9. Hukuk Dairesi 2014/37896 E. , 2016/8168 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, milli bayram ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde bobinci olarak çalışırken ücretlerinin gerektiği gibi ödenmemesi neden ile iş sözleşmesini haklı olarak fesh ettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının haksız yere işi bıraktığını, taleplerinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, " Müşterek tanığın feshin davalı tarafından yapıldığını beyan etmesine itibar edilmiş. Feshin tazminat gerektirdiği düşünülmüştür" gerekçesi ile kıdem tazminatı ile fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınarak davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
T.C. Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece gerekçeli kararda dava dilekçesi kısaca özetlenmiş, davalı cevabında davanın reddini istemiştir denilmiş, davalının cevabının ne olduğu yazılıp, açıklanmamıştır.
Yine gerekçeli kararda taraf tanıklarının beyanları duruşma zabıtlarından aynen aktarılmıştır.
Gerekçe olarak aynen;
“ Dosya üzerinde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Rapor hukuka ve usule uygun bulunmuştur.
Davacının hizmet süresi 1 yıl, 2 ay, 14 gün olarak tespit edilmiştir.
Davacının ücreti, tanık beyanları, iddia ve savunma emsal ücret araştırması nazara alınarak bürüt 920,70 TL olarak kabul edilmiştir.
Müşterek tanığın feshin davalı tarafından yapıldığını beyan etmesine itibar edilmiş. Feshin tazminat gerektirdiği düşünülmüştür.
Tanık beyanları, SGK kayıtları, bilirkişi raporu, emsal ücret araştırması ve tüm dosya kapsamı ile davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Hesaplanan fazla çalışma alacaklarından %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılmıştır. “ şeklinde yazılmıştır.
Mahkemece gerekçe oluşturulurken davacının talep edilen alacak kalemlerine ilişkin iddiaları, davalının savunmaları üzerinde durulmamış, maddi vakıalar saptanmamış, sadece feshe ilişkin soyut bir açıklama yapılmış, fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin kabulüne ilişkin gerekçe oluşturulmamıştır.
Ayrıca gerekçeli kararda davacının brüt ücretinin 920,70 TL. olduğunun kabul edildiğinin yazılmasına rağmen hüküm brüt 1.466,69 TL. ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre kurulmuş, gerekçe/ hüküm çelişkisi yaratılmıştır.
Sonuç olarak, T.C. Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri ile HMK. nun 297. maddelerinin amaçladığı anlamda gerekçe içermeyen ve HMK. nun 298/2. maddesine aykırı şekilde gerekçe/ hüküm çelişkisi içeren kararın bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığana, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.