9. Hukuk Dairesi 2014/37331 E. , 2016/8154 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile maaş, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece gerekçeli kararda “ davalılar davanın reddini istemişlerdir “ şeklinde açıklama yapılmış, davalıların savunmalarına yer verilmemiştir.
Mahkemece gerekçeli kararda kıdem tazminatına ilişkin gerekçe oluşturulmuş ise de, fazla çalışma ücreti alacağına ilişkin hiçbir gerekçe yazılmamış, davacının hesaba esas ücreti belirtilmemiş, bilirkişi raporuna atıfla yetinilmiştir.
Ayrıca hüküm altına alınan miktarların net mi yoksa brüt mü olduğu belirtilmeyerek hükmün infazında tereddüde yol açılmıştır.
Mahkemece HMK. nun 332. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin dökümünün yapılmaması ve yargılama giderlerinin hüküm altına alınması sırasında davacının yaptığı harç masraflarının diğer masraflara katılarak kabul/redde göre oranlanması hatalıdır.
Sonuç olarak kararın gerekçesiz olması, infazda tereddüde yol açacak şekilde hüküm kurulması, yargılama giderlerinin dökümünün gösterilmemesi ve davacının yaptığı harç masraflarının diğer giderlere katılarak kabul/redde göre oranlanması Anayasa’ nın 138 ve 141. maddeleri ile HMK. nun 297 ve 322. maddelerine aykırı olup, adil yargılanma hakkının ihlalidir. Kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 04/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.