meydana gelen terör olayları nedeniyle yerleşim yerinde sadace köy korucuları ile bunların aileleri kalmış, diğer köy halkının yerleşim yerini terk etmiş olması halinde, bir başka ifade ile bu şekilde bir yerleşim yeri kısmen boşalmış ise, yerleşim yerini kısmen terk eden köy halkının da güvenlik kaygısıyla köyden ayrıldığının kabul edileceği ve bu nedenden dolayı mal varlığına ulaşılamamaktan kaynaklanan maddi zararın 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanacağı açıktır.
Anılan Kanun hükümlerine göre, bir yerleşim yerinde asgari güvenlik düzeyinin gerçekleştirilmiş olmasına ve bu yerde köy korucuları ile bunların aileleri dışında diğer köy halkının yaşamasına karşın, yerleşim yerinde yaşayan kişilerin bir kısmının güvenlik kaygısı nedeniyle yerleşim yerini terk etmeleri sonucunda uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın da idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; ... İlçe Jandarma Komutanlığı'nın 22.11.2011 tarih ve ... sayılı yazısı ekinde bulunan köy muhtarı ve azasının beyanına bağlı olarak düzenlenen Jandarma Tutanağı'na göre "...'nde 1985 yılında koruculuk sistemine başlanıldığı, ... Köyü'nde her aileden bir bireyin koruculuk sistemine dahil olduğu ve köyde GKK ve aileleri dışında yaşayan kimselerin olmadığı, ... Köyü'nün 1993 yılında tamamen boşaltıldığı ve 1998 yılında köye geri dönüp yerleştikleri..." belirtildiği, genel nüfus sayımları ve tespitlerine göre ... Köyü’nde 1980 yılında 706, 1985 yılında 743, 1990 yılında 671, 1997 yılında 72, 2000 yılında 101 kişi yaşadığı, ... İlçe Müftülüğü'nün 20.10.2011 tarihli 1980- 2000 yılları arası köy cami kadrolarının gösterir belgesinde ... Köyü'nün imam kadrosunun 1993 yılında münhal, 1994-1995 yılında var-kadrolu, 1996 yılında münhal, 1997 yılında var-kadrolu, 1998-1999-2000 yıllarında münhal olduğu, ... Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürlüğü'nün 20.10.2011 tarihli yazısına ek 1977-2009 yılları arası muhtarlık seçimlerine ait listede ... Köyü'nde 1977, 1984, 1989, 1994, 1999, 2004, 2009 yıllarında muhtarlık seçimlerinin yapıldığı görülmektedir.
Dairemiz tarafından 2013 yılına kadar dava konusu ... Köyü'nün dolu olduğuna ilişkin kararlar onanmış ise de Dairemizin 03/10/2013 günlü, E:2013/9012, K:2013/6861 sayılı bozma kararına uymayıp ... Köyü'nün boşaltıldığı yönündeki iptal kararında ısrar eden ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih E:...; K:.. sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun E:2014/5028; K:2015/669 sayılı kararı ile onanması üzerine Dairemizce İdari Dava Daireleri Kurulu kararı benimsenmiş olup, aynı köye ilişkin benzer dosyaların incelenmesinden; ... Köyü'ne ilişkin olarak Jandarma Komutanlığı'na ait iki farklı tarih ve içerikte yazının bulunduğu (2009 ve 2011 tarihli); ... İlçe Jandarma Komutanlığı'nın 04.07.2009 tarih ve 0621-4797-09/Asyş.İsth.Ks sayılı yazısı ekinde bulunan .... İlçe Jandarma Komutanlığı'na Bağlı Köy ve Mezralara Ait Çizelgede ... İli ... İlçesi ... Köyü'nün tamamen boşalan/boşaltılan köyler arasında yer almadığı, ... İlçe Jandarma Komutanlığı'nın 22.11.2011 tarih ve ... sayılı yazısı ekinde bulunan köy muhtarı ve azasının beyanına bağlı olarak düzenlenen 23.10.2011 tarihli Jandarma Tutanağı'nda ise köyde koruculuk sistemi olduğu, korucu ailelerinden başka hane yaşamadığı, köyün 1993 yılında boşaltıldığı belirtilmiş; bunlardan hangisine itibar edileceği hususu değerlendirildiğinde yukarıda belirtilen İdari Dava Daireleri Kurulu kararında da ifade edildiği üzere 2011 tarihli belgenin, köy muhtarı ve azasının beyanına göre yazıldığı görülmekle birlikte bizzat jandarma görevlilerince de doğru kabul edilerek imzalanıp davalı idareye gönderilmesi yanında, köy nüfusunun 1990 yılında 671 kişi iken 1997 yılında 72 kişiye düşmesi hususunun da bu tutanağı doğruladığı; tutanakta 17 kişinin korulucuk yaptığının belirtilmesi nedeniyle köyde kalan kişilerin, korucular ve ailelerinden oluştuğunun kabulü gerekeceği; diğer bir ifadeyle köyde korucular ve aileleri dışında ikamet eden kimse bulunmadığı, köyünü terk eden kişilerin güvenlik kaygısıyla yerleşim yerlerini terkettikleri, yani anılan köyün tamamen boşaltılmış olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davacının 5233 sayılı Kanun ve Yönetmelikte öngörülen usule göre davacı/davacı vekilinin de katılımının sağlanarak yapılacak keşif sonrasında malvarlığı tespiti halinde köyün boşalmasından köye dönülebilen tarihe kadar geçen süreçle sınırlı olarak tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekirken, başvurusunun reddine ilişkin işlemde ve davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:... ; K:... sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi