21. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/4510 Karar No: 2015/2075 Karar Tarihi: 10.02.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/4510 Esas 2015/2075 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, işverene ait işyerindeki çalışmalarının tespit edilmesini istemiştir. Mahkeme, davacının davalı işyerinde 01.11.1999-07.03.2008 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar vermiştir. Ancak, tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmemiş ve komşu işyeri tanıkları dinlenilmemiştir. Bu nedenle, mahkemece eksik araştırma ve inceleme yapılmıştır ve hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak da 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve sigortalılık koşullarının belirlenmesinde görevli hakim tarafından geniş çaplı soruşturmanın yapılması gerektiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun belirttiği kararlar referans alınmıştır.
21. Hukuk Dairesi 2014/4510 E. , 2015/2075 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R Dava; davacının davalı işyerinde 01.11.1999 – 15.09.2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile davacının 01.11.1999 – 07.03.2008 tarihleri arasında, davalı Kurum"a bildirilen süreler dışlanarak, davalı işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 25.07.2004 – 10.04.2007 ve 08.03.2008 – 02.11.2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının davalı Kurum"a bildirildiği, bordro tanıklarından ..."in; kendisinin 2004 yılında emekli olduğunu, davacının kendisinin emekli olduğu tarihten 2-3 yıl evvel çalışmaya başladığını beyan ettiği, ancak diğer bordro tanığı ..."in ise davacıyı 1999 yılının sonlarına doğru çalışırken gördüğünü beyan ettiği, bu itibarla tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu, komşu işyeri tanıklarının araştırılmadığı anlaşılmıştır. 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Somut olayda; her ne kadar tanık beyanları esas alınarak sonuca gidilmişse de beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmemesi ve komşu işyeri tanıklarının dinlenilmemesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; davalı işyerinden talep edilen döneme ilişkin ücret bordrolarını istemek, davalı Kurum"dan davalı işyerinin talep edilen döneme ilişkin bordrolarını dosya arasına alarak kayıtlı çalışanlar arasından re"sen seçilecek bordro tanıklarını ve davalı Kurum"dan sorularak ya da zabıta marifeti ile tespit edilen komşu işyeri tanıklarını dinleyerek tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı ..."ye iadesine 10.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.