18. Ceza Dairesi 2016/7150 E. , 2018/7330 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ve yapılan incelemede:
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan hüküm kurulurken, TCK"nın 125/1. maddesi uygulanmadan doğrudan TCK"nın 125/3-a maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, sonuca etkili olmadığından bozmayı gerektirmediği,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi"nin, 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararıyla, iptal edilmiş olması nedeniyle, uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, hüküm fıkrasından TCK"nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/05/2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık hakkında görevli memura hakaret suçlamasıyla açılan kovuşturmada sanığın TCK"nın 125/3-a maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş ve dairemiz çoğunluğuyla bu karar onanmıştır.
Sanık oğlunun okuldan erken dönmesi üzerine eve gelen oğlunun okulda nöbetçi öğretmen tarafından dövüldüğünü söylemi üzerine okula gitmiş ve idareci olan müştekiyle tartışmış ve kendisine "sen PKK"lısın, dağdan inmesin senden öğretmen bile olmaz" şeklinde hakaret ettiğini mahkeme kabul etmiştir. Yargıtay 4. Ceza Dairesi bir önceki bozmasında katılanın sanığa "sen dağdan mı indin niye bağırıyorsun!" biçiminde sözler söylediğinin iddia edilmesi karşısında TCK 129 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadığı gerekçesi ile kararı bozmuş ancak mahkemece katılanın bu yönde sözünün olmadığı gerekçesiyle haksız tahrik hükümleri uygulanmamıştır. Sanığın oğlunun dövülmesini öğrenmesi üzerine okula gitmiştir. Çocuğunun okulda dövüldüğünü öğrenen bir kişininde ilk olarak okul idaresiyle muhatap olması en doğal sonuçtur. Bu sebeple sanık ile okul idareceleri ve öğretmenleriyle çıkan tartışmada sanığın hakaret etmesi eyleminde, çocuğunun dövülmesinden dolayı söylediği sözlere haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekir. Döven öğretmen kadar idareninde burda sorumluluğu vardır. Kaldı ki söylenilen sözlerde çocuğun şiddet görmesini kınayan ve eleştiren "siz dağdan mı indiniz PKK"lımısınız sizden öğretmen olmaz" sözleridir ve şiddeti eleştiren sözlerdir. Bu sebeplerle sanık hakkında TCK 129 maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞI OY
Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık sanık hakkında TCK 129/1. maddede yer alan özel haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediği noktasındadır.
Sanığın oğlunun dövülmesini öğrendikten sonra bu konuyu okul yönetimi ile görüşmek üzere okula gittiği, müdür yardımcıları ile konuyu görüşürken tartıştıkları sonrasında gelen okul müdürü olan müştekiye “sen PKK’lısın dağdan inmesin, senden öğretmen bile olmaz” şeklindeki hakaret içeren sözleri söylemesi karşısında sanık hakkında TCK 129 md’nin uygulanması gerektiği düşüncesindeyim.
TCK 129/1 fıkrasında düzenlenen özel tahrik hükmü cezayı hafifleten veya ortadan kaldıran bir nedendir. Yasanın 29. maddesinde düzenlenen genel haksız tahrikten farklı olarak 129/1. maddede özel bir haksız tahrik hali düzenlenmiştir. Cezai sonuçları yönünden her iki düzenleme birbirinden farklıdır. Yine her iki düzenlemenin koşulları da birbirinden farklıdır. Somut olayda TCK 129/1. maddenin uygulanabilirliğinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin daha sağlıklı tartışılabilmesi için 129/1 maddenin şartlarına bakarsak;
1- Haksız bir fiilin varlığı;
Özel haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesinin ilk şartı haksız bir fiilin bulunması gerekir. Yani fiilin hukuka uygun olmaması gerekir. Fiilin haksız olması yeterli olup suç olması gerekmez. Fiilin haksızlığının değerlendirilmesi toplumda geçerli değer yargılarına göre yargıç tarafından yapılacaktır.
Somut olayda sanığın oğlunun okulda dövülmesinin haksız bir fiil olduğu, birinci koşulun gerçekleştiği sabittir.
2- Hakaretin haksız fiile tepki olarak gerçekleştirilmesi;
Hakaretin haksız bir fiile tepki olarak yapılması, failin haksız fiilin etkisi altında hakaret etmesi, haksız fiil ile hakaret arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir.
Haksız fiilin mutlaka hakaret suçunun failine karşı gerçekleştirilmiş olması gerekmez. Üçüncü bir kişiyi hedef alan bir haksız fiilden nesnel olarak etkilenip tepki göstermesi makul sayılabilecek kişinin tepki göstererek hakaret etmesi halinde de haksız fiile tepki olarak hakaret şartı gerçekleşmiş olur.
Somut olayda oğlunun okulda dövülmesine tepki olarak hakaret suçu işleyen sanık haksız fiil doğrudan kendisine yönelmemiş olsa dahi nesnel bir bakış açısıyla haksız fiilden etkilenerek tepki niteliğinde hakaret ettiğinin kabulü gerekir. Somut olayda ikinci şart gerçekleşmiştir.
3- Hakaretin haksız fiili gerçekleştiren kişiye yönelik olması;
Hakaretin haksız fiili gerçekleştiren kişiye yönelik olarak yapılması gerekir. Haksız fiili yapan kişinin arkadaşına, akrabasına yönelik tepki olarak hakarette bulunulması halinde TCK 129 maddenin uygulanma şartları gerçekleşmemiştir.
Somut olayımızda, hakaretin, haksız fiili yapan, öğrencisini döven öğretmen dışında okul müdürü olan müştekiye karşı yapılması nedeniyle bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediğinin irdelenmesi gerekir.
Oğlunun okulda görevli öğretmen tarafından dövülmesi nedeniyle öfkeye kapılan sanığın bu fiilden okul yönetimini sorumlu tutması, haksız fiilin okul yönetiminden kaynaklandığını düşünerek okul idaresiyle görüşmeye gitmesi, yaşamın olağan akışına uygundur. Öğrencinin okulda görevli bir öğretmen tarafından dövülmesi olayında okul yönetiminin de sorumluluğu olduğunu düşünen sanığın bu haksız fiile karşı duyduğu tepki nedeniyle ve okula gittikten sonra okul idarecileri ile çıkan tartışma sonucunda müştekiye hakaret etmesinde üçüncü şartın da gerçekleştiği düşüncesindeyim.
Sanık lehine TCK 129/1. maddesinin uygulunmaması nedeniyle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne karşıyım.