Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6765
Karar No: 2019/8453
Karar Tarihi: 09.12.2019

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/6765 Esas 2019/8453 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/6765 E.  ,  2019/8453 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.04.2018 tarih ve 2017/69 - 2018/35 sayılı kararı
    Hüküm : 1)Sanıklar suç, Silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat,


    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Bir kısım sanıklar ve müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
    Eylemlerinin bir bütün halinde Anayasayı ihlal suçunu oluşturduğundan bahisle TCK"nın 309. maddesinden mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesi ve ayrıca söz konusu bu kararın temyizi mümkün kararlardan olmaması nedeniyle istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı uygulama ile hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karara yönelik olarak istinaf talebinin reddine karar verilmesi sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    1)Sanıklar.......müdafiinin beraat hükümlerinin gerekçesine yönelik olmayan temyiz talebinde hukuki yararlarının bulunmaması,
    2)Sanıklar...... hakkında mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarından ve ayrıca Anayasayı ihlal suçundan mahkumiyetlerine karar verilen bir kısım sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından verilen hüküm kurulmasına yer olmadığına dair kararların CMK"nın 286/2-h maddesi uyarınca temyiz edilebilir kararlardan olmaması,
    3)Sanıklar..... hakkında mala zarar verme ve basit yaralama suçlarından kurulan beraat hükmüne ilişkin Bölge adliye mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın anılan suçlar için kanunda öngörülen ceza miktarına göre CMK"nın 286/2-g maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olması,
    4)Anayasayı ihlal, Yasama organına karşı suç, Hükûmete karşı suç, silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçları yönünden T.C. Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Hazinesi(İstanbul Muhakemat Müdürlüğü) ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının; silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçları yönünden T.C. Cumhurbaşkanlığı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının anılan suçların niteliği itibariyle doğrudan doğruya zarar görmedikleri ve bu nedenle davaya katılma hakları bulunmadığından davaya katılmalarına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup hükmü temyiz yetkisini vermemesi,
    karşısında katılanlar .... vekili, katılan T.C. Cumhurbaşkanlığı vekili, katılan TBMM Başkanlığı vekili, katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, katılan Maliye Hazinesi vekili, katılan Milli Savunma Bakanlığı vekili ile sanıklar....... müdafiinin temyiz taleplerinin CMK"nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    I. BÖLÜM : HUKUKİ AÇIKLAMALAR
    Ayrıntıları Dairenin 22.03.2019 tarih ve 2018/7103 Esas 2019/1953 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
    Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
    Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur. Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
    Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
    15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000"in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74"ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000"e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4"ü asker, 63"ü polis ve 183"ü sivil olmak üzere toplam 250"den fazla kişi şehit edilmiş, 23"ü asker, 154"ü polis ve 2.558"i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
    Somut darbe teşebbüsü, TCK"nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK"nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
    Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
    Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
    TCK"nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
    Bağlayıcı emrin yerine getirilmesi kapsamında astların hukuki sorumluluğu:
    5237 sayılı TCK"nın benimsediği suç teorisine göre: tipe uygun ve hukuka aykırı fiil, failin kusurlu olması halinde ceza yaptırımı uygulanmasını gerektirir. Her ceza hukuku normu, temelde bir hakkı/bir değeri korur. Bu nedenle ceza hukuku normlarının belirlediği davranış modellerine aykırı düşen her davranış haksızlık içermektedir.
    Kast suçun subjektif unsurunu, kusur ise iradenin oluşum süreci ile ilgili olarak, failin işlediği hukuka aykırı fiilden dolayı kınanabilirliğine ilişkin bir değer yargısını ifade etmektedir. Kınanabilirlik, failin hukuka uygun davranmak, haksızlık yapmamak imkan ve yeteneği varken, hukuka aykırı davranması, haksızlığı tercih/irtikap etmesi halidir.
    Şu halde kasten işlenmiş, tipe uygun/haksızlık içeren fiil, olayda bir hukuka uygunluk sebebi varsa suç teşkil etmeyecek, kusurluluğu ortadan kaldıran bir sebep varsa, suç oluşturmasına rağmen yaptırıma tabi tutulamayacaktır.
    Hukuka aykırılık genel bir ifadeyle, hukuka (hakka) karşı gelmek(Heinrich l kn 305) onunla çatışma halinde olmak demektir. Suçun unsuru olarak hukuka aykırılık ise işlenen fiile hukuk düzeni tarafından cevaz verilmemesi, bütün hukuk düzeni ile çelişki ve çatışma halinde bulunması anlamına gelmektedir(Koca-Üzülmez, age, s. 252; Prof. Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu, Av. Serra Karadeniz-LLM, Türk Ceza Kanunu Genel Hükümler Şerhi, s. 450).
    Hukuka aykırılık, tipe uygunluktan sonra suçun yapısında ikinci aşamayı oluşturur. Başka bir anlatımla işlenen fiil ile tipik haksızlığın gerçekleştiğinin tespitinden sonra yine bu fiille hukuka aykırılık yönünden bir değerlendirme yapılacaktır.
    Bir davranışın tipe uygunluğunun belirlenmesiyle suç teşkil eden haksızlık gerçekleşmiş olur. Şayet olayda bir hukuka uygunluk nedeni yoksa tipe uygun davranış aynı zamanda hukuka da aykırı olacak ve suç teşkil edecektir.
    Suçun hukuka aykırılığını ortadan kaldıran ve dolayısıyla fiilin suç teşkil etmesini engelleyen bu nedenlere hukuka uygunluk sebepleri veya haksızlığı ortadan kaldıran sebepler denir. (Roxin 1, s. 14)
    Klasik suç teorisine göre; objektif olarak bir hukuka uygunluk sebebinin bulunması halinde, failin bunu bilip bilmemesi yani iradesinin hukuka uygunluğu kapsayıp kapsamaması önemsizdir. Hareketin hukuka uygun olduğu kabul edilmelidir. Hukuka aykırılık neticeye göre belirlenecektir. Hukuka uygunluk sebeplerinden biri objektif olarak mevcut ise fiil hukuka uygundur.
    5237 sayılı TCK"da yer alan hukuka uygunluk nedenleri; kanunun hükmünü yerine getirme (TCK 24/1. m.), meşru savunma (TCK 25/1. m.), hakkın kullanılması (TCK 26/1. m.) ve ilgilinin rızası (TCK 26/2. m.)dır.
    TCK"nın 24. maddesinin 2, 3 ve 4. fıkralarında hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi, kusurluluğu ortadan kaldıran bir sebep olarak düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde işaret edildiği üzere hukuka aykırı olan ve emri verenin hukuki sorumluluğunu kaldırmayan bir emrin yerine getirilmesinin hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmesi mümkün değil ise de, Devlet tarafından yerine getirilen kamu hizmetinin yürütülmesinde amirin emrini yerine getirmek durumunda kalan ast yönünden bu durumun bir sorumsuzluk nedeni olarak kabul edilmesinde zaruret bulunmaktadır.
    Kural olarak hukuka aykırı emre muhatap olan kamu görevlisinin bu emri denetlemesi, sorgulaması, hukuka aykırı olduğu kanaatinde ise amirin yazılı emri ve ısrarı olmadan yerine getirmemesi gerekir. Ancak Anayasının 137/3. maddesinde "Askeri hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunda gösterilen istisnaların saklı" olduğu belirtilerek, yapılan işin mahiyeti, kamu düzeni ve kamu güvenliği nedeniyle bazı istisnalara yer verildiği de görülmektedir. Muadil düzenleme TCK"nın 24/4. maddesinde de yer almaktadır.
    Anayasanın 137/2. maddesinde konusu suç teşkil eden bir emrin yerine getirilmesi halinde sadece emri yerine getirenin sorumluluktan kurtulamayacağı belirtilmiş ise de böyle bir emri verenin sorumlu olacağı da muhakkaktır. Şayet emrin konusu suç teşkil ediyorsa Anayasanın 137/2 ve TCK"nın 24/3. maddeleri gereğince böyle bir emrin yerine getirilmesinden emri veren azmettiren, yerine getiren ise fail olarak sorumlu tutulacaktır. (Koca-Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 9. Baskı, s. 331)
    Bir hukuk devletinde kural olarak konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur. (1982 Anayasasının 137/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/3. maddesi). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir(1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
    Amiri tarafından “askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emrin, bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum” olan ast, işlemekte olduğu haksızlığı hukuka uygun hale getiren bir sebebin bulunduğunu düşünmekte ise cezai sorumluluğu ne olacaktır?
    Amirin emrini icra sureti ile işlenen suçlardan dolayı hukuka uygunluk meselesi, Askeri Ceza Hukukunda büyük bir önem taşır. Gerçekten askerlik hizmeti, diğer hizmetlerden farklı olarak, fertlerden daha tam, daha kesin ve daha çabuk bir itaat bekler, hatta böyle bir itaate askerleri zorlar. Nitekim 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 14. maddesine göre: “Ast, amir ve üstüne umumi adap ve askeri usullere uygun tam bir hürmet göstermeğe, amirlerine mutlak surette itaate ve kanun ve nizamlarda gösterilen hallerde de üstlerine mutlak itaate mecburdur. Ast, muayyen olan vazifeleri, aldığı emri vaktinde yapar ve değiştirmez, haddini aşamaz. İcradan doğacak mes’uliyetler emri verene aittir. İtaat hissini tehdit eden her türlü tezahürler, sözler, yazılar ve fiil ve hareketler cezai müeyyidelerle men olunur.”
    İşte askerlik hizmetinin bu özelliğini nazara alan Anayasamız, “kanunsuz emir” kenar başlığını taşıyan 137. maddede, kanunsuz emrin yerine getirilemeyeceğini ve böyle bir emri alan memurun ne suretle hareket etmesi gerekeceğini belirttikten sonra “Askeri hizmetlerin görülmesi… için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır” dediği gibi, ASCK da amir tarafından verilen emrin yerine getirilmesine ilişkin olmak üzere, şöyle bir hüküm sevketmiştir: “Hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse, bu suçun işlenmesinden emir veren mesuldür. Aşağıdaki hallerde maduna da faili müşterek cezası verilir; kendisine verilen emrin hududunu aşmış ise; amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise”
    Bu düzenlemelere göre, emri veren amir ise kesin itaat kuralı her bakımdan geçerlidir; ast emre mutlak surette itaat edecektir. Üst ise kanun ve nizamlara göre kendisine böyle bir emir vermeğe yetkili olup olmadığını araştıracak, yetkili olduğuna kanaat getirirse itaat edecektir. İç Hizmet Kanununa göre, amir makam ve memuriyet yönünden emretmek yetkisine sahip kimse iken(m. 9); üst, rütbe ve kıdem büyüklüğünü ifade eder(m. 10). Mevzuat, konusu suç teşkil eden emir müstesna, amir tarafından verilen emrin muhteva itibari ile kanuna uygunluğunu araştırmaktan astı yasaklamıştır. Emrin hizmete ilişkin olması halinde, emri yerine getiren kimsenin prensip itibari ile hiç bir ceza sorumluluğu yoktur ve bütün sorumluluk sadece emri verene aittir. Özel nitelikte olmayan ve bu özel niteliği ilk bakışta anlaşılmayan her emir, hizmetle ilgili sayılmak gerekir.
    Ast kendisinden verilen emrin bir suç işlemek maksadı ile verildiğini biliyorsa ve buna rağmen emri yerine getirmişse kendisi de amirle birlikte ceza görecektir. Dikkat edileceği veçhile, astın bu hususta sadece bir şüpheye kapılması cezalandırılması için yeterli değildir, zira her asker, amiri tarafından verilen emrin kanuni olduğunu farz ve kabul etmek zorundadır ve bu konuda ast lehine bir karinenin varlığı kabul edilebilir(AsCK 41, f. 2 ve 3)(Prof, Dr. Sahir Erman Askeri Ceza Hukuku Syf 176 vd.).
    Emrin hukuka uygunluğu konusunda yanılgı olabilir. Ayrıntıları Dairemizin 24.04.2017 tarih ve 2015/3-2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere;
    Hata (yanılma); genel olarak kişinin tasavvuru zihinden geçirdikleri ile gerçeğin birbirine uymaması anlamına gelen bir kavramdır. Hata kural olarak iradenin oluşum sürecine etki eder ve gerçeğin yanlış biçimde tasavvuru veya bilinmesi nedeniyle irade bozulmuş olarak doğar. Failin tasavvurunun konusu dış dünyaya ait bir şeye ilişkin olabileceği gibi, normatif dünyaya (kurallar alanına) dair de olabilir. Dış dünyayla ilgili şey olduğundan farklı bir biçimde algılanması halinde unsur yanılgısından (tipiklik hatası), normatif dünyaya ait gerçekliğin farklı biçimde değerlendirilmesi halinde ise yasak hatasından bahsedilir. Kısaca unsur hatası bir algılama hatası olduğu halde; yasak hatası bir değerlendirme hatasıdır.
    Hata, kastı ortadan kaldıran veya kusurluluğu etkileyen hata olmak üzere ikiye ayrılır. Suçun maddi unsurlarında (TCK 30/1), suçun nitelikli hallerinde (TCK 30/2), hukuka uygunluk nedenlerinin maddi şartlarında (TCK 30/1-3) hata halleri kastı kaldırır. Kusurluluğu ortadan kaldıran veya azaltan sebeplerin maddi şartlarında hata (TCK 30/3) ile haksızlık yanılgısı (yasak hatası) (TCK 30/4) kusurluluğu etkileyen hata şekilleridir. Kastı kaldıran hata türüne hukuka uygunluk nedenlerinin sınırındaki yanılgıyı da eklemek gerekmektedir(TCK 27/1).
    Yargıtay, geçmişteki uygulamalarında haksızlık yanılgısını kast kapsamında ele alarak çözüm yoluna gitmiştir. (Yargıtay CGK"nun 24/12/1996 tarih ve 1996/8-286 Esas 1996/296 Karar sayılı kararı) Doktrin ve uygulamadaki bu görüş, 2003 tarihli TCK tasarısına da aynen yansıyarak "kanunun bağlayıcılığı" başlığını taşıyan 2. maddesi "ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz" şeklinde bir düzenleme ihtiva etmekteydi. Yine aynı etkiyle tasarıda "hata" başlığını taşıyan 23. maddesinde "fiili hata" ifadesi kullanılmıştır.
    5237 sayılı TCK"nın 30. maddesinde düzenlenen hata kurumu ile ilgili olarak madde gerekçesinde şöyle denilmiştir: ".....işlenen fiilin esasen bir haksızlık oluşturduğu hususunda hataya düşmüş olabilir. Bu hatanın kişi açısından kaçınılmaz olması halinde, kişi gerçekleştirdiği haksızlık dolayısıyla kınanamaz. Kişi sakınamayacağı bir hata nedeniyle bu bilinçten yoksunsa onu sorumlu tutmak bir evrensel hukuk prensibi olan kusursuz ceza olmaz ilkesine aykırılık oluşturur. Ancak kişinin cezalandırılabilmesi için işlediği fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini gerçekten bilmesi gerekmez. Kişi, her ne kadar işlediği fiilin haksızlık teşkil ettiğini gerçekten bilmiyorsa da bilgi düzeyi, gördüğü eğitim, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel çevre bakımından, bu fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini kavrayabilecek durumda olabilir. Bu husustaki hatanın kaçınılabilir olduğu durumlarda kişi gerçekleştirdiği fiil açısından kasten hareket etmemiştir. Ancak, düştüğü bu hatanın kaçınılabilir olması nedeniyle kusurunun azalmış olabileceğini kabul etmek gerekir. Bu hatanın kaçınılabilir olduğunun kabul edilmesi halinde, bu kaçınılabilirliğin derecesine göre kusurun da derecelendirilmesinden bahsedilebilir. Bu durumda kişinin cezasında suçun kanundaki cezasının alt sınırına kadar indirim yapılabilecektir. Bu indirim zorunlu değil, ihtiyari bir indirim olmalıdır....."
    Uygulama ve doktirin de;
    Alman Federal Mahkemesi Büyük Ceza Kurulunun 18.03.1952 tarihli kararında; "hukuka aykırılık bilinci; failin, davranışının hukuken tasvip edilmediğini, yasaklandığını bilmesidir. Suçun yasal tanımında yer alan unsurlar haksızlık bilincinin konusunu oluşturmaz; bunlar kast kapsamındadırlar. Failin suçun yasal tanımında yer alan unsurların somut olayda gerçekleştiğini bilmemesi unsur yanılgısıdır. Unsur yanılgısında, fail somut olayda ne yaptığının bilincinde değildir. Failin iradesi suçun yasal tanımında yer alan unsurların gerçekleştirilmesine yönelik değildir. Bu nedenle failin kasten hareket ettiği söylenemez. Failin yanılgısı taksire dayanıyorsa, bu suç taksirle işlenebiliyorsa sorumlu tutulabilir. Buna karşılık haksızlık yanılgısında fail somut olayda ne yaptığının bilincindedir. Fakat davranışını yasaklayan normun varlığında veya yorumunda yahut hukuken tanınmayan bir hukuka uygunluk nedeninin varlığında veya hukuki sınırında hataya düşmekte, böylece davranışının meşru olduğu düşüncesiyle hareket etmektedir. Yasak yanılgısı, fiilin hukuka aykırılığı hakkındaki yanılgıdır.
    Failin ceza sorumluluğuna gidilebilmesi için kusurlu olması şarttır. Kusur, kınanabilirliktir. Kusurun ifade ettiği değersizlik yargısı ile fail hukuka uygun davranmadığı, haklı olan lehine karar verebilme ve hukuka uygun davranma imkanına sahip olmasına rağmen haksız olan davranışı tercih etmesi nedeni ile kınanmaktadır. Kusur yargısının temeli insanın özgür iradesidir. İnsan, özgür iradeye sahip bir varlık olması nedeniyle haklı olan davranış ile haksızlık arasında bir tercih yapma ve haklı olan davranış lehine karar verebilme, davranışlarını hukuk düzeninin gereklerine göre yönlendirebilme, hukuk düzeninin yasakladığı davranışlardan sakınma yeteneğine sahiptir. Kusur yargısının temelini oluşturan insanın irade özgürlüğü ise, haksızlık bilincinin varlığını gerekli kılar. Çünkü insanın haklı olan davranışla haksızlık arasında tercih yapabilmesi için bunu bilmesi şarttır. Fail, haksızlık bilincine sahipse ve özgür iradesiyle haksız olan davranışı tercih ediyor ise kusurludur. Fakat yasak yanılgısı her zaman failin kusurunu tamamen ortadan kaldırmaz. İnsan, hukuk toplumunun bir üyesi olarak hukuka uygun davranmak ve haksız olan davranışlardan sakınmak yükümlülüğü altındadır. Failin açıkça yasak olduğunu bildiği davranışlardan sakınması bu yükümlülüğü yerine getirdiği anlamına gelmez. Fail, aynı zamanda davranışlarının hukuk düzeninin gerekleri ile uyumlu olup olmadığını sorgulamakla yükümlüdür. Fail bu husustaki şüphesini tefekkür etmek veya bir uzmana danışmak yoluyla bertaraf etmek zorundadır. Ayrıca fail vicdan muhasebesi de yapmalıdır. Failden beklenen vicdan muhasebesinin ölçüsü, somut olayın koşulları ile onun sosyal ve mesleki çevresidir. Fail ondan beklenen vicdan muhasebesine rağmen davranışının haksızlığını idrak etmeye muktedir değilse yanılgısı kaçınılmazdır. Bu durumda fail kusurlu addedilemez. Buna karşılık fail ondan beklenen vicdan muhasebesiyle davranışının haksızlığını idrak edebilecek idiyse yasak yanılgısı failin kusurunu tamamen ortadan kaldırmaz; fail kusurludur, ancak kusuru azalmıştır. Hukuka aykırılık bilinci ne davranışın cezalandırılabilir olduğunun, ne de yasak normu ihtiva eden kanun hükmünün bilinmesini gerekli kılar; davranışın teknik hukuk bakımından doğru şekilde nitelendirilmiş olması da şart değildir. Bununla birlikte davranışın münhasıran ahlaka aykırı olduğunun bilinmesi de kafi değildir.
    Kasten işlenen bir suç, haksızlık yanılgısı içinde işlenebilir. Yasak yanılgısı suç kastını ortadan kaldırmaz; kast varlığını muhafaza eder. Hukuka aykırılık bilinci ya da fiilin hukuka aykırılığının fail tarafından idrak edilebilir olması kusurun bir unsurudur. Kast teorisinin benimsenmesi sakıncalıdır. Kusur teorisinin öngördüğü çözüm kusur ilkesi ile de uyumludur."şeklinde, hata, unsur hatası ve haksızlık yanılgısı ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir
    Suçun maddi unsurlarında hata (unsur yanılgısı): TCK"nın 30/1. maddesinde “suçun kanuni tanımındaki maddi unsurlara ilişkin bilgisizliğin kastı ortadan kaldıracağı” belirtilmiştir. Unsur yanılgısının konusunu suçun maddi unsurları oluşturmaktadır. Suçun maddi unsurları bilindiği üzere, suçun konusu, fail, mağdur, fiil, netice ve nedensellik bağıdır. Suçun oluşması için failin bu unsurları bilerek hareket etmesi şarttır. Bilgisizlik veya yanlış tasavvur, (unsur yanılgısı) failin kastını kaldırır.Unsur yanılgısı kastı ortadan kaldırdığına göre, böyle bir yanılgı ancak kastın kapsamında kalan konular hakkında olabilir. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilinmesini gerektirdiğinden, maddi unsurların bilinmemesi halinde kasten işlenen bir haksızlıktan bahsedilemez.
    Unsur yanılgısında kısacası, fail somut olayda ne yaptığının bilincinde değildir. Somut olayın gerçekleşme koşullarında yanılmaktadır. Failin iradesi suçun yasal tanımında yer alan unsurların gerçekleşmesine yönelik değildir. Esasen unsur yanılgısında kaçınabilirlik önemli değildir. Zira her iki halin de kastı bertaraf edici etkisi bulunmamaktadır.
    Unsur yanılgısının haksızlık yanılgısından farkı ise, fail suçun yasal tanımında yer alan maddi unsurların somut olayda gerçekleştiğinin bilincindedir. Fail somut olayda ne yaptığını bilmekte, fakat davranışının hukuka aykırılığında yanılmaktadır. Bu nedenle haksızlık yanılgısının tipiklik üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Failin kastını ortadan kaldırmaz. Fiil kasten icra edilen haksızlık olma özelliğini muhafaza eder. Dolayısıyla unsur yanılgısından farklı olarak haksızlık yanılgısı, failin kastını bertaraf ederek taksirli işlenen suçtan sorumlu tutulması sonucunu doğurmaz. Fail somut olayda kasten hareket etmesine rağmen fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini bilmeyebilir. Bu nedenle ne kastı ne de fiili bertaraf edici değildir. Sadece kusur üzerinde etkilidir. Haksızlık yanılgısı kaçınılmaz ise failin kasta dayalı kusuru tamamen ortadan kalkar ve faile kasten işlediği suçun cezası verilmez; buna karşılık yanılgı kaçınılabilir ise fail kasten işlediği suçtan sorumludur. Ancak yanılgının kusur üzerindeki etkisine göre cezada indirim yapılması gerekmektedir. (Göktürk, age, s. 76,77)
    TCK"nın 30/3. maddesinde "ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ilişkin koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi bu hatasından yararlanır." denilerek hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu etkileyen haller birlikte düzenlenmiştir. Hukuka uygunluk nedenlerinin maddi şartlarındaki hatayı bu kapsamda değerlendirmek gerekecektir. Hatadan yararlanmak için kaçınılmaz olması gereklidir.
    Kaçınılmazlık, failin hataya düşmesindeki kişisel kusurun değerlendirilmesi ile ilgilidir. Failin, yaşı, mesleği, bilgisi, görgüsü, somut olaydaki durumu dikkate alınarak hatanın kaçınılmaz olup olmadığı bu değerlendirmede göz önünde bulundurulacaktır.
    Failin hukuk düzenince tanınmayan bir hukuka uygunluk nedeninin var olduğu (Bestandsirrtum / Erlaubnisnormirrtum) ya da hukuken tanınan bir hukuka uygunluk nedeninin hukuki sınırında yanılgı içinde (Grezirrtum Erlaubnisgrenzirrtum) olduğu durumda izin yanılgısı (Erlaubnisirrtum) ya da dolaylı haksızlık yanılgısından (der indirikte Verbotsirrtum) söz edilmektedir. Bu durumda somut vakıaya değil, münhasıran norma dayalı bir değerlendirme söz konusu olduğundan, haksızlıkla doğrudan bir ilgisi bulunmayan bu yanılgının haksızlık yanılgısı (TCK m. 30/4) kapsamında mütalaa edilmesi gerekmektedir.
    Bu yanılgı türünün haksızlıkla doğrudan bir ilgisinin bulunmaması nedeni ile kast üzerinde herhangi bir etkisi de yoktur. Fiil kasten icra edilen bir haksızlık olma özelliğini korur. Hukuka uygunluk nedenlerini düzenleyen normların da bir hukuk normu olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu yanılgı norma dayalıdır. Ancak bu norm bir suç tipine dayanak oluşturan yasak normu değil, bu normun yasakladığı davranışa izin veren bir normdur. Failin izin normunu bilmemesine ya da yanlış bilmesine dayalı bir değerlendirme yanılgısı mevcuttur. Fail, hukuk düzeninde mevcut olmayan bir hukuka uygunluk nedenini var saydığı veya hukuki sınırında yanılgıya düştüğü için hukuk düzeninin fiiline izin verdiği kanaati ile hareket etmektedir.
    İzin yanılgısının kaçınılmaz olması durumunda, failin haksızlık bilinci ile hareket ettiği söylenemez. Failin içinde bulunduğu izin yanılgısı, yasak normunun uyarı fonksiyonunu tamamen işlevsiz bırakmaktadır. Yasak normu ile izin normunun çatıştığı bir durumda, uygulanma önceliği izin normuna aittir. Buna bağlı olarak izin normu, yasak normunun fiilin icrasından kaçınmak yönündeki uyarısını tümüyle etkisiz bırakmaktadır. Kaçınılmaz izin yanılgısı halinde, kusuru tamamen ortadan kalkacağı için faile ceza verilemez(TCK m. 30/4; CMK m. 223/3-d) (Neslihan Göktürk Haksızlık Yanılgısının Ceza Sorumluluğuna Etkisi sh.125 vd.).
    Failin, gerçekte olmamasına rağmen işlemiş olduğu fiili hukuka uygun hale getiren bir sebebin bulunduğu düşünerek hareket etmesi hali haksızlık yanılgısının ikinci görünüm şeklini oluşturmaktadır. Bu ihtimalde fail işlediği fiilin yasaklılığına ilişkin tam bir bilgiye sahiptir, ancak somut olayda işlemiş olduğu haksızlığı hukuka uygun hale getiren bir sebebin bulunduğunu düşünmektedir. Kısaca fail bir hukuka uygunluk nedeninin hukuki varlığında hataya düşmektedir(Koca-Üzülmez, ege s.344).
    Astın konusu suç oluşturan emri, haksızlık oluşturduğu konusunda kaçınılmaz bir hataya düşerek yerine getirmesi, somut olay çerçevesinde bilgi düzeyi, olayın özellikleri, tecrübe, rütbe ve konumu gibi olgular nazara alınarak TCK"nın 30/4. maddesi bağlamında değerlendirilmelidir. Keza astın emrin askeri hizmet alanında verildiği, amirin yetkili olduğu ve zorunluluk teşkil ettiği hususlarında yanılgıya düşerek konusu suç teşkil eden emri yerine getirmesi halinde yapılan değerlendirme neticesinde TCK"nın 30/1. maddesi gereğince kasten hareket etmediği neticesine varılabilir. (Prof. Dr. F. S. Mahmutoğlu-Av. S. Karadeniz, TCK"nın Genel Hükümler Şerhi, s.480-482)
    Hatanın kaçınılamaz olup olmadığı, ex ante bir değerlendirme ile failin bilgi düzeyi, gördüğü eğitim, yaşı, rütbe ve görevi, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel çevre koşulları somut olayın özellikleri göz önünde bulundurularak belirlenecektir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Genel olarak: 15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin cebren değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000"in üzerinde askeri personelin katılımıyla gerçekleştirilen darbe teşebbüsünde üstleri tarafından kullanılan erlerin de bulunduğu bir vakıa olmasına ve suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden aynı yasanın 37-39.maddeleri gereğince iştirakın her şeklinin uygulanmasının mümkün bulunmasına nazaran:
    a- Sıfat, konum ve rütbeleri ne olursa olsun;
    Örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları tespit edildiğinde TCK"nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail",
    b-Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım eden olarak sorumlu tutulmaları,
    c- Anılan kalkışma Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak kabul edildiğinden, ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde de doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanıp başlanmadığı saptanmalı,
    -Hatanın kaçınılamaz olup olmadığı tespit edilirken, olağan dönemlerde de aranan,failin bilgi düzeyi, gördüğü eğitim, yaşı, rütbe ve görevi, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel çevre koşulları gibi kriterlerin, siyasi tarihi itibariyle darbe geleneğinin demokrasi kültüründen daha baskın olduğu ülkede suç tarihi itibariyle yaşanan kalkışmanın olağanüstü şartları nazara alınarak değerlendirilmesi, mevcut irade ve bilgisini, eylemin haksızlığını algılama, davranışlarını bu algılama doğrultusunda yönlendirme ve böylece haksızlığı tercih etmeme bakımından kendisinden beklenebilen tercih ve tutum noktasında kullanıp kullanmadığı ex ante bir değerlendirme ile belirlenmeli,
    -Bu değerlendirmeler yapılırken, askeri hiyerarşinin en altında yer alan erler ile rütbeli personelin “ast” kavramına bağlanan hukuki sonuçlar bakımından aynı değerlendirmelere tabi tutulamayacağı da gözetilmek suretiyle;
    aa-Sanığın, işlediği fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini bilmesine rağmen,bu fiili müşahhas olayda hukuka aykırı olmaktan çıkaran bir maddi sebebin varlığı hususunda kaçınılmaz bir yanılgıya düştüğü kanaatine varıldığında bir hukuka uygunluk sebebi olarak “Yetkili amir tarafından verilen ve yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan, hizmete ilişkin emrin ifasının(TCK madde 24) maddi şartlarında kaçınılmaz bir yanılgıya düştüğü kabul edilirek, hatanın TCK"nın 30/3 delaletiyle 30/1 maddesi kapsamında kastı kaldıracağından 5271 sayılı CMK"nın 223/2-c maddesi gereğince beraatine,
    bb- Sanığın, işlediği fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini bilmesine rağmen, esasen hukuk düzeninde kabul edilmeyen “konusu suç teşkil eden emrin ifası” nın, askeri hiyararşi içinde mutlak itaat ve emrin muhtevasını sorgulayamama ilkelerinin sonucu olarak bağlayıcı olduğu hususunda kaçınılmaz bir yanılgıya düştüğü kanaatine varıldığında hukuka uygunluk nedenlerinin varlığında kaçınılmaz bir yanılgıya düştüğü kabul edilerek, kaçınılmaz izin yanılgısı kusuru tamamen ortadan kaldıracağından TCK m. 30/4 maddesi delaletiyle, 5271 sayılı CMK"nın 223/3-d maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmelidir.
    II. BÖLÜM : SOMUT OLAY
    Dava kapsamındaki olayların izah edilmesinden önce silahlı terör örgütü FETÖ/PDY mensuplarınca 15 Temmuz 2016"da gerçekleştirilen darbe girişimi kapsamında İstanbul"da meydana gelen olayların genel olarak belirtilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;
    Saat 21.30"da Beylerbeyi civarında bir grup askerin sivil araçların önünü keserek “Darbe yaptık, kimlik soruyoruz” dedikleri ve bazı araçları da geri gönderdikleri, saat 22.00 civarında Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin bir grup asker tarafından tek taraflı olarak trafiğe kapatıldığı,
    Harp Akademileri komutanı Korgeneral ..... ile Deniz Harp Okulu komutanı Tümamiral Mesut Özel"in derdest edilip askeri cezaevine konuldukları, Moda Deniz Kulübünde bir düğünde bulunan aralarında Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal"ın da olduğu çok sayıdaki üst düzey komutanın rehin alınıp Ankara"daki Akıncı üssüne götürüldüğü,
    İstanbul Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi, Afet Koordinasyon Merkezi, Sabiha Gökçen Havalimanı, Borsa İstanbul binası, Ak Parti İl Başkanlığı, Taksim Meydanı, Digitürk binası, Hürriyet Gazetesi ile CNN Türk ve Kanal D televizyonu binalarının işgal edilmeye çalışıldığı,
    Atatürk Havaalanının giriş ve çıkışlara kapatıldığı, uçuş kontrol kulesinin ele geçirilip uçuşların durdurulduğu,
    Yerleşim yerleri üzerinde alçaktan uçan savaş uçaklarının sonik patlamalara neden olduğu,
    Boğaziçi Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü, Çengelköy Polis Merkezi, Borsa İstanbul, Topkule Kışlası ve Acıbadem Türk Telekom gibi çeşitli yerlerde polisin ve halkın direnişi ile karşılaşılması üzerine asker şahıslarca gerçekleştirilen saldırılarda 5 polis memuru ile 94 sivilin şehit edildiği, 612 kişinin de yaralandığı,
    1. Ordu Komutanı Orgeneral...ın, saat 00.52"de bir televizyon kanalına bağlanarak askeri kalkışmaya ilişkin "Bu, TSK tarafından desteklenen bir hareket değildir. Bu olaylar meydana geldiği andan itibaren Sayın Valimizle bir araya gelip İstanbul üzerine yoğunlaştık. Buradaki problemi çözmek için çalışıyoruz" şeklinde açıklamada bulunduğu, başka dava dosyalarındaki bilgilerden ve açık kaynaklardan tespit edilmiştir.
    1)Darbe teşebbüsüne yönelik İstanbul"daki hazırlık toplantıları:
    15 Temmuz 2016 tarihinde silahlı terör örgütü FETÖ/PDY mensuplarınca gerçekleştirilen darbe teşebbüsü öncesindeki hazırlıklara yönelik olarak İstanbul"da yapılması gerekenleri organize etmek amacıyla başka dosya sanıkları Kurmay Albay..... Kurmay Yarbay.... ve Binbaşı .....’nun 13 Temmuz 2016 günü Ankara"dan İstanbul"a gelerek bazı toplantılar gerçekleştirdikleri, bu kapsamda 13 Temmuz 2016 günü saat 19.00 ile 14 Temmuz 2016 günü saat 01.30 arasında başka dosya sanıkları Tugay Komutanı Tuğgeneral ...... ve 1. Ordu Komutanlığı Harekat Kurmay Başkanı Tuğgeneral ... ile bazı subayların da katılımıyla 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında yaptıkları toplantıda darbe girişimine yönelik hazırlıkların ne seviyede olduğu, ne kadar personel, araç ve gereç sevk edileceği, ifşa olunmaması için personelin hangi gerekçelerle birliklerine çağrılmaları ve görev alanlarına sevk edilmeleri gerektiği gibi konular konuşulmuştur. Yukarıda isimleri belirtilen üç kişi tarafından 14 Temmuz 2016 günü öğle saatlerinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında aynı konuların gündemde olduğu bir toplantı daha gerçekleştirilmiştir. Bu toplantı sonrasında Kurmay Yarbay..... Harp Akademileri Komutanlığına giderek baş hoca Kurmay Albay.....ile görüşüp yönetime el konulacağını bildirerek bu kapsamda Hava Harp Okulunda saat 21.00’de koordinasyon toplantısı icra edileceğini belirttiği, kararlaştırılan yer ve saatte icra edilen bu toplantıya yukarıda isimleri yazılı olan üç kişi ile birlikte 1. Ordu Komutanlığı Harekat Kurmay Başkanı Tuğgeneral ..., Harp Akademileri Komutanlığından başka dosyanın sanıkları firari baş hoca Kurmay Albay ..... ve öğretim görevlisi Kurmay Binbaşı ..... ile birlikte bazı subaylar katılmıştır.
    Harp Akademileri Komutanlığındaki kurmay subay öğrenciler, 15 Temmuz 2016 günü öğle saatlerinde baş hoca Kurmay Albay ..... tarafından başlarında öğretim görevlisi subaylar olmak üzere gruplara ayrılarak İstanbul"daki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, 23. Motorlu Piyade Alay Komutanlığı ve... Kışlası gibi çeşitli birliklere görevlendirilmişlerdir.
    2)1. Ordu Komutanlığı... Kışlasında gerçekleşen olaylar:
    TSK Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı dört ordu komutanlığından biri olan 1. Ordu Komutanlığının karargahı, İstanbul ili Üsküdar ilçesindeki... Kışlasında olup komutanlık bünyesinde Maltepedeki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı da dahil olmak üzere çeşitli il ve ilçelerde görev yapmakta olan bir çok mekanize piyade ve zırhlı tugaylar bulunmaktadır.
    1. Ordu Komutanlığı Harekat Kurmay Başkanı Tuğgeneral ..., 15 Temmuz 2016 günü mesai saati bitmesine ve nöbetçi olmamalarına rağmen karargah binasında kalan sanıklar Plan Harekat Şube Müdürü Kurmay Yarbay....., İstihbarat Eğitim Plan Subayı Kurmay Binbaşı....., Kurmay Yüzbaşılar Plan Subayı....ve İcra Subayı... ile saat 19.38 ile 20.42 arasında bir toplantı yapmıştır. Tuğgeneral ... Cumhuriyet savcısı tarafından müdafii huzurunda şüpheli sıfatıyla alınan savunmasında söz konusu bu toplantıyı şöyle ifade etmektedir: "15.07.2016 günü saat 17.30 sıralarında mesai saatimiz bitti ve mesai bitiminde Yarbay ...., Yüzbaşı ...Binbaşı ... ve Yüzbaşı ...."e kalmalarını ve kendileri ile görüşmek istediğimi söyledim, bu kişiler ile saat 20.00 sıralarında odama çağırdım ve görüşmeye başladım ve kendilerine kalkışma ile ilgili durumu anlatmak istediğim sırada kullandığım telefona saat 21.00 sıralarında dahil olduğum Yurtta Sulh Whats App grubundan birlikler ulaştı, bazı yerlerin emniyete alındığı şeklinde mesajlar gelmeye başladı ve ardından makam odamda bulunan telefon arandı ve.....bana faaliyetin erken saate alındığını söyledi ve telefonu kapattım. Bunun üzerine odamda bulunan komutam altındaki rütbelilere sıkıyönetim ilan edildiğini, ordu yönetime el koyuyor, emir komuta bütünlüğü içerisinde bana yardımcı olun dedim. Bunun üzerine odada bulunanlar hiçbir şey söylemediler ve odadan çıkarak harekat merkezine gittik"
    Bu toplantı sonrasında sanıklar Kurmay Yarbay....., Kurmay Yüzbaşılar...ve .... kamuflaj elbiselerini giyerek harekat merkezine gitmişler ve sabah saatlerine kadar burada bulunmuşlardır. Sanık Kurmay Binbaşı .... ise Tuğgeneral ... tarafından kışla emniyeti için görevlendirilmesi üzerine kamuflaj elbisesini ve hücum yeleğini giyip G3 tüfeğini de alarak kışlada görev yapmıştır.
    Darbe girişimi teşebbüsünün ilk anları olan saat 21.15"te başka dosya sanığı Binbaşı .... tarafından kurulan, katılımcıları Ankara ve İstanbul"da görevli bazı subaylar olan, darbe girişimi esnasındaki gelişmelerin birbirlerine aktarılmasında ve buna göre gerekli eylemlerin yapılmasına yönelik olarak "E5 ve TEMden istanbul disina cikan trafik serbest birakilacak, istanbul icine giren trafik engellenecek ve geri cevirilecek; AKOM"a müdahale edildi; 1.koprunun avrupa istikameti durduruldu; Alademi takviye ekibi hadimkoyde; Tanklar b.paşada; Ataturk hava limani tamam. Hava limanina girisler yasaklandi. Cikislar serbest; geçirmeyin ateş serbest; Bayrampasadan bir tane bile polis cikmayacak; tüm zırhlı unsurlar sahaya insin; AKP İstanbul il teşkilatı kontrol altında; sakın tereddüt etmeyin çakın; İstanbul moda deniz kulübüne müdahale lazım. Generaller var.derdest edilecek; Taksime takviye istiyoruz kalabalik toplanıyor; toplanan kitlelere ve askeri kuvvetlere karşı duran polislere silahla, tanklarla sert şekilde müdahale edilecek; bu tvlerin susturulması gerekiyor; Çengelköy de direnen 4 kişiyi vurduk; arıcılar camisini susturuyoruz" şeklinde mesajlar paylaşılan ve darbe girişiminin başarısızlıkla neticeleneceğinin anlaşılması üzerine saat 05.48"de "faaliyet iptal, hayatta kalın" şeklindeki mesajla sona eren "Yurtta Sulh Biziz" isimli Whats App grubunun katılımcılarından olan Tuğgeneral ..., Kurmay Albay ... ile Kurmay Binbaşı ...."nin aynı zamanda harekat merkezindeki faaliyetlerini ifa ettikleri esnada bu grupta paylaştıkları bazı mesajları şöyledir:
    Tuğgeneral ... tarafından paylaşılan mesajlar:
    Saat 22.09"da "1nci or.k. hemen alinmali isi", saat 22.12"de "Lutfen ordu komutanini alin. Ne oluyor diye", saat 22.12"de "Hadimkoy hazir", saat 22.16"da "Hadimkoy akman1 kislasina gidilecek", saat 22.19"da "Konum gonderildi sabah iki adet", saat 22.26"da "Umit pasaya 4 akademi ogrencisi gonderdim ancak yardim almalilar enterne", saat 22.48"de "Ordu k alindi mi", saat 22.52"de "Halen serbest", saat 23.07"de "Ordu k alindi mi", saat 23.08"de "Or kh ns gelebilir mi" "Gelmesin sakin", saat 23.12"de "Trakya birlikleri mesaj cekildi", saat 23.14"de "Ordi k alindi mi", saat 23.32"de "Or k kopru civarinda", saat 00.59"da "2 nci kor k birlikleri gondermiyorum diyor", saat 01.00"de "Kk. Gnkur emri dedik mesaj cekmistik . Go dermeyecegim dedi"
    Kurmay Albay .... tarafından paylaşılan mesajlar:
    Saat 21.28"de "Alınması gerekenlerin derhal alınması...", saat 21.31"de "Ok yardıma gidiyoruz..", 21.50"de "Hadimkoy takviye ekibi kimle irtibata gececek konusulan isim orada yok", saat 22.12"de "Alademi takviye ekibi hadimkoyde", saat 23.30"da "Or k tlf caliyor acmiyor konum bulunamazmi", saat 23.46"da "5 ve 2 kor birliklerine istanbulu takviye gorevi verildi", saat 00.17"de "Kozyatagina dogru 20 polis araci gitmis bilgi", 00.24"de "66 tug k ist il emniyeti cekiyormus ???", saat 00.25"de "Tb k na emir vermis durdu selim bilgi verdi", saat 01.31"de "1 or khna Hava araci" "Gonderilrse cnn vs adam gonderebiliriz", saat 01.40"ta "66 K. birliklrine cekilin falan demis tedbir??", saat 01.42"de "Ntv icin ekip gitti, selimiyeye hava araci olursa medyaya mudahale edecek ekip var", saat 01.45"te "Koprulerdeki kapama trafik sıkıntısı oluyor birlikler takviyeye ve müdahaleye gidemiyor?", saat 02.36"da "Selimiyede 2 tank 2 zpt bekliyor ama?", saat 02.37"de "Selimiyede 3 sb 11 asker heli için hazır"
    Kurmay Binbaşı ... tarafından paylaşılan mesajlar:
    Saat 21.19"da "Her mesaja cevap verilmesin dinlemede kalınsın lütfen.. Dikkat dağılıyor", saat 01.47"de "65 den 2 Mknz 1 mot bl yola çıkıyor"
    Tuğgeneral ..., 15 Temmuz 2016 tarihinde sanık Yarbay...nin karargah nöbetçi amiri; sanık Yarbay.....un harekat merkezi vardiya amiri; sanıklar Kurmay Yüzbaşı..., Astsubay Kıdemli Çavuş...ve Astsubay Kıdemli Başçavuş...."in ise vardiya görevlisi olarak nöbetçi oldukları harekat merkezine saat 22.00"ye doğru giderek mesaj gelip gelmediğini sormuştur. Kısa bir müddet sonra harekat merkezine tekrar gelen Tuğgeneral ..., orada bulunanlara hitaben “Sıkıyönetim ilan edildi, Genel Kurmaydan ve Kuvvet Komutanlığından gelen bütün emirlere mutlak itaat ediyoruz" şeklinde sözler sarf etmiştir.
    Tuğgeneral ..."in emir astsubayı olan sanık...., saat 22.00 sıralarında Tuğgeneral ... tarafından çağrılması üzerine kışlaya geri dönerek makamında görüştükten sonra kamuflajını giyip MP5 makinalı silahını da alarak harekat merkezinde olduğu esnada Tuğgeneral ..."in yanında bulunmuştur.
    Sözde sıkıyönetim emri saat 22.30 sıralarında harekat merkezinin mesaj sistemine gelmiştir. Bu emrin ekindeki atamalar listesinin 125. sırasında Tuğgeneral ..., 1. Ordu Komutanlığı Harekat Kurmay Yarbaşkanı olarak yer almıştır.
    Harp akademilerinde kurmaylık öğrencisi olan sanıklar Binbaşı ..., Yüzbaşılar ... .... ile başka dosya sanıkları Yüzbaşılar....ve .... ile baş hoca Kurmay Albay ....ve öğretim görevlisi Kurmay Binbaşı .... kendilerine ait üç araba ile saat 22.20 - 23.00 arasında kamuflajlı ve silahlı halde peyderpey harekat merkezine gelmişlerdir. Tuğgeneral ... tarafından Kurmay Albay ...."a planlama yapması, beraber geldiği kişileri dağıtıp birliklerin haritada işaretlenmesi ve gelişmelerin takip edilmesi görevi verilmiştir. Bunun üzerine akademi öğrencisi olan bu subay sanıklar, Kurmay Albay .... tarafından vardiya nöbetçileri sanıkların yanlarına görevlendirilmiştir.
    Tuğgeneral ..."in emri üzerine kışladaki nöbetçiler emir astsubayı sanık.... tarafından harekat merkezine çağrılmış, kışla nöbetçi amiri sanık Binbaşı.... ...a vardiya amiri sanık Yarbay ... tarafından genel kurmaydan bir mesaj geldiği, sıkıyönetim ilan edildiği, bu nedenle kışla emniyetinin arttırılması gerektiği söylenmiştir. Harekat merkezinden çıkan kışla nöbetçi amiri sanık Binbaşı...., amirlerini aradıktan sonra kışlanın emniyetini arttırmak amacıyla kışla muhafız bölük komutanı sanık Yüzbaşı...."nu saat 22.10"da arayarak kışlaya çağırmış, akabinde nizamiyeye giderek ani müdahale mangasındaki askerleri nöbet kulelerine dağıtmış, saat 24.00"ten sabah 08.00"e kadar önce muhabere merkezinde sonrasında bölük nöbetçi astsubay odasında televizyon izleyerek gelişmeleri takip etmiştir.
    Sanık Yüzbaşı ... saat 22.14"de telefonla arayarak sanık Üsteğmen ...nu kışlaya çağırmıştır. Sanık Yüzbaşı ..."na saat 22.20 civarında kışlaya girdiğinde karşılaştığı sanık Kurmay Binbaşı... tarafından Tuğgeneral ..."in nizamiyeye her geliş gidişin sorgulanması emrini verdiği belirtilip nizamiyeye dikkat edilmesi gerektiği ve ayrıca gelecek dört tane zırhlı aracın kışlanın emniyetini alacağı söylenmiştir. Akabinde sanık Yüzbaşı ..., doldurt boşalt istasyonundan kritik zamanlarda kullanılan MP5 tabancayı almıştır. Bir müddet sonra nizamiyede sanık Binbaşı......nın yanında içlerinden bir tanesinin kendisini Albay ....olarak tanıttığı dört şahsı görmüş, sanık Binbaşı ...."nın talimatı üzerine bu şahısları karargah binası girişine kadar götürmüştür. Sanık Yüzbaşı ...."nin verdiği emirler,...."nın idari tahkikat kapsamında verdiği ifadesinde "P. Yzb. .... bize hitaben mühimmat verildi mi diye sordu ve yaklaşan olursa ateş serbest dedi" ve ....ın idari tahkikat kapsamında verdiği ifadesinde "Olduğumuz bölgede P. Yzb....."nin talimatlarını duyduk. Oda bize 5"er metre aralıklarla duracaksınız, tellere kimseyi yaklaştırmayacaksınız şeklinde emirler veriyordu" şeklindeki beyanlardan anlaşılmaktadır. Sanık Yüzbaşı ..."nin, sanık Üsteğmen ....."nun kışlaya gelmesini takiben nizamiyeden kimsenin giriş çıkışına müsaade etmemesini söylemesi üzerine sanık Üsteğmen... orduevi giriş nizamiyesinde bizzat görev yapmaya başlamıştır. Buna ilişkin olarak Uzman Çavuş sanık..... mahkemede "Selimiye orduevinin girişinde .... Üsteğmenle karşılaştım... Ben oraya yaklaştığım sırada bir ses geldi dur diye, ben de durdum. Ellerini kaldır falan dedi, ben de personel dedim. Olsun ellerini kaldır dedi. Şaşırdım hani ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyoruz ama hani şeyi de biliyoruz ülkeyi hani bizi dışarıdan biri mi zannediyor. Çünkü sivilim. Ellerimi kaldırdım diz çök dedi, çöktüm. Turnikenin olduğu yerden bir asker çıktı, silahı doğrultarak geldi kafama dayadı. Ben de ne oluyor falan personel dedim. Hayırdır terörist miyiz falan deyince ...... Üsteğmen arkasından geldi. Hayırdır komutanım ne oluyor falan dedim. Niye geldin dedi. İçeride yoğunluk varmış mesaiye çağrıldık dedim. Kim çağırdı dedi. .... Üsteğmen dedim. Durdu ondan sonra geç dedi, hiçbir yere uğramadan yukarı çık dedi....Ben Doğa"nın gözünün içine baktığımda bir şaşkınlık gördüm" şeklinde beyanda bulunmuştur. Nizamiyeden çıkışlara ilişkin ise Albay ..... idari tahkikat kapsamında alınan beyanında "Beş yıldır çalıştığım yere izinle girmem ve Bnb.....nın ifadelerinden olmaması gereken işlerin olduğunu hissederek, Kh. binasına girmeden ve zaman kaybetmeden... Kışlasından çıkmak için... Oe nizamiyesine gittim. .....Oe nizamiyesinde eğitim elbiseli olarak P. Ütğm. ....vardı. Çıkmak istediğimi söylediğimde, buna Hrk. Kur. Ybşk.nın karar vereceğini Doğa Ütğm. bana söyledi. Ben ısrar edince Hrk. Kur. Ybşk.na telefon etti. Doğa Ütğm, telefon görüşmesinden sonra çıkmama izin verdi. Bu esnada saat 23.10 - 23.15 gibiydi" şeklinde ifade etmiştir.
    Tuğgeneral ..., harp akademilerinden gelen akademi öğrencisi subay sanıklar ... ....ile başka dosya sanığı...."ı yukarıda belirtilen mesajlardan ve sanık ....ın Sulh Ceza Hakimliğinde müdafii huzurunda alınan savunmasında "Eyüp tuğgeneral bize 1. Ordu komutanı Orgeneral...ı 1. Orduya getireceksiniz diye söyledi. Nasıl olacak diye kendisine sorduk. Bize anlamsız geldi. Arkadaşlar gidin söyleyin gelsin gibi birşey söyledi" şeklindeki ifadesinden de anlaşılacağı üzere 1. Ordu Komutanı Orgeneral...ı konutunda derdest/enterne etmek üzere saat 22.30 civarında görevlendirmiştir.
    Tuğgeneral ..."in emri ile kışla görüntü izleme merkezinin görüntü kaydı saat 22.45"ten itibaren kapattırılarak sadece izlenmesine müsaade edilmiştir. Bu hususa ilişkin olarak görüntü izleme merkezi nöbetçisi piyade uzman çavuş ..... idari tahkikat kapsamında alınan beyanında "Tuğg. ... ve sivil bir şahıs görüntü izleme merkezine geldi. Tuğg. ... bize hitaben "Kayıtları durdurun" diye emir verdi ve harekat merkezine gittiğini kameradan gördüm. Bunun üzerine ben Emniyet Muhafız Bölük Komutanı P. Yzb. Volkan Dede"yi aradım. Tuğg. ... kamera kayıtlarını durdurun diye emir verdi ne yapalım diye sordum. P. Yzb. Volkan Dede "Durdurun, Durdurun" dedi ve telefonu kapattı" şeklinde beyanda bulunmuştur.
    1. Ordu Muhabere merkezinde aramaların yoğunlaşması üzerine nöbetçi olarak görev yapan tanık Astsubay Kıdemli Çavuş....."in çağırması üzerine muhabere merkezi personelleri olan sanıklar Üsteğmen ......, Astsubay Çavuşlar ......, Uzman Çavuşlar . ...... saat 22.30 - 24.00 arasında peyderpey kışlaya gelip sabah saatlerine kadar muhabere merkezinde bulunmuşlardır.
    İstihbarat astsubayı olan sanık...., sanık Kurmay Binbaşı ... tarafından saat 22.02"de aranıp kışlaya çağrılması üzerine dosyanın sivil sanığı ....."dan aldığı otomobil ile saat 22.45 sıralarında kışlaya gelmiştir. Akabinde sanık Kurmay Binbaşı...... tarafından kışla görüntü izleme merkezinde görevlendirilmiş, bu emir üzerine sabah saat 08.00"e kadar görüntü izleme merkezinde 1. Ordu Komutanı Orgeneral...ın evinden harekat merkezine dönüp Tuğgeneral ... tarafından görüntü izleme merkezinde görevlendirilen sanık Yüzbaşı ..... ile birlikte bulunmuştur.
    Sanık Kurmay Yüzbaşı ....tarafından Tuğgeneral ..."in talimatı üzerine hazırlanıp Tuğgeneral ... ile birlikte imzaladıkları ve sözde sıkıyönetim emri doğrultusunda takviye yapılması konusunu içeren altı adet mesaj, 1. Ordu Komutanlığına bağlı çeşitli birliklere harekat merkezindeki mesaj sistemi üzerinden gönderilmiştir.
    İstanbul Maltepe"deki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığından hareket edip saat 23.55 sıralarında Tuğgeneral ..."in bilgisi dahilinde... Kışlasına giriş yapan sanık Üsteğmen ... emrindeki 23 asker ile 4 ZPT aracı, dışarıdan gelebilecek müdahalelere karşı önlem olması amacıyla sanık Kurmay Binbaşı ..... tarafından nizamiye kapılarına yerleştirilmiştir.
    2. Zırhlı Tugay Komutanlığında Tabur Komutanı olan başka dosyanın firari sanığı Kurmay Yarbay....le sanık Üsteğmen.....nin bulunduğu iki tank, Üsküdar"daki Çevik Kuvvet binasını ele geçirmeye yönelik girişimlerinin başarısızlığa uğraması sonrasında saat 01.30 sıralarında kışla önündeki sivil vatandaşlara ait araçları ezip nizamiye girişine de zarar vererek kışladan içeri girmiştir. Bu iki tankın sanık Yüzbaşı.....tarafından getirilen anahtarla nizamiye kapısının açıldıktan sonra kışlaya girdikleri tanık ........"nın beyanından anlaşılmaktadır. Sanık Yüzbaşı...."nin bu esnada kışla önündeki halkla olan tartışmasını piyade er..... idari tahkikat kapsamında alınan beyanında "Kapının açıldığını gören halk içeri girmeye kalkıştı. Nöbetçi Asb. İkm. Kd. Bçvş. ..... araçları ezilen halkı sakinleştirmeye çalıştı. O sıra P. Yzb. Volkan Dede sivil kıyafetli ve MP-5 silahıyla geldi. Sivil halka gidin başka bir yerde eyleminizi yapın diye bağırdı ve oradan ayrıldı" şeklinde ifade etmiştir.
    Harp Akademisinde öğrenci olup harekat merkezinde görevlendirilen subaylardan Yüzbaşılar ....ve ...darbe girişiminin devam ettiği saat 01.30 sıralarında yanlarına aldıkları 1. Ordu Komutanlığı bünyesindeki 11 asker ve silahlarla birlikte kışladan kalkan helikopterle Doğan Medya Center Binasına gitmişlerdir(Adı geçenler Doğan Medya Center Binasındaki darbeye teşebbüs faaliyetleri nedeniyle İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/33 Esas sayılı dosyasında yargılanmışlardır.).
    Fenerbahçe Orduevi Müdürü Albay....."in saat 02.45"de sanık Yüzbaşı....."yi telefonla arayıp kışladan çıkmalarını söylemesi üzerine sanık Yüzbaşı....ve sanık Üsteğmen..... kışladan saat 03.00"e doğru birlikte çıkmışlardır.
    Darbe girişiminin başarısızlıkla neticeleneceğinin anlaşılması ve Yurtta Sulh Biziz isimli Whats App grubunda saat 05.48"de paylaşılan "faaliyet iptal, hayatta kalın" şeklindeki mesaj üzerine Harp akademilerinden gelen sanıklar Binbaşı ..... Yüzbaşılar ..... ..... ve .... kışlaya gelirken yanlarında getirdikleri ve ayrıca kendisi de öğrenci subay olan başka dosya sanığı ....."ın aracının camını kırarak aldıkları sivil kıyafetleri giyip geldikleri araçlarına binerek saat 06.00 sıralarında kışladan ayrılmışlar, önce feribotla Yalova"ya gidip öğlene doğru tekrar İstanbul"a dönmüşlerdir. Adı geçen sanıklarla birlikte kışlaya gelen başka dosya sanıkları Kurmay Albay ....ve Kurmay Binbaşı....de aynı saatlerde kışladan çıkmış olup halen firari durumdadırlar.
    Aynı saatlerde Tuğgeneral ... de harekat merkezinden ayrılıp kendi odasına geçmiştir. Tuğgeneral ..."in saat 09.00 sıralarında kendisinden 5 adet silah ve bunlara ait mühimmat istediğini emir astsubayı sanık ....Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheli sıfatıyla müdafi huzurunda alınan savunmasında şöyle ifade etmektedir: "... benden 5 adet silah ve bunlara ait mühimmatları getirmemi söyledi. Ben verilen emri yerine getirmedim. Daha sonra ben ..."in belirtilen silahları ani müdahale mangasından alıp kuşandığını gördüm. Bu 5 silahın birini kendisi kuşandı diğerlerini de kurmay olan subaylara verdi. Bu subaylar....Binbaşı,.... Yarbay (soyismini .... olarak hatırlıyorum),...ve ....Yüzbaşı idi. Bunlar "biz direneceğiz" dediler."
    Saat 09.15 sıralarında kışlanın harem nizamiye kapısının karşısındaki şantiyenin önüne park eden polis aracından inen bir şahsın nizamiyeye doğru gelmesi üzerine sanık Binbaşı .... "yaklaşma" diye bağırmış, akabinde şahsın yaklaşmaya devam etmesi üzerine havaya bir el ateş açmış, bunun üzerine bu şahıs polis aracına geri dönmüştür.
    16 Temmuz 2016 günü sabah saatlerinde vardiya amiri sanık Yarbay ....l"un Tuğgeneral ... ile görüşüp vardiya nöbetini devretmek istediğini ifade etmesi üzerine sıradaki nöbetçiyi çağırmasını söylemiş, sıradaki nöbetçi olan Albay .....ın gelmemesi üzerine bir sonraki nöbetçi olan sanık Yarbay ....., nöbete çağrılması nedeniyle saat 09.00 sıralarında kışlaya gelmiştir.
    16 Temmuz 2016 günü öğle saatlerine doğru Tuğgeneral ... ikna edilip teslim olmaya karar vermesi sonrasında gözaltına alınmıştır. Harekat merkezinde ve kışlada görev yapan sanıklar da nizamiyede gözaltına alınmışlardır.
    Bu açıklamalar ışığında İstanbul"daki bazı faaliyetlerin ve Trakya"daki çeşitli birliklerin sevkinin 1.Ordu Komutanlığı harekat merkezinden koordine edildiği ve böylece darbe girişimi gecesinde bir nevi karargah olarak kullanıldığı anlaşılmıştır.
    3)Üsküdar Çevik Kuvvet Yerleşkesinin ele geçirilmesi girişiminde gerçekleşen olaylar:
    1. Ordu Komutanlığına bağlı olarak görev yapan ve İstanbul Maltepe"de konuşlu bulunan 2. Zırhlı Tugay Komutanlığının Tugay Komutanı Tuğgeneral ...., Kurmay Başkanı Kurmay Albay ... 1. Tank Tabur Komutanı Yarbay .... ve 2. Tank Tabur Komutanı Yarbay ....ın darbe girişimi öncesindeki hazırlık toplantılarına katıldıkları ve stratejik öneme sahip noktaların ele geçirilmesi görevinin bu birliğe verildiği başka dosya sanığı Yarbay...."ın etkin pişmanlık ifadesindeki beyanından anlaşılmaktadır. Bu kapsamda söz konusu birlikten darbe girişimi esnasında Boğaziçi ve Fatih Köprülerine, Acıbadem Türk Telekom Binasına, Fenerbahçe Orduevine, Selimiye Kışlasına, Sabiha Gökçen Havaalanına ve Üsküdar Çevik Kuvvet Müdürlüğüne anılan yerlerin işgal edilmesi amacıyla bir çok tank ve zırhlı araç gönderilmiştir.
    Başka dosya sanığı Tugay Komutanı Tuğgeneral ...."nun emri üzerine 14 Temmuz 2016 günü firari sanık 2. Tank Tabur Komutanı Kurmay Yarbay...., tüm bölük ve takım komutanları ile bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıya bölük komutanı olan sanık Üsteğmen ... ile takım komutanı olan sanık Üsteğmen...de katılmıştır. Katılımcıların geçmiş toplantılardan farklı olarak toplantıya başlamadan önce cep telefonlarını dışarıda bırakarak girdikleri bu toplantıda firari sanık Yarbay..... "Arkadaşlar ben size güveniyorum, burada normalde karargah subaylarını çağırmam gerekiyordu, ancak ben sizleri çağırıyorum, bu meselenin kimseye duyurulmaması gerekir, bu mesele ordu komutanı tarafından duyulursa Tugay komutanının başı yanar, Cuma gecesi zırhlı araçlarla tatbikat yapılacağını, ne kadar sürede hazırlanılacağı ve ne kadar sürede intikal edileceği gibi ölçümler yapılacağını” söyleyip “bu tatbikatın da Suriyelilere verilecek vatandaşlık sonucu sınır ötesi bir hareket yapabilme ihtimalimize karşı yapılacağını, bu konuya yönelik bir tatbikat yapabiliriz, denetlemeye tabi tutulabiliriz. Toplantının sonucuna göre her şey netleşecek" şeklinde beyanda bulunmuştur.
    14 Temmuz 2016 günü öğle saatlerinde 1. Tank Bölüğü"nün bölük komutanı sanık Üsteğmen ..., bölüğündeki bazı tank komutanlarını toplayıp bir gün sonrası için tankların hazır olması ve eksiklikler varsa bir an önce giderilmesi gerektiğini söylemiştir.
    Başka dosya sanığı Kurmay Başkanı Kurmay Yarbay ...., Mekanize Piyade Bölüğünde takım komutanı olan sanık Üsteğmen .... ...’e 15 Temmuz 2016 günü öğle saatlerinde hazırlıkların yapılması emrini vermiş, saat 16.40 sıralarında bölüğe gelerek denetleme yapmış, saat 19.30 - 20.00 sıralarında tekrar gelerek hazırlıkları kontrol etmiş ve “birazdan durum verilecek” demiştir.
    Bölük içinde kullanılan "BI K Çevrimi" isimli Whats App grubunda sanık Üsteğmen ..."ın saat 20.41"de yaptığı "toplanıyoruz" şeklindeki paylaşım sonrasında askeri personel peyderpey kışlaya gelerek bölük garajında toplanmış, akabinde hücum yelekleri ile kompozit başlıklarını kuşanıp bazıları kendilerine zimmetli olan bazıları da zimmetli olmayan piyade tüfeklerini yanlarına almıştır.
    Saat 22.00 sıralarında tabur komutanı firari sanık Kurmay Yarbay ...."ın emri üzerine cephaneliğe gidilerek her tank için 1000’er adet MG-3 mermisi ile bazı personelin meslek hayatında ilk defa gördükleri 10’ar adet tank topu herhangi bir zimmet kaydı tutulmaksızın tanklara yüklenmiştir.
    Mekanize Piyade Bölüğündeki hazırlıklar kapsamında takım komutanı sanık Üsteğmen....., bölüğündeki uzman çavuşlara harbe hazırlık denetlemesi yapılacağını, takımlarından malzemeleri olan hücum yeleği, kompozit başlık ve silahlarını almaları gerektiğini söyleyip takımındaki askeri personele bu teçhizatları bizzat vermiş; cephaneliğe gidilerek asker başına 100 adet piyade tüfeği fişeği ile her ZPT için 1.000 adet uçaksavar mermisi yine herhangi bir zimmet kaydı tutulmaksızın alınmıştır. Akabinde Kurmay Başkanı Kurmay Yarbay...."nın emri üzerine sanık Üsteğmen...., kendi emrindeki 37 askeri personel sanık ve 4 ZPT aracı ile birlikte tank garajına giderek 1. Tank Bölüğü komutanı sanık Üsteğmen ..."ın emri altına girmiştir(Sanık ....."ün görev yaptığı Mekanize Piyade Bölüğündeki bir kısım askeri personel de bölük komutanı Üsteğmen.... ve 1. Tank Tabur Komutanı .... ile birlikte Sabiha Gökçen Havaalanının işgal girişimine katılmıştır).
    Saat 22.18"den itibaren askeri birlikler kışladan dışarı çıkmaya başlamışlardır. Bu kapsamda 2. Tank Tabur Komutanı Kurmay Yarbay ...."ın öncülüğünde 1 askeri jip, 8 tank ve 4 ZPT"deki 1 Kurmay Yarbay, 3 Üsteğmen, 1 Asteğmen, 2 Astsubay, 22 Uzman Çavuş ve 46 Er olmak üzere toplam 75 askeri personel sanık, saat 22.56"da konvoy halinde kışladan çıkmıştır.
    Kışladan çıkış esnasında nizamiye nöbetçisi tarafından araçların kaydının yapılması üzerine Kurmay Yarbay .... kaydı yapan nizamiye nöbetçisini tartaklayıp tutulan kaydı yırtıp atarak imha etmiş; nizamiyeden çıkış esnasında ise Tugay Komutanı Tuğgeneral ... ... çıkış yapan araçları el feneri ile yönlendirmiştir.
    Kışladan çıkan araçlar Kurmay Yarbay...."ın kılavuzluğunda E-5"te ilerleyerek Üsküdar Çevik Kuvvete saat 23.53"te ulaşmış, tanklardan bir kısmı çevik kuvvet binasının arka kapısına gitmiş, böylece binanın etrafının kuşatılması sağlanmıştır. Üsküdar Çevik Kuvvet Yerleşkesine gelmek üzere yapılan bu yolculuk esnasında dar sokaklara girildiğinde tanklar tarafından park halindeki sivil şahıslara ait araçlara ve bir binanın duvarına zarar verilmiştir.
    Kurmay Yarbay.... burada yerleşkeden sorumlu kolluk görevlileri ile konuşmuş ve kolluk amiri tanık...."a “Yurtta Sulh Konseyinden geldim. Yönetime el koyduk. Ülkemizin geçmiş olduğu şu süreçte Doğuda ve Güneydoğu da yaşanan terör olayları ile alakalı ölen polisimiz ve askerimiz için aynı zamanda batıda olan terör eylemleri neticesinde ölen ve zarar gören polis ve askerimiz için Türkiye’nin bekasını göz önünde bulundurarak yönetime el konulmuştur. Size herhangi bir şey yapılmayacak ve zarar verilmeyecek, sizden istediğimiz herhangi bir harekât yapmamanız, buraya tedbir amaçlı geldik” şeklinde söylemde bulunmuştur. Kurmay Yarbay... ... bu konuşmayı yaptığı esnada jipte beraber geldikleri Uzman Çavuş sanıklar ... ve... aynı araçta olan sanık Er...."nın mahkemedeki savunmasında belirttiği üzere silahlarını çapraz tutuşta ve elleri tetiğe yakın bir şekilde tutarak beklemiştir.
    Kolluk amirlerinin teslim olmayacaklarını, kanunen suç işledikleri ve kışlaya dönmeleri gerektiği yönündeki ısrarlı uyarılarına rağmen askeri birlik teslim olmamıştır. Yine sanık Er .....nın mahkemedeki savunmasında belirttiği üzere bu konuşma ve tartışma esnasında en öndeki tank, namlusunu Çevik Kuvvet binasına doğru çevirmiştir. Arka sokakta bulanan en öndeki tank da namlusunu sürekli sağa sola doğru çevirme şeklinde hareket etmiştir.
    Akabinde Kurmay Yarbay ... sanık Uzman Çavuş ..."in tank komutanı olduğu tanka binip telsizinden tank topu ile polislere doğru ateş etme emri vermiştir. Benzer şekilde sanık Üsteğmenler ...,...ve ...de uçaksavar ve piyade tüfeklerle ateş etme emri vermiştir. Ancak bu emirler diğer sanıklar tarafından yerine getirilmemiştir.
    Bu arada Üsküdar Çevik Kuvvet Yerleşkesi önünde toplanıp kalabalıklaşan halk, gerek taş ve tuğla parçaları atarak gerek tankın üzerine çıkarak veya tankın önüne geçerek sanıklara müdahalede bulunmuştur. Bu şekilde müdahale ettikleri esnada mağdurlar .... tankların hareketleri nedeniyle çeşitli şekilde yaralanmıştır.
    Polisin teslim olmaması ve halkın müdahalesi üzerine askeri birliğin hakimiyetini kaybetmesi sonrasında araçların bir kısmı saat 01.00"e doğru bölgeden uzaklaşmaya başlamış, bir kısmı ise burada kalmış ve kalan araçlardaki sanıklar polis tarafından göz altına alınmıştır.
    Sanık Uzman Çavuş.... savcılıkta müdafi huzurunda alınan ifadesinde sanık Üsteğmen....nin "ben tugaya dönüyorum, destek alıp daha güçlü buraya geleceğim" şeklinde beyanda bulunduğunu belirtmiştir.
    Dönüşe geçen tankların dar sokaklarda ilerlemeleri esnasında hareket kabiliyetini yitirmesi üzerine Kurmay Yarbay.... araçları ezip geçmeleri yönündeki emriyle park halindeki birçok araca hasar verilmiştir.
    Bu şekilde ilerleyen tankların bir kısmı Üsküdar meydanında vatandaşlar tarafından önleri kesilerek durdurulmuştur. Bu esnada itfaiye aracının yolu kapatması üzerine ilerleyemeyen ZPT sürücüsü sanık Er...., sanık Üsteğmen .... tarafından oradan çıkması hususunda silahla tehdit edilmiş, sanık Er ....baygınlık geçirince yüzüne su döküp ayılttıktan sonra yine tehdit ederek aracı çıkarmaya çalışmış, bu nedenle itfaiye aracı zarar görmüştür.
    Kurmay Yarbay...ile sanık Üsteğmen ...."nin bulundukları iki tankın ayrı bir sokaktan ilerlemesi esnasında Kurmay Yarbay.... önce tüfeği ile havaya daha sonra arkalarındaki halka doğru beylik tabancasıyla ateş etmiş, aynı tank içinde bulunduğu sanık Uzman Çavuş ....in kafasına tüfeğiyle vurarak ateş etmeye zorlamış, bunun üzerine sanık Uzman Çavuş ...de havaya bir el ateş etmiştir. Ayrıca o esnada arkadaki tankta bulunan sanık Üsteğmen ....de havaya iki el ateş açmıştır. Söz konusu bu iki tankın ilerlemesi esnasında katılan .... tankları durdurmak amacıyla ilk tankın önüne geçmiş, tankın durmayacağını anlaması üzerine Yarbay.... ile sanık Uzman Çavuş ...."in içinde bulunduğu ve sürücüsünün sanık Uzman Çavuş .... olduğu bu ilk tankın altına yatmış, bu esnada sürücü hafif bir fren yapıp yoluna devam etmiş, bu tankın üzerinden geçmesinden sonra herhangi bir zarara uğramadan ayağa kalkan katılan ...bu sefer de sanık Üsteğmen ..."nin tank komutanı ve Uzman Çavuş sanık...."un sürücüsü olduğu ikinci tankın önüne geçmiş, bu tankın da durmayacağını anlaması üzerine tankın altına yatmış, ancak fren dahi yapmayan tankın ilerleyişine devam etmesi nedeniyle sağ kolunun kısmen paletin altında kalmasıyla İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 07.02.2017 tarihli raporunda belirtildiği üzere orta (3) derecede kırık oluşacak ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmıştır.
    Kurmay Yarbay İrfan Arat ile sanık Üsteğmen ..."nin içinde oldukları bu iki tank ilerlemeye devam ederek saat 01.30 civarında 1. Ordu... Kışlasına vardıktan sonra kışla önündeki sivil halka ait araçlara ve nizamiye girişine zarar vererek kışlaya girmiştir. Sonrasında Kurmay Yarbay ... ile sanık Üsteğmen.... kendilerini alan bir araçla 1. Ordunun karargah binasına gitmiştir. İki tankın mürettebatı olan sanıklar ise sabah saatlerine kadar tankların başında beklemiş, sabah olduğunda Kurmay Yarbay.... ile sanık Üsteğmen .... yanlarına gelmiş, bu sanıklardan Uzman Çavuş....in savcılıkta müdafi huzurunda alınan savunmasına belirttiği üzere sanık Üsteğmen...."başınızın çaresine bakın, telefonlarınızı kırın" demiştir.
    Bu gruptaki sanıklarla ilgili olarak WhatsApp"taki mesajları ile telefonlarındaki kısa mesajlarının da dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre;
    1. Tank Bölüğü personelinin yer aldığı "Lö Segvis" isimli WhatsApp grubunda saat 23.28"de..... olarak kayıtlı kişi ""Genelkurmaya darbe girişimi olmuş"" ""TSK yönetime el koymuş"" şeklinde mesaj gönderdiği,
    Sanık...."in WhatsApp üzerinden Ekber olarak kayıtlı kişiye saat 23.52"de "Ülke yönetimine el konuldu"", ""TSK tarafından"" ""her yere el konuldu"", saat 23.54"te ""biz ve polis çatışıyoruz"" ""şuan"", saat 23.57"de "tutuklamalar var"", saat 00.10"da ""medyaya el konuldu"", ....2 olarak kayıtlı kişiye saat 22.52"de ""İstanbul"da kırmızı alarm"", ""köprü kapandı"", saat 23.31"de "darbe girişimi şuan"",""el koyuyor"", saat 23.32"de ""Türkiye genelinde darbe"", ""var"", ""şuan"", ""çatışma yaşanıyor"", saat 00.03"de ""karakolları aldık"", ""düştü simi"" şeklinde mesaj gönderdiği,
    Sanık ...."ın WhatsApp üzerinden minik fare olarak kayıtlı kişiye saat 00.26"da ""haberlere bak"", ""bizde bir şey bilmiyoruz"", saat 00.29"da ""darbe"", saat 00.30"da ""bizim haberimiz yoktu, çağırdılar geldik, hiçbirimizin suçu yok"", ""dönemem karıcım"" şeklinde mesaj gönderdiği, mesajlaştığı bu şahsın 01.31"de "herkes geri çekildi, emir bekleme" ve 02.06"da "polise teslim olun" şeklindeki mesajlarına ise saat 02.10"da "emir gelmedi bize" şeklinde cevap verdiği,
    Sanık ...un .... isimli şahsın kısa mesajla saat 23.11"de gönderdiği "darbemi ona göre hazırlık yapılıö" şeklindeki mesaja saat 23.11"de “Aga sanmıyorum” diyerek cevap verdiği, .... isimli şahsa ise saat 23.22"de "Tanklarla sehire çıktık" "Herkes evde kalsınnnn" şeklinde mesaj gönderdiği,
    Sanık ...."in Fadimana olarak kayıtlı şahsa kısa mesajla saat 23.02"de "Baci tanklarla îstanbulun içine çıkarttılar valla gidiyoruz napacaz bilmiyorum" saat 23.48"de "İstanbul karışacak ellam valla" saat 00.02"de "Olacak bacı İstanbul yanacak" şeklinde; g osman olarak kayıtlı şahsa saat 23.33"de "Tankla çıktık İstanbulun içine devrem", saat 23.56"da "Amk tankla ateş edecem herhalde devrem doldurun topu falan diyolar" şeklinde mesaj gönderdiği,
    Sanık Gökhan Atavcı"nın WhatsApp üzerinden Annenimin olarak kayıtlı şahsa saat 23.27"de "Annem haberlere bak operasyon dayım şehire girdik bişey olursa hakkını helal et", saat 23.31"de "Çağırdılar annem", "Darbe girişimi var" şeklinde; Bas Belası Kardeşim 2 olarak kayıtlı şahsa saat 00.04"te "Darbe girişimi var asker polise karsı", saat 00.05"te "Emir komuta zincirini bozmuşlar", "İstanbul darmadağın", "Araçlara falan çarptıktan", "Her taraf asker" şeklinde mesaj gönderdiği,
    Sanık ...."nin WhatsApp üzerinden Ersin Astsb. olarak kayıtlı şahsın saat 00.09"da gönderdiği "Biz anlayamadik" "Soktayiz" şeklindeki mesaja saat 00.10"da "Bizde" (göz kırpma emojisi) cevap gönderdiği, devamında saat 00.11"de Ersin Astsb. olarak kayıtlı şahsın gönderdiği "Napiyon orda" şeklindeki mesaja saat 00.15"de "Bekliyom" (göz kırpma emojisi) şeklinde cevap gönderdiği, ayrıca üyesi olduğu 2009 TNK adlı grupta saat 22.51"de "darbe" şeklinde paylaşım yapıldığı, sanığı ise bu grupta saat 22.47"de "Tankin tepesindeyim" saat 22.48"de "Yok aq suriye hep" saat 00.09"da "Durum fena" saat 00.10"da "E5 te ııasil gidiyo tankla r" şeklinde paylaşımda bulunduğu,
    Sanık ..."ın kısa mesajlarının incelenmesinde başka dosya sanığı Kurmay Yarbay..."ın saat 23.36"da sanığa ".... namluyu eğsinler., ateş etmeye hazır olun mukavemet var" şeklinde mesaj gönderdiği; saat 04.44"de sanık Üsteğmen ....’ün sanığa "Mühimmat yuklicek mıyız şarjörlere" şeklinde kısa mesaj gönderdiği;
    Sanık ..."nün ilke4 Yildiz isminde kayıtlı şahsa saat 23.11"de "Haberleri acin" "Tanklarla şehre indik", saat 00.58"de "Reis sıkıntı var" "Tanklarla sokaklara indik" şeklinde kısa mesaj gönderdiği tespit edilmiştir.
    Sanık ...."ın aynı bölükte görev yaptığı fakat birliğe gelmemiş olan Uzman Çavuş tanık... ile olan mesajlaşması şöyledir:
    Tanık....."ün saat 23.44"te "".... bana da bilgi verin, ne oluyor, siz darbeye mi katıldınız, yoksa önlemek için mi gidiyorsunuz"" şeklinde gönderdiği mesaja sanığın saat 23.44"te ""ne darbesi komutanım anlamadım bende bilmiyorum"" şeklinde cevap verdiği,
    Tanık..."ün saat 23.46"da ""darbe yapılıyor Yasin"" şeklinde gönderdiği mesaja sanığın saat 23.47"de ""kime komutanım hükumete mi"" şeklinde cevap verdiği,
    Tanık..."ün saat 23.48"de ""ve size yaptırıyorlar veya siz darbeye karşı gidiyorsunuz anlayamadık ki, polisle karşılaştınız mı? mühimmat var mı sizde?"" şeklinde gönderdiği mesaja sanığın saat 23.48"de ""var komutanım, polis yok komutanım, darbe yapan kim polis mi"" şeklinde cevap verdiği,
    Tanık ...."ün saat 23.49"da ""tüm televizyon kanalları canlı gösteriyor, asker tüm köprüleri tutmuş ve havaalanları kapalı"", ""siz nerdesiniz şimdi"" şeklinde gönderdiği mesaja sanığın saat 23.50"de ""patlamadan dolayı gövde gösterisi dediler bize komutanım, bir yerde patlama olmuş ondan"" şeklinde cevap verdiği,
    Tanık...."ün 23.50"de ""darbe kime yapılır Yasin tabiki hükumete, tabi yapan grup inşallah siz değilsinizdir"" ve 23.51"de ""asker yapıyor, bu saatte niye çıktınız dışarı söylemediler mi size"" şeklinde gönderdiği mesaja sanığın ""polis var burada komutanım, özel harekat, biz Üsküdar"dayız"" şeklinde cevap verdiği,
    Tanık ..."ün saat 00.07"de ""dikkat edin askeri polisle muhattap etmeyin, polise silah doğrultmayın sakın"", saat 00.07"de ""size darbe yaptırıyorlar dikkat edin, polisle çatışmayın"" saat 00.08"de ""askerlere sahip çıkın, polise sataşmayın, la ciddi haberiniz olsun"", ""size bir şey söylemediler mi"" saat 00.09"da ""İstanbul ve Ankara"da tanklar, zırhlı araçlar dışarıda ve sizde dışarıdasınız dikkat edin"" şeklinde gönderdiği mesaja sanığın saat 00.11"de ""tamam komutanım söylerim, ....kaçırılmış diyorlar" şeklinde cevap verdiği,
    Tanık ..."ün saat 00.13"de ""evet rehin almışlar, polisle çatışmayın halka zarar vermeyin sakın"" şeklinde gönderdiği mesaja sanığın saat 00.14"de ""tamam komutanım"" şeklinde cevap verdiği,
    Tanık...."ün saat 00.47"de ""Cumhurbaşkanı halkı sokağa çağırdı dikkat edin"", saat 00.48"de ""şuanda halk sokağa çıkıyor"" şeklinde gönderdiği mesaja sanığın saat 00.51"de ""tamam komutanım biz mi yapıyoruz anlamadım"" şeklinde cevap verdiğinde tanık ...."ün saat 00.51"de(okunmamış) ""siz yapıyorsunuz"" şeklinde mesaj gönderdiği tespit edilmiştir.
    4)1. Ordu... Kışlasına ZPT"lerle gidildiğinde gerçekleşen olaylar:
    14 Temmuz 2016 günü darbe kalkışması kapsamında yapılan hazırlık toplantılarında alınan kararlar uyarınca 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı Kurmay Başkanı başka dosya sanığı Kurmay Yarbay...., Tow bölüğündeki 4 GZPT"nin uçak savarları ve mürettebatı ile birlikte hazırlanması emrini güneye gidecek personelin gitme zamanının belli olduğunu söyleyerek Tow bölük komutanı sanık Üsteğmen ..."ya vermesi sonrasında 15 Temmuz 2016 günü saat 17.00 sıralarında garajlar bölgesine gelerek hazırlıkları denetlemiştir. Saat 21.00 sıralarında Kurmay Yarbay....nın cephaneliğe gidilmesini emretmesi üzerine 4 GZPT"ye cephanelikte 2700 adet HK-33 mühimmatı ile 4000 adet uçak savar mühimmatı herhangi bir zimmet kaydı tutulmaksızın yüklendikten sonra bölük garajına geri dönmüşlerdir.
    Saat 21.45 sıralarında Kurmay Yarbay...."nın sanık Üsteğmen ..."ya 1. Ordu Komutanlığı kışlasına saldırı olacağı ve kışlanın emniyetinin alınacağı gerekçesiyle 1. Ordu kışlasına intikal etmeleri ve oraya vardıklarında 1. Ordu Harekat Yarbaşkanı Tuğgeneral ..."i araması emrini vermesi üzerine 1 üsteğmen, 2 astsubay, 7 uzman çavuş ve 14 er olmak üzere toplam 24 askeri personel sanığı taşıyan 4 ZPT, saat 22.18 sıralarında Maltepedeki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı kışlasından çıkmıştır. Bu çıkış esnasında da tugay komutanı Tuğgeneral ..., diğer zırhlı araçlarda olduğu gibi elindeki fenerle yönlendirmede bulunmuştur.
    Yolda seyir esnasında iken yaşanan ateş etme olayına ilişkin olarak Uzman Çavuş sanık ... savcılıkta şüpheli sıfatıyla müdafii huzurunda alınan savunmasında "Göztepe köprüsü civarında vatandaşın biri aracını bizim konvoyun önüne kırmaya çalıştı. Bu sırada kurmay başkanı...."nın aracından bu vatandaşın aracına doğru ateş edilmeye başlandı. Bu sırada Sinan üsteğmen ve ben de havaya bir el ateş ettik. Arkadaki araçlardan da silah sesi geldi. Onların vatandaşın üzerine ateş edip etmediğini bilmiyorum. Kurmay başkanının aracının bulunduğu yönden ateş edin şeklinde emir geliyordu" şeklinde beyanda bulunmuştur. Yaşanan bu olayı sanık Üsteğmen ... savcılıkta şüpheli sıfatıyla müdafii huzurunda alınan savunmasında "Görevlendirildiğimiz... Kışlasına gitmek için E-5"te bulunduğumuz esnada sivil araçlardan birisi içinde bulunduğumuz aracın önüne geçti, engel olmaya çalışıyordu, ben de bu esnada tabancamla 2-3 el havaya ateş ettim, bu sırada ya benim aracımdaki ya da takip eden araçlardaki uzmanlardan birisi HK-33 ile dört el havaya ateş açtı" şeklinde anlatmıştır.
    İntikal halindeki askeri birliği komuta eden sanık Üsteğmen ..., başka dosya sanığı Tuğgeneral ..."e saat 23.19"da ""komutanım p.ütğm. ... yoldayız"", saat 23.23"de ""2. Zh.Tg.K.lığından 20 dakika önce çıktık komutanım"" saat 23.54"de ""komutanım nizamiyedeyiz"" şeklinde mesajlar göndermiştir.
    Selimiye Kışlasına saat 23.55"te varan 4 ZPT, sanık Kurmay Binbaşı Nurullah Kalebaşı tarafından karşılanıp farklı nizamiyelere yerleştirilmiştir. Güvenlik önlemi için bu şekilde konuşlanan zırhlı araçlar 16 Temmuz 2016 günü saat 02.00"ye kadar görevli oldukları noktalarda kalmıştır.
    Sanık Üsteğmen ... ile telefonda görüşen, olay tarihinde 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında hava savunma füze takım komutanı olarak görev yapmakta olan ve darbe girişimine katılmayan tanık..... alınan beyanında "tekrar televizyondaki olaylarda bir darbe kalkışması olduğunu, asla herhangi bir olaya karışmaması gerektiğini söyledim. Benim izlenimime göre olaydan yeni haberdar oluyordu. Sonrasında gece 01.00-02.00 gibi bir kez daha kendisiyle konuştum. 1.Ordu Komutanının televizyondan yasa dışı bir kalkışma olduğunu belirttiğini ilettim. Herhangi bir şekilde dışarı çıkmaması gerektiğini söyledim. Kendisi de bana tüm personelini kışlada bir odada tuttuğunu, mühimmatı zırhlı araçların içerisine kilitlediğini belirtti" şeklinde ifadede bulunmuştur. Bunlarla birlikte bazı sanıklar da aileleri ve arkadaşları ile telefonda görüştüklerinde darbe girişiminden ve seyrinden bilgi almışlardır.
    Bu gelişmeler üzerine saat 02.00 civarında sanık Üsteğmen ..., araçları kışla içerisindeki garaja çektirmiş, emrindeki diğer sanıkların silahlarını araçlara kilitletip gazinoda beklemeye başlamışlardır.
    Bir müddet sonra saat 02.30 sıralarında bu durumu gören sanık Kurmay Binbaşı ...., sanık Üsteğmen ..."nın yanına gidip silahını sanığa doğrultarak ""sen kimden emir aldın, vatan haini misin, neden görev yerini terk ediyorsun"" dedikten sonra tekrar görev yerlerine dönmelerini emretmiştir.
    Bunun üzerine sanık Üsteğmen ..., emrindeki diğer sanıkları zırhlı araçlarla birlikte önceki konuşlandırdığı yerlere göndermiş, bu şekilde öğle saatlerine kadar belirlenen noktalarda beklemeye devam etmişlerdir. Akabinde birliğindeki komutanlarından tanık Yarbay.....ile telefonda görüştükten sonra araçları aynı garaja çekip gazinoya geçmiş ve bir müddet sonra da saat 12.00 sıralarında nizamiyede polise teslim olmuşlardır.
    Bu gruptaki sanıklarla ilgili olarak WhatsApp"taki mesajları ile telefonlarındaki kısa mesajları incelendiğinde;
    Uzman çavuş sanıkların üye olduğu "Tow bölüğü" isimli Whats App grubunda ... isimli şahsın saat 23.03"de "darbe girişimi diyorlar" şeklinde mesaj gönderdiği,
    Sanık Er...."ın canimm sevgilimmm olarak kayıtlı kişiyle yaptığı WhatsApp yazışmalarında saat 01.26"da "bize vur emri verildi"", "" üstümüz mermi dolu"", ""polise de"", ""halka da sıkın karşı gelen herkese deniyor"" ve saat 06.46"da ""bunlarda geri çekilmeyeceğiz bugün"", ""tekrar"", ""daha büyük şekilde"", ""yapcaz diyorlar"" şeklinde mesajlar gönderdiği,
    Sanık Uzman Çavuş ....."ın Aaskimm olarak kayıtlı kişiye saat 23.13"de "Askim sokaklarda kimse yok bizden başka" ve saat 23.37"de "Evet aşkım her yeri fethettik" şeklinde kısa mesaj gönderdiği,
    Sanık Uzman Çavuş ..."ün..... Abi olarak kayıtlı kişiye saat 00.41"de "İyim ben darbe oldu" ve saat 02.02"de "1. Orduda bekliyoruz" "Silah sıkılıyor" şeklinde kısa mesaj gönderdiği tespit edilmiştir.
    Böylece bu gruptaki sanıkların bir kısmı tanık olarak dinlenen kişilerin kışlaya darbeci güçlerin kontrolü altında girebilmelerine sebebiyet verdikleri, kışladan çıkmak isteyenlere engel teşkil ettikleri ve ayrıca darbe karşıtları açısından korkutucu ve engelleyici bir unsur olarak... Kışlasında bulundukları anlaşılmıştır.
    III. BÖLÜM: SANIKLARIN HUKUKİ DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
    1)1. Ordu Komutanlığı... Kışlasında bulunan sanıklar yönünden;
    a)Sanıklar......."ın mesai saati bitmesine rağmen kışladan ayrılmadıkları, ..."in darbe yapılacağını söyleyip kendisine yardımcı olmalarını istediği toplantıya katıldıkları, bu toplantı sonrasında kamuflaj elbiselerini giydikleri, ..."in görevlendirmesi üzerine sanık ...."nın kışla güvenliğinin sağlanması için gece boyunca kışla içinde faaliyet gösterip giriş çıkışı kontrol altında tuttuğu, sanıklar ...."ın sabah saatlerine kadar harekat merkezinde bulundukları, sabahleyin ... tarafından getirtilen silahları kuşanıp direneceklerini beyan ettikleri,
    Sanık ...."nın ayrıca bağlı birliklere harekat merkezinden çekilen altı adet emri ..."in talimatı üzerine hazırlayıp ... ile birlikte imzaladığı, sabah saat 08.00 sırasında kışla içerisindeki ZPT personelinin duyabileceği şekilde ""burası bizim son kalemiz, canımız pahasına savunacağız"" dediği,
    Sanık..."ın ayrıca sabah saatlerinde sanık ...."e helikopter gelirse atış serbest şeklinde kısa mesaj gönderdiği, FETÖ/PDY"nin mahrem imamlar soruşturması çerçevesinde ankesörlü hatlardan arandığının tespit edildiği,
    Sanık...."nın ayrıca Harp Akademilerinden gelen bir grup sanığı karşıladığı, 2. Zırhlı Tugaydan gelen zırhlı araçları nizamiyelere yerleştirdiği ve helikopter pistine inmeye çalışan olursa vurulması emrini verdiği, sanık...."yı görüntü izleme merkezinde görevlendirdiği, sabah saatlerinde nizamiyeye polis aracı yaklaşınca uzaklaştırmak için havaya ateş ettiği, ByLock kullandığının tespit edildiği,
    Sanık ..."in ayrıca sanık ...ş"ın ""Helikopter gelirse atış serbest"" şeklinde kısa mesaj göndermesinden sonra çevresinde bulunanlara helikopter gelirse etrafa ateş edilecek diye söylediği, sabah saat 09.30 - 10.00 sıralarında nizamiye bölgesine gidip bir kobra aracından silah alarak beklemeye başladığı, zırhlı araçtaki personele "".... Paşanın emri ile buradayız, burası bizim evimiz, kimseye zarar vermek istemiyoruz, amacımız tamamen kışlamızı ve askerlerimizi her türlü tehlikeden korumak"" şeklinde beyanda bulunduğu,
    Sanık....nin ordu karargah nöbetçisi olduğu, sabah saatlerine kadar harekat merkezinde bulunduğu, harekat merkezinde yaşananları ve Harp Akademilerinden gelen sanıklar tarafından harekat merkezinin işgal edildiğini gördüğü, görevi itibarıyla yasa dışı gelişmeleri önlemeye veya kendisini uzak tutmaya yönelik herhangi bir faaliyet içinde bulunmadığı, FETÖ/PDY"nin mahrem imamlar soruşturması çerçevesinde ankesörlü hatlardan arandığının tespit edildiği,
    Sanık...un harekat merkezi vardiya amiri olarak nöbetçi olduğu, ..."in emri üzerine harekat merkezine çağrılan kışla nöbetçi amiri sanık ...."a sanığın genel kurmaydan bir mesaj geldiğini, sıkıyönetim ilan edildiğini, bu nedenle kışla emniyetinin arttırılması gerektiğini söylediği, sanığın harekat merkezindeki bilgisayarı üzerinden kendisinin şifresi ile girilen sistemden darbe girişimi ile ilgili mesajların dağıtımının yapıldığı ve bunlara ilişkin kayıtların sanığın koordinasyonunda bilgisayarlara girildiği, vardiyada nöbetçi olan diğer sanıkların yerine görevlendirilen Harp Akademilerinden gelen sanıklarca etkisiz hale getirilerek iş yapamaz durumda olmalarına rağmen sanığın gece boyu rahat bir şekilde hareket ettiği, Fenerbahçe Ordu Evi müdürü tanık ...."in ordu evine gönderilen zırhlı askeri personel ile ilgili harekat merkezini aradığında telefona çıkan sanığın "emniyetinizi almak üzere biz gönderdik" demesi üzerine tanığın farklı bir durum varsa kendisini elleriyle boğacağını söylediğinde sanığın yüksek sesle ""komutanım mutlak itaat"" dediği, saat 00.00 sıralarında tanık İlhan Kırtıl"ın harekat merkezini arayıp sanığa bu işin içinde olanların derhal etkisiz hale getirilmesi yönündeki talimatına rağmen bu yönde hiçbir girişimde bulunmadığı ancak darbe girişiminin başarısız olduğunun anlaşılmaya başlandığı ve Harp Akademilerinden gelen sanıkların harekat merkezinden ayrılmasından sonra sabah saatlerinde ..."i vazgeçirmeye ve teslim olmaya yönelik çaba içine girdiği,
    Sanık..."nin emniyet muhafız bölük komutanı olması sebebiyle kışla emniyetinden sorumlu olduğu, kışla güvenliğinin arttırılması hususunda talimat alan sanık...tarafından kışlaya çağrıldığı, doldur-boşalt istasyonundaki kendi bölüğüne ait makinalı tabanca ve şarjörleri aldığı, kışlaya girmek isteyen olursa izin verilmeyip gerekirse vurulması yönünde emir verdiği, Harp Akademilerinden gelen ... ve beraberindeki bazı akademi öğrencisi sanıkları nizamiyeden alarak harekat merkezine kadar eşlik ettiği, kendisine bağlı görüntü izleme merkezindeki kamera kayıtlarının ..."in emriyle durdurulup sadece izlenmesiyle yetinilmesine ve ayrıca bu merkezin sanıklar ....ve ...tarafından kontrol altında tutulmasına müsaade ettiği, Üsküdar Çevik Kuvvete yönelik işgal girişiminden dönen ve nizamiyeden girerken birçok araca ve nizamiye girişine zarar veren iki tankı kışlaya aldığı, bu esnada nizamiye önündeki halkla tartıştığı ve halkın dağılmasını sağlamaya çalıştığı, tanık...."le yaptığı telefon konuşması sonrasında kışladan ayrıldığı saat 03.00"e kadar icra ettiği faaliyetlerin kapsamı ve niteliği dikkate alındığında TCK"nın 36. maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanmasının hukuken mümkün olmadığı,
    Sanık...nın İstihbarat Astsubayı olarak görev yaptığı, sanık....tarafından saat 22.00 sıralarında kışlaya çağrılması üzerine sanık...dan aldığı araçla saat 22.45 sıralarında kışlaya geldiği, sanık ... tarafından görüntü izleme merkezinde görevlendirildiği ve burada Harp Akademilerinden gelen sanık...ile birlikte sabah saatlerine kadar görüntü izleme merkezini kontrol altında tuttuğu, başka dosya şüphelileri.... ve ...ın beyanlarına göre FETÖ/PDY"nin örgüt evlerinde askeri sınavlara hazırlandığı,
    Sanık ...un ..."in emir astsubayı olduğu, saat 21.00-21.30 sıralarında ... tarafından kışlaya çağrıldığı, karargaha geldiğinde ..."le bir süre konuştuğu, kamuflajını giyip MP5 tabancasını aldığı, ... ile birlikte harekat merkezine giderek sabah saatlerine kadar burada silahlı vaziyette bulunduğu, ..."in faaliyetlerinin koordinasyonunda ve telefon görüşmelerinde yardımcı olduğu ve dış birliklerden gelen sanıkların nizamiyeden alınması talimatını ilettiği, ilerleyen saatlerde ...in ""istemiyorsa gidebileceğini"" söylemesine rağmen kışlada kalmaya devam ettiği, sabah saatlerinde sanık ...ile birlikte ..."i direnmekten vazgeçirmeye ve teslim olmaya ikna etmeye çalıştığı, başka dosya şüphelisi....ün beyanına göre 2014 yılına kadar FETÖ/PDY"nin sohbet adı altında düzenlediği toplantılara katıldığı ve örgüte himmet adı altında para verdiği,
    Sanıklar .....in Harp Akademilerinde subay rütbesinde kurmaylık öğrencisi oldukları, başka dosyanın firari sanıkları.. ... ve ...ile birlikte 1. Ordunun... Kışlasındaki harekat merkezine geldikleri, .... ve ..."in talimatıyla sanıklardan bazılarının harekat merkezindeki vardiya heyetinin yerine görevlendirilmeleri üzerine gelen ve giden emirlerin tasnif edilip dosyalanması, ilgili birliklerin aranıp İstanbul"a yapılacak takviyeler için bilgi alınması, gelişmelerin harita üzerinde takip edilmesi ve askeri ceza evleri aranıp derdest edilenlerin öğrenilmesine dair faaliyet yürüttükleri, ..."in sanıklar ... ve...."ı katılan...ı derdest etmek üzere görevlendirdiği, bu nedenle katılanın konutunun bulunduğu Fenerbahçe Orduevine giden sanıklar ....ve ...."ın konutun mutfak kısmına izinsiz olarak girerek katılanın konut dokunulmazlığını ihlal ettikleri, buradaki görevlilerden katılanın konutta olmadığını öğrendikten sonra verilen görevi gerçekleştiremeyip harekat merkezine geri döndükleri, bu aşamadan sonra sanık....."ın görüntü izleme merkezinde sanıklar .... ve..."ın ise harekat merkezinde görevlendirildikleri, Yurtta Sulh Biziz isimli WhatsApp grubunda saat 05.48"de paylaşılan "faaliyet iptal, hayatta kalın" şeklindeki mesaj sonrasında sanıkların kışlaya gelirken yanlarında getirdikleri ve ayrıca kendisi de öğrenci subay olan başka dosya sanığı ...."ın aracının camını kırarak aldıkları sivil kıyafetleri giyip geldikleri araçlarına binerek saat 06.00 sıralarında kışladan ayrıldıkları, önce Yalova"ya gidip öğlene doğru feribotla İstanbul"a döndükleri, anlaşılmakla sanıklar ....."in darbe girişimi içinde fiilen yer almaları nedeniyle Anayasayı ihlal suçuna asli fail olarak katıldıklarına ilişkin kabulde ve sanıklar ....."ın katılan...a yönelik konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan ayrıca cezalandırılmalarına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
    b)Sanıklar ...."in harekat merkezinde vardiya nöbetçisi oldukları, harekat merkezini ele geçiren Harp Akademilerinden gelen sanıklar tarafından bilgisayarları başından kaldırılıp devre dışı bırakıldıkları ve gece boyunca kontrol altında tutuldukları, sanık ......"dan alt birliklere mesaj yazması istendiğinde davranışları ile sanığın buna izin vermediği, bunun üzerine sanık...."un bilgisayar başından kaldırılıp söz konusu mesajların sanık .... tarafından yazıldığı, bir müddet sonra sanık ....."un Harp Akademilerinden gelen sanıkların başındaki...ile tartıştığı, bu nedenle sanık...un tehdit edildiği, böylece harekat merkezinde nöbetçi olarak görev yaptıkları esnada darbe girişimine yönelik herhangi bir faaliyet icra etmedikleri anlaşılan ve görevlerinden pasifize edilen sanıklar...., ... ve ..."in FETÖ/PDY ile örgütsel bağlantılarının olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi bulunmadığı da nazara alındığında atılı suçlardan beraatlerine karar verilmesi yerinde bulunmuştur.
    c)Sanık...ın kışla nöbetçi amiri olduğu, harekat merkezine çağrıldığında sanık..."un genel kurmaydan gelen mesajdan bahsedip sıkıyönetim ilan edildiğini ve bu nedenle kışla emniyetinin arttırılması gerektiğini söylemesi üzerine emniyet muhafız bölük komutanı sanık ..."yi kışlaya çağırdığı, ani müdahale mangasındaki askerleri nöbet yerlerine takviye olarak gönderdiği, saat 24.00"ten sabah saatlerine kadar gerek muhabere merkezinde gerekse bölük nöbetçi astsubay odasında televizyon izleyerek gelişmeleri takip ettiği,
    Sanık ...."nun emniyet muhafız bölük komutanlığında takım komutanı olduğu, bölük komutanı ....tarafından çağrıldıktan sonra saat 22.45 sıralarında kışlaya geldiği, kamuflajını giyip silah da alarak nizamiye giriş çıkışlarını kendisine verilen talimatlar doğrultusunda kontrol altında tuttuğu, 2. Zırhlı Tugay"dan gelen zırhlı araçların yerleştirilmesine iştirak ettiği, Üsküdar Çevik Kuvvetten gelen iki tankın kışlaya girmesini ve sanık...."nin halkla tartışmasını gördüğü, o esnada beraber bulundukları sanık ...."nin tanık ....."le yaptığı telefon konuşması sonrasında saat 03.00 sıralarında sanık... ile birlikte kışladan ayrıldığı, bu ana kadar icra ettiği faaliyetlerin kapsamı ve niteliği dikkate alındığında TCK"nın 36. maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanmasına olanak bulunmadığı anlaşılan sanıklar... ve...nun darbe girişimi faaliyetlerinin yerine getirilmesine asli fail olarak katıldıklarını gösterir yeterli düzeyde icrai hareketlerinin olmadığı ve haklarında FETÖ/PDY ile bağlantısı olduklarına dair herhangi bir delil elde edilemediği gözetilmekle eylemlerinin bu haliyle yardım etme düzeyinde kalması nedeniyle TCK"nın 39/2-c maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 309. maddesi uyarınca konumu ve görevinin gerekleri dikkate alınarak sanık ....yönünden üst sınıra yakın bir cezayla mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde asli fail olarak hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
    d)Sanıklar....ve ...."in 1. Ordu muhabere merkezinde görevli oldukları, olay tarihinde muhabere merkezindeki nöbetçilerden tanık ....in işlerin yoğunlaşması ve santralin yoğun aramalar sonucu kilitlenip haber merkezinin faaliyetlerine diğer nöbetçilerle birlikte yetişememeleri üzerine bu merkezin amiri olan sanık...."ı telefonla arayıp yardım talep ettiği, bu nedenle sanıkların saat 24.00"e kadar peyderpey sivil kıyafetlerle silahsız olarak muhabere merkezine geldikleri, muhabere merkezinin nöbetçileriyle birlikte gerekli arızaları giderip çoğunluğu asker ailelerinden ve askeri persenolden gelen aramalara cevap vererek işleyişi normal hale getirmeye çalıştıkları, harekat merkezinden gelen ve giden evraklara sistem üzerinden işlem yaptıkları, bir müddet sonra televizyondan 1. Ordu Komutanı...ın açıklamalarını görmeleri üzerine kışladan çıkmak istediklerinde çıkışın mümkün olmadığını nizamiyeden öğrendikleri, akabinde muhabere merkezinin ışıklarını kapatıp perdelerini indirdikleri ve kapısını kitledikleri, sabah saat 06.30 civarlarında kışlanın elektrikleri kesilene kadar muhabere merkezinin işleyiş faaliyetlerine devam ettikleri, saat 09.30 sıralarında çıkışların serbest olduğunu öğrendiklerinde kışladan ayrıldıkları, 1. Ordu Komutanlığının 16 Şubat 2018 tarihli yazısında muhabere merkezinin 24 saat esasıyla çalışmasının esas olduğu, gelen ve giden tüm mesaj ve evrakların ilgili kısımlarını kontrol edip gerekli işlemlerin yapılmasının gerektiği, mesaj ve evrakların şekil şartlarını taşıyıp taşımadığını kontrol maksadıyla ilgili kısımlarının görülebildiği ancak hiçbir suretle bu evrakların içeriğine müdahale edilemeyeceği, yoğunluğun yüksek olduğu ve haberleşmeyi olumsuz etkileyen arızaların oluştuğu durumlarda vazifenin aksatılmadan yürütülebilmesi için nöbetçi olmadığı halde personelin takviye olarak zaman zaman mesai saatleri dışında göreve çağrılabildiği hususlarının belirtildiği
    Sanık...."ın harekat merkezi olay takip kısım subayı olduğu, darbe girişimi esnasında kışlada bulunmadığı, sanık..."un 16 Temmuz 2016 günü sabah saatlerinde nöbetini devretmek istediğini ifade etmesi üzerine ..."in bir sonraki nöbetçiyi çağırmasını söylediği, bu nedenle sanık...un sıradaki nöbetçi olan ...ı çağırdığı ancak bu şahsın gelmemesi üzerine yine ..."e sorarak bir sonraki nöbetçi olan sanığı saat 08.25"te nöbete çağırdığı, bunun üzerine sanık ..."ın saat 09.00 civarında kışlaya geldiği, anlaşılmakla sanıklar.... hakkında FETÖ/PDY terör örgütüyle bağlantılı olduklarına ilişkin dosya kapsamında bilgi bulunmadığı, sanık.....in telefonunda tespit edilen Asphalt 8 isimli program ile sanık...ın cezaevine girerken yapılan üst aramasında bulunan 16 doların arasındaki 1 doların tek başına örgüt bağlantısını göstermeye yeterli olmadığı nazara alınarak sanıklar ...."ın beraatlerine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş olduğundan tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    Sanık ..."in muhabere merkezi personeli olan sanıklarla aynı şekilde çağrılıp muhabere merkezinde faaliyette bulunduğu, ancak sanık hakkında yapılan UYAP sorgulamasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan başlatılan ve halen devam etmekte olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/79703 ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/108356 hazırlık sayılı soruşturma dosyalarının olduğu tespit edilmekle anılan soruşturma dosyaları getirtilip incelenerek örgüt mensubu olup olmadığı ve darbe girişiminin planlanması ve organizasyonunda yer alıp almadığı belirlendikten sonra konumu ve görevi ile ifa ettiği faaliyetinin kapsamı da dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi kanuna aykırı bulunmuştur.
    2)Üsküdar Çevik Kuvvet Yerleşkesinin ele geçirilmesi girişiminde bulanan sanıklar yönünden;
    a)Sanık ..."ın 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı 1. Tank Bölüğünde bölük komutanı olduğu, sanık ....nin aynı bölükte takım komutanı olarak görev yaptığı, sanıklar ... ve ....nin 2. Tank Tabur Komutanı olan başka dosya sanığı firari.....tarafından yapılan hazırlık toplantılarına katıldıkları, sanık ..."ın saat 20.41"de yaptığı "toplanıyoruz" şeklindeki paylaşım sonrasında bölüğündeki askeri personelin kışlaya geldikleri, aynı tugayda mekanize piyade bölüğünde takım komutanı olan sanık....ün herhangi bir zimmet kaydı tutulmaksızın her ZPT için tugay cephaneliğinden 1.000"er adet uçaksavar mermisi araçlara yüklendikten ve asker başına 100"er adet piyade tüfeği fişeği alındıktan sonra başka dosya sanığı...."nın emri üzerine mahiyetindeki 4 ZPT ve askeri personel sanıklarla birlikte sanık ..."ın emri altına girdiği, yine herhangi bir zimmet kaydı düzenlenmeden alınan 80 tank topu ve 8000 adet mühimmatın 8 tanka yüklendiği, sanıklar ..., ...ve ..."ün....tarafından sevk ve idare edilen 8 tank ve 4 ZPT ile askeri personel sanıkları komuta ettikleri, E-5 üzerinden ilerleyip mahalle içlerindeki dar sokaklardan geçtikleri esnada tanklar tarafından sivil halka ait park halindeki bir çok araca zarar vererek saat 23.53"te Üsküdar Çevik Kuvvet"e ulaşıldığı ve akabinde binanın etrafının zırhlı araçlarla kuşatıldığı, ..... tarafından kolluk güçlerine Yurtta Sulh Konseyi"nce yönetime el konulduğunun bildirilmesi ve buna kolluğun karşı çıkması üzerine sanıklar ..., ... ...ve...."ün uçaksavar ve piyade tüfekleriyle ateş etme emri verdikleri, polisin teslim olmaması ve halk tarafından müdahalede bulunulduğu esnada tankların hareketi nedeniyle beş katılanın yaralandığı, akabinde zırhlı araçların bir kısmının dönüşe geçtiği, bir kısmının ise bulundukları yerde kaldıkları, sanık....nin "ben tugaya dönüyorum, destek alıp daha güçlü buraya geleceğim" şeklinde beyanda bulunduğu, dönüşe geçen tankların park halindeki bir çok araca zarar verdikleri, dönüş esnasında önlerinin halk tarafından kesilmek istendiği esnada sanık...tarafından havaya ateş açıldığı, Üsküdar meydanında halk tarafından ve itfaiye aracı çekilerek önleri kesildiğinde ZPT sürücüsü sanık ...ın bayılması üzerine sanık ..."ün yüzüne su döküp ayıltmaya çalıştığı ve silahla tehdit ederek aracı çıkarmaya çalıştığı,
    Dönüşe geçildiği esnada...ile sanıklar ...ve..."ın içinde bulunduğu ilk tanka engel olmak için önüne geçen katılan ...ın tankın durmayacağını anlaması üzerine tankın altına yattığı, bu esnada tankın sürücüsü sanık..."ın hafif bir fren yapıp yoluna devam ettiği, bu tankın üzerinden geçmesinden sonra herhangi bir zarara uğrayamayan katılanın ayağa kalkmasından sonra bu sefer de sanık ...nin tank komutanı ve sanık...."un sürücü olduğu ikinci tankın önüne geçtiği, bu tankın da durmayacağını anlaması üzerine altına yattığında fren dahi yapmayıp ilerleyişine devam eden tankın paletinin altında sağ kolunun kalması nedeniyle İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 07.02.2017 tarihli raporunda belirtildiği üzere orta (3) derecede kırık oluşacak ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı, tankçı bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora göre tankların hızı ve donanımları ile yol ve ışık durumu dikkate alındığında katılanın yol ortasında görülmesinden itibaren gerek tank komutanının imkanı ve gerekse sürücünün kendi insiyatifi ile durabileceği veya kaçınma manevrası yapabileceğinin belirtildiği anlaşılmakla, sanıklar ...,... ve ...ün konumları ve darbe girişiminin gerçekleşmesi yönünde yerine getirdikleri icrai faaliyetlerin mahiyeti ile sanıklar ... ile ..."un vahamet arzeden eylemi nazara alındığında Anayasayı ihlal suçundan asli fail olarak cezalandırılmalarında ve ayrıca tank komutanı konumundaki sanık Ali Demirci ile tank sürücüleri olan sanıklar ..."un katılan...."a yönelik eylemleri nedeniyle TCK"nın 82/1-h, 266/1 ve 35. maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine hükmolunmasında isabetsizlik görülmemiştir.
    Sanıklar ..., .....l"a yönelik eyleminin tespit edilemediği gerekçesiyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan beraatlerine karar verilmesi isabetli görülmüştür.
    b)2. Zırhlı Tugay Komutanlığından hareket edilmesinden itibaren Üsküdar Çevik Kuvvet önünde iken ...t"ın tanka binmesine kadar geçen sürede tank komutanı olarak görev yapan sanık ..."in savunmasında İrfan Arat"ın tanka binmesinden sonra tank komutanı konumunun kalmadığını belirtmesi karşısında görüntü kayıtları incelenip tanktaki diğer mürettebatın beyanları irdelendikten sonra o esnada tankı sanığın sevk ve idare etmediğinin belirlenmesi halinde katılan...."a yönelik atılı suçtan beraati ile örgütle herhangi bağlantısı tespit edilemeyen sanığın faaliyeti, rütbesi, eğitim düzeyi ve komutanlarının verdiği ateş etme emrini yerine getirmediği nazara alınarak icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alıp darbe girişiminden haberdar olduğunun ve suç işleme karar ve iradesine katıldığının kanıtlanamamış olması ile elverişli nitelikteki icra hareketlerine sunduğu katkının tek başına vahamet arz etmemesine göre zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eylemi nedeniyle TCK"nın 39/2-c maddesi kapsamında suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle Anayasayı ihlal suçuna yardım etme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi; tankın sevk ve idaresinin sanık tarafından sağlandığının tespit edilmesi halinde ise katılan....a yönelik eylem nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması ve ayrıca vahamet arzeden bu eylem nedeniyle Anayasayı ihlal suçundan TCK"nın 37. maddesi kapsamında asli fail olarak mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır.
    c)Sanıklar ....."in faaliyetleri, rütbeleri, eğitim düzeyleri ve komutanlarının verdiği ateş etme emrini yerine getirmedikleri ve örgütle bağlantılarının da tespit edilemediği nazara alınarak icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer almak suretiyle darbe girişiminden haberdar olduklarının ve suç işleme karar ve iradesine katıldıklarının kanıtlanamamış olması ile elverişli nitelikteki icra hareketlerine sundukları katkının tek başına vahamet arz etmemesine göre zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eylemleri nedeniyle TCK"nın 39/2-c maddesi kapsamında suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle Anayasayı ihlal suçuna yardım etme suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve ayrıca sanık İbrahim Cengiz hakkında yerel mahkeme kararının 442. sayfasında kasıt unsuru itibarıyla suçun oluşmaması nedeniyle beraat kararı verildiği belirtilip hüküm fıkrasında sanığın cezalandırılmasına hükmedilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması,
    Sanık ...in olay tarihinden birkaç ay önce asteğmen rütbesiyle zorunlu askerlik görevine başladığı, sanığın savunmalarında belirttiği tanıkların dinlenmesi sonrasında örgütsel bağının da tespit edilemediği gözetilerek birliğe katıldığı süre, yaşı, mesleki bilgisi, olayın gerçekleştiği yer ve zaman itibariyle verilen emirlerin TCK"nın 24/1-4 ve 30/3. maddeleri kapsamında hizmete ilişkin olmadığını ve emrin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğunu bilebilecek durumda bulunup bulunmadığı irdelenip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmemesi,
    d)Sanık...."in nişancı olarak görev yaptığı, tanktaki konumu itibarıyla dışarıyla irtibatının kısıtlı olduğu ve ayrıca darbe girişimini öğrendikten sonra sürücü ve araç komutanı çıkmadan bulunduğu yerden çıkma veya tankı durdurma, geri çevirme gibi bir imkanının olmadığı,
    Sanık ...."nun nişancı olarak görev yaptığı, tankın içerindeki konumu ve....ın tankla çevik kuvvet binasına ateş edilmesi emri vermesi üzerine elektrik akımını keserek kastını ortaya koyduğu,
    Sanıklar...,... ve...."nın ZPT komutanı oldukları, tankçı sanıklardan ayrı olarak hazırlanıp kışladan çıkacakları vakit onlara katıldıkları, tanık....ile mesajlaşmalarının içerikleri, herhangi bir mala ya da cana zarar vermedikleri, intikal sırasında darbe girişimini öğrendiklerine dair herhangi bir tespitin bulunmadığı anlaşılmakla hukuka uygunluk nedenlerinde hataya düşen sanıklar ...."nın atılı suçlardan beraatlerine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    e)Sanıklar .....ın
    Faillerin ceza sorumluluğuna gidilebilmesi için kusurlu olmaları şarttır. Kusur, kınanabilirliktir. Kusur yargısının temeli insanın özgür iradesidir. İnsan, özgür iradeye sahip bir varlık olması nedeniyle haklı olan bir davranışıyla haksızlık arasında bir tercih yapma veya haklı olan davranışı lehine karar verme, davranışlarını hukuk düzeninin gereklerine göre yönlendirebilme, hukuk düzenin yasakladığı davranışlardan sakınma yeteneğidir. Kusur yargısının temelini oluşturan insanın irade özgürlüğü ise, haksızlık bilincinin varlığını gerekli kılar. Çünkü insanın haklı olan davranışları ile haksızlık arasında tercih yapabilmesi için bunu bilmesi şarttır. Fail, haksızlık bilincine sahipse ve özgür iradesiyle haksız olan bir davranışı tercih ediyor ise kusurludur.
    Bir kısım hata halleri kusurluluğu etkilemektedir. Hata (yanılma); genel olarak kişinin tasavvuru zihinden geçirdikleri ile gerçeğin birbirine uymaması anlamına gelen bir kavramdır. Hata kural olarak iradenin oluşum sürecine etki eder ve gerçeğin yanlış biçimde tasavvuru veya bilinmesi nedeniyle irade bozulmuş olarak doğar. Failin tasavvurunun konusu dış dünyaya ait bir şeye ilişkin olabileceği gibi, normatif dünyaya (kurallar alanına) dair de olabilir. Dış dünyayla ilgili şey olduğundan farklı bir biçimde algılanması halinde unsur yanılgısından (tipiklik hatası), normatif dünyaya ait gerçekliğin farklı biçimde değerlendirilmesi halinde ise yasak hatasından bahsedilir. Kısaca unsur hatası bir algılama hatası olduğu halde; yasak hatası bir değerlendirme hatasıdır.
    Unsur yanılgısının, haksızlık yanılgısından farkı ise fail suçun yasal tanımında yer alan maddi unsurların somut olayda gerçekleştiğinin bilincindedir. Fail somut olayda ne yaptığını bilmekte, fakat davranışının hukuka aykırılığında yanılmaktadır. Bu nedenle haksızlık yanılgısının tipiklik üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Failin kastını ortadan kaldırmaz. Fiil kasten icra edilen haksız olma özelliğini muhafaza eder.
    Failin, gerçekte olmamasına rağmen işlemiş olduğu fiili hukuka uygun hale getiren bir sebebin bulunduğunu düşünerek hareket etmesi hali haksızlık yanılgısının ikinci görünüm şeklini oluşturmaktadır. Fail, işlediği fiilin yasaklılığına ilişkin tam bir bilgiye sahiptir ancak somut olayda işlemiş olduğu haksızlığı hukuka uygun hale getiren bir sebebin bulunduğunu düşünmektedir. Bu durumda hukuka uygunluk nedeninin hukuki varlığında hata söz konusu olacaktır.
    Askeri Ceza Kanununa göre; ast, kendisine verilen emrin bir suç işlemek maksadıyla verildiğini biliyorsa ve buna rağmen emri yerine getirmişse kendisi de amirle birlikte ceza görecektir. Astın bu hususta sadece bir şüpheye kapılması cezalandırılması için yeterli değildir, zira her asker amiri tarafından verilen emrin kanuni olduğunu farz ve kabul etmek zorundadır ve bu konuda ast lehine bir karinenin varlığı kabul edilebilir.
    Astın konusu suç oluşturan emri haksızlık oluşturduğu konusunda kaçınılmaz bir hataya düşerek yerine getirmesi, somut olay çerçevesinde bilgi düzeyi, olayın özellikleri, tecrübe, rütbe ve konum gibi olgular nazara alınarak TCK"nın 30/4. maddesi bağlamında değerlendirilmelidir.
    Somut olayda; askeri darbeye teşebbüs suçunu işleyen terör örgütüne mensubiyeti tespit edilemeyen, zorunlu askerlik hizmeti nedeniyle askeri hiyerarşide en alt sırada er olarak görev yapmakta iken, bir suç işlemek kastı olmaksızın, üstlerinden aldıkları emrin hizmete yönelik olduğu zannı ile tatbikat yapma veya terör saldırısına müdahale edileceği gerekçesi ile olay gecesi silahlanarak, zırhlı araçlarla bağlı bulunduğu kışladan ayrıldıktan sonra, darbeye teşebbüs suçunun icrai hareketlerinin gerçekleştirildiğinin farkedilmesi üzerine, üstleri tarafından verilen halka ve güvenlik görevlilerine yönelik ateş etme emrinin kanuna aykırı ve konusunun suç oluşturduğunu anlayarak uymadıkları, ancak üstlerinin ısrarlı biçimde emir tekrarı karşısında; işlenen fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini bilmelerine rağmen, esasen hukuk düzeninde kabul edilmeyen “konusu suç teşkil eden emrin ifası” nın, askeri hiyararşi içinde mutlak itaat ve emrin muhtevasını sorgulayamama ilkelerinin sonucu, başka şekilde davranma olanağınında bulunmaması karşısında, olay yerinde kalarak silahla havaya ateş etmenin bir haksızlık oluşturmayacağı sonucuna varan faillerin "dolaylı haksızlık yanılgısı"(izin yanılgısı) içinde bulundukları, bir başka deyimle hukuka uygunluk nedenlerinin hukuki varlıklarında hataya düştükleri, bu hatanın ex ante bir değerlendirme ile failin bilgi düzeyi, gördüğü eğitim, yaşı, rütbe ve görevi, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel çevre koşulları somut olayın özellikleri göz önünde bulundurulduğunda kaçınılmaz olduğu, faillerin tipik hareketi gerçekleştirmiş olmalarına rağmen, faillerin kusurluluğu ortadan kalktığından TCK"nın 30/4. maddesi yollamasıyla CMK"nın 223/3-d maddesi gereğince "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.
    3)1. Ordu... Kışlasına ZPT"lerle giden sanıklar yönünden;
    a)Sanık ..."nın 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında Tow bölük komutanı olduğu, herhangi bir zimmet kaydı tutulmaksızın tugay cephaneliğinden 2700 adet HK-33 mühimmatı ile 4000 adet uçak savar mühimmatı yüklendikten sonra başka dosya sanığı Fatih Karakaya"nın emri üzerine mahiyetindeki 4 ZPT ve askeri personel sanıklarla birlikte 1. Ordu... Kışlasına gittiği, E-5"te seyir halinde iken sivil bir aracın sanığın komuta ettiği konvoyun önünü kesmek istediği esnada havaya ateş açtığı, kışlaya gelişlerine ilişkin ... ile mesajlaştığı, sanık...tarafından araçların nizamiyelere gönderilmesini takiben saat 02.00"ye kadar nizamiyelerde görev yaptıkları, kışlaya girdikten kısa bir müddet sonra tanık ...."ın telefon görüşmesinde darbe kalkışmasından sanığa bahsettiği, sanık ile diğer sanıkların tanıdıklarıyla yaptıkları telefon görüşmelerinde darbe girişiminin seyrinden bilgi aldıkları, saat 02.00 civarında emrindeki askerlerin silahlarını araçlara kilitleyip araçları kışladaki garaja çektirerek gazinoda beklemeye başladıkları, saat 02.30 sıralarında sanık... sanığın yanına gidip silahını sanığa doğrultarak ""sen kimden emir aldın, vatan haini misin, neden görev yerini terk ediyorsun"" diyerek kızdığı ve tekrar görev yerlerine dönmelerini emrettiği, bunun üzerine önceki konuşlandıkları nizamiyelere gittikleri, sonrasında öğlen saatlerine kadar bu nizamiyelerde görev yaptıkları,
    Sanık ..."ın... Kışlasına doğru gidildiği esnada E-5"te seyir halinde iken sivil bir aracın konvoyun önünü kesmek istemesi üzerine sanık ... ile birlikte havaya ateş açtığı,
    anlaşılmakla sanıklar ... ve..."ın eylem ve faaliyetleri itibarıyla darbeye teşebbüs suçunun icrai hareketlerini gerçekleştirmeleri nedeniyle Anayasayı ihlal suçuna asli fail olarak katıldıklarına ilişkin kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
    b)Sanıklar ...."un faaliyetleri, rütbeleri, eğitim düzeyleri ve herhangi bir mala zarar verme, yaralama, ateş etme gibi eylemlerinin olmadığı ve örgütle bağlantılarının da tespit edilemediği nazara alınarak icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer almak suretiyle darbe girişiminden haberdar olduklarının ve suç işleme karar ve iradesine katıldıklarının kanıtlanamamış olması ile elverişli nitelikteki icrai hareketlerine sundukları katkının tek başına vahamet arz etmemesine göre zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eylemleri nedeniyle TCK"nın 39/2-c maddesi kapsamında suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle Anayasayı ihlal suçuna yardım etme suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Sanık...hakkında yerel mahkeme kararından sonra dosyaya gelen başka dosya şüphelileri...le ...."nın ifadeleri okunup sanıktan diyecekleri sorulduktan ve hakkında ankesörlü aranmaya ilişkin soruşturma bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra örgütsel bağının kabul edilmesi halinde icra hareketlerinden önce organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olduğunun ve ifa ettiği faaliyetinin sanığın konumu ile görevi itibarıyla yeterli icrai nitelikte bulunduğunun tespit edilmesi halinde TCK"nın 37. maddesi uyarınca asli fail, aksi durumda yukarıdaki açıklamalar ışığında TCK"nın 39/2-c maddesi kapsamında yardım eden olarak Anayasayı ihlal suçundan cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
    kanuna aykırı bulunmuştur.
    c)Sanıklar ...."ın
    Kararın sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi bölümündeki 2-e maddesinde yer verilen açıklamalar ışığında; askeri darbeye teşebbüs suçunu işleyen terör örgütüne mensubiyeti tespit edilemeyen ve zorunlu askerlik hizmeti nedeniyle er olarak görev yapmakta olan sanıkların, "dolaylı haksızlık yanılgısı" içinde bulundukları, bir başka deyimle hukuka uygunluk nedenlerinin hukuki varlıklarında hataya düştükleri, bu hatanın ex ante bir değerlendirme ile, failin bilgi düzeyi, gördüğü eğitim, yaşı, rütbe ve görevi, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel çevre koşulları somut olayın özellikleri göz önünde bulundurulduğunda kaçınılmaz olduğu, tipik hareketi gerçekleştirmiş olmalarına rağmen faillerin kusurluluğu ortadan tamamen ortadan kaldıran neden gerçekleştiğinden, TCK"nın 30/4. maddesi yollamasıyla CMK"nın 223/3-d maddesi gereğince "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.

    4)Sivil sanık... yönünden;
    Sanık ..."ın 15 Temmuz 2016 günü sabah erken saatlerde memleketi olan Kahramanmaraş"tan hareketle ikamet ettiği İstanbul"a geldikten sonra, kullandığı otomobilini darbeye iştirak eden sanık..."ya vererek askeri kışlaya gitmesine imkan sağlama iddiası ile ilgili olarak, sanık tarafından işlenecek suçun bilinerek aracın bu amaçla tahsis edildiğinin ispat edilememesi karşısında, darbe suçuna iştirak ettiğine dair mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından sanığın TCK"nın 309, 311 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan beraatine; sanığın FETÖ/PDY örgütünün iletişim aracı olan bylock ve eagle programlarını kullandığını ikrar ettiği, cep telefonunda yapılan incelemede darbe girişiminin hemen sonrasında gönderdiği anlaşılan örgütün masumiyetini ifade eden mesaj içeriği ile sosyal paylaşım sitelerinde yaptığı örgütü övücü nitelikteki paylaşımlarının bulunduğu, Türkmenistan"da örgüte müzahir bir okulda çalıştığı anlaşılmakla sanığın silahlı terör örgütü FETÖ/PDY"ye üye olma suçundan TCK"nın 314/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına, karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
    IV. BÖLÜM : KARAR
    1)Sanıklar..... hakkında Anayasayı ihlal, Yasama organına karşı suç ve Hükûmete karşı suç işleme suçlarından kurulan beraat hükümleri; sanıklar ..., ....a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan beraat hükümleri; sanık .... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü; sanıklar .... hakkında katılan...a yönelik konut dokunulmazlığının ihlali; sanıklar... hakkında katılan ....a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz incelemesinde;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, sanıklar ....."nin eylemlerinin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı, beraat kararı verilen suçlar açısından sanıkların kastının bulunmadığı, suçların yasal unsurlarının oluşmadığı ve sanıklar tarafından işlenmediği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan sanıklar ve müdafileri ile katılanlar T.C. Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı ve .... vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle beraat ve mahkumiyete ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
    2) Sanıklar ..... hakkında Anayasayı İhlal Suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerinin;
    Derece mahkemelerince sübutu kabul edilen olayın, Devletin Anayasal düzenini cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek amacıyla FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca işgal ettikleri kamu görevinin verdiği yetkiye istinaden tasarruf etme imkânını haiz bulundukları devlete ait silah ve mühimmatı kullanarak gerçekleştirilen bir silahlı darbe teşebbüsü olduğunda ve bu kalkışmaya iştirak edenlerin eylemlerinin, 5237 sayılı TCK"nın 309, 311 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağında kuşku yoktur. Ancak aynı hukuki değerleri koruyan ve kapsamı itibariyle eylemlerin haksızlık muhtevasını tamamen ortadan kaldıran Anayasayı ihlal suçunun (TCK"nın 309. md.) tüm unsurlarıyla gerçekleştiği somut olayda sanıkların ayrıca Türk Ceza Kanununun 311 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan ve keza aralarında geçitli/müterakki suç ilişkisi nedeniyle aynı Kanunun 314. maddesinde yer alan silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılmaları imkânı bulunmamaktadır. Eylemleriyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştiren, görev paylaşımı bağlamında ve icra hareketleri kapsamında gerekli hazırlıkları yapan sanıkların suçun icrasında üstlendikleri rolleri, her birinin suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel katkıları da göz önünde bulundurulduğunda fiil üzerinde ortak hakimiyet kurduklarının kabulü ile “müşterek fail” olarak TCK"nın 37. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 309. maddesinden mahkumiyetlerine dair kabul ve uygulamada, özellikle sübutu kabul edilen eylemlerinin, Anayasayı ihlal suçunu teşkil ettiğinde kuşku bulunmamasına, suçun icra hareketlerini müşterek fail olarak gerçekleştiren sanıkların, hükûmeti düşürüp yönetime el koymayı amaçlayan suç organizasyonu içinde yer aldıklarının anlaşılmasına nazaran eylemlerinin suç teşkil etmediği ve/veya suç teşkil ettiğini bilmediklerine dair savunmalarının reddedilmesinde ve TCK"nın 24/1-4 ile 30. maddelerinin tatbik şartlarının bulunmadığının kabulünde konumları, rütbeleri ve mesleki tecrübeleri itibariyle hukuki isabetsizlik görülmediğinden;
    Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip tartışılarak, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz 2016 günü ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinde oluşturduğu "mahrem" yapılanmanın kullandığı kamu gücü, silah, vasıta ve mühimmattan istifade ederek planlayıp icra ettiği Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna, sübutu kabul olunan, iştirak iradesi kapsamında ve iş bölümü doğrultusunda bulunduğu mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve neticeye katkı sunan eylemlerinin amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde Anayasayı ihlal suçunun vasfı tayin edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümlerde aşağıdaki husus dışında bir isabetsizlik bulunmamakla sanıklar ve müdafiileri ile katılanlar T.C. Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığı vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri sair nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
    Müsnet suçtan davaya katılma hakkı bulunmayan Milli Savunma Bakanlığı ile İstanbul Muhakemat Müdürlüğü lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olduğundan hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 37. fıkradaki "İstanbul Muhakemat Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı" ibarelerinin hükümden çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3-)Sanıklar ...... hakkında Anayasayı ihlal, Yasama organına karşı suç ve Hükûmete karşı suç işleme suçlarından kurulan beraat hükümlerine;
    ..... hakkında Anayasayı ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri; sanık .... hakkında Anayasayı ihlal, Yasama organına karşı suç, Hükûmete karşı suç işleme suçlarından kurulan beraat hükmü ile sanık ...hakkında Anayasayı ihlal ve katılan ....a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyize gelince;
    a)Sanıklar ..... yönünden;
    Örgütsel bağı kesin olarak ortaya konamayan sanıkların, yukarıdaki açıklamalar ışığında icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olduklarının ve ayrıca suç işleme karar ve iradesine katıldıklarının kanıtlanamamış olmasına, elverişli nitelikteki icra hareketlerine katkı sunmakla birlikte sundukları katkının tek başına vahamet arz etmediği gibi fiilin işlenişi üzerinde müşterek hakimiyet kurduklarından da bahsedilemeyeceğinin anlaşılmasına göre zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eylemlerinin, işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle Anayasayı ihlal suçuna yardım etme kapsamında kaldığı, bu nedenle sanıkların TCK"nın 39/2-c maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 309. maddesi uyarınca, sanık.... yönünden konumu ve görevinin gerekleri dikkate alınarak üst sınıra yakın bir cezayla, cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde TCK"nın 37. maddesi kapsamında doğrudan fail olarak hüküm kurulması,
    b)Sanık ..... yönünden;
    Suç tarihinde asteğmen rütbesiyle zorunlu askerlik hizmetini yapmakta olan ve örgütsel bağı tespit edilemeyen sanığın savunmalarında belirttiği tanıkların dinlenmesi, sanığın birliğe katıldığı süre, yaşı, mesleki bilgisi, olayın gerçekleştiği yer ve zaman itibariyle verilen emirlerin TCK"nın 24/1-4 ve 30/3. maddeleri kapsamında hizmete ilişkin olmadığını ve emrin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğunu bilebilecek durumda bulunup bulunmadığı irdelenip sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    c)Sanık Yasin Köklü yönünden;
    Sanık hakkında yerel mahkeme kararından sonra dosyaya gelen başka dosya şüphelileri Uğur Oruç ile Hasan Kaya"nın ifadeleri okunup, gerektiğinde tanık sıfatıyla dinlenerek ayrıca hakkında ankesörlü aranmaya ilişkin soruşturma bulunup bulunmadığı araştırılarak delillerin duruşmada tartışılması örgütsel bağının bulunup bulunmadığı icra hareketlerinden önce organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olup olmadığı ve ifa ettiği faaliyetinin sanığın konumu ile görevi itibarıyla yeterli icrai nitelikte bulunduğunun tespit edilmesi halinde TCK"nın 37. maddesi uyarınca asli fail, aksi durumda yukarıdaki açıklamalar ışığında TCK"nın 39/2-c maddesi kapsamında yardım eden olarak Anayasayı ihlal suçundan cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
    d)Sanık Salih Aydemir yönünden;
    Muhabere merkezi personeli olan sanıklarla aynı şekilde çağrılıp muhabere merkezinde faaliyette bulunan sanık hakkında yapılan UYAP sorgulamasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan başlatılan ve halen devam etmekte olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/79703 ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/108356 hazırlık sayılı soruşturma dosyalarının olduğu tespit edilmekle anılan soruşturma dosyaları getirtilip incelenerek örgüt mensubu olup olmadığı belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde beraatine hükmolunması,
    e)Sanık ...yönünden;
    2. Zırhlı Tugay Komutanlığından hareket edilmesinden itibaren Üsküdar Çevik Kuvvet önünde iken ....ın tanka binmesine kadar geçen sürede tank komutanı olarak görev yapan sanığın savunmasında İrfan Arat"ın tanka binmesinden sonra tank komutanı konumunun kalmadığını belirtmesi karşısında görüntü kayıtları incelenip tanktaki diğer mürettebatın beyanları irdelendikten sonra o esnada tankı sanığın sevk ve idare etmediğinin belirlenmesi halinde katılan..."a yönelik atılı suçtan beraati ile örgütle herhangi bağlantısı tespit edilemeyen sanığın faaliyeti, rütbesi, eğitim düzeyi ve komutanlarının verdiği ateş etme emrini yerine getirmediği nazara alınarak icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alıp darbe girişiminden haberdar olduğunun ve suç işleme karar ve iradesine katıldığının kanıtlanamamış olması ile elverişli nitelikteki icra hareketlerine sunduğu katkının tek başına vahamet arz etmemesine göre zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eylemi nedeniyle TCK"nın 39/2-c maddesi kapsamında işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle Anayasayı ihlal suçuna yardım etme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi; tankın sevk ve idaresinin sanık tarafından sağlandığının tespit edilmesi halinde ise katılan....a yönelik eylem nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması ve ayrıca vahamet arzeden bu eylem nedeniyle Anayasayı ihlal suçundan TCK"nın 37. maddesi kapsamında asli fail olarak mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    f)Sanık.... yönünden;
    aa)Yerel mahkeme kararının 442. sayfasında kasıt unsuru itibarıyla suçun oluşmaması nedeniyle beraat kararı verildiği belirtilip hüküm fıkrasında sanığın cezalandırılmasına hükmedilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması,
    bb)Uygulamaya göre de;
    Örgütsel bağı kesin olarak ortaya konamayan sanığın, kararın sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi bölümündeki 1-c, 1-e, 2-c ve 3-c maddelerindeki açıklamalar ışığında icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olduğunun ve ayrıca suç işleme karar ve iradesine katıldığının kanıtlanamamış olmasına, elverişli nitelikteki icra hareketlerine katkı sunmakla birlikte sunduğu katkının tek başına vahamet arz etmediği gibi fiilin işlenişi üzerinde müşterek hakimiyet kurduğundan da bahsedilemeyeceğinin anlaşılmasına göre zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eyleminin, işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak(TCK"nın madde 39/2-c) suretiyle Anayasayı ihlal suçuna yardım etmek kapsamında kaldığı kabulü gerektiği gözetilmeden delillerin hatalı değerlendirilmesi suretiyle TCK"nın 37. maddesi kapsamında doğrudan fail olarak karar verilmesi,
    g-)Sanıklar ..... yönünden;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, verilen hükümlerde aşağıdaki husus dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılanlar T.C. Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığı vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri sair nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
    Askeri hiyerarşinin en altında er statüsünde zorunlu askerlik görevlerini yapmakta olan sanıkların, üstleri tarafından verilen halka ve güvenlik görevlilerine yönelik ateş etme emrine uymadıkları, amirlerin ısrarlı kanunsuz emirleri karşısında hal ve koşullara göre başka şekilde davranma olanağının bulunmadığı düşüncesi sonucunda, olay mahalinde kalıp işgal edilen kamu binalarına halkın yaklaşmaması için silahla havaya ateş etmenin bir haksızlık oluşturmayacağı sonucuna varan faillerin "dolaylı haksızlık yanılgısı" içinde bulundukları, bir başka deyimle hukuka uygunluk nedenlerinin hukuki varlıklarında hataya düştükleri, bu hatanın ex ante bir değerlendirme ile faillerin bilgi düzeyi, gördüğü eğitim, yaşı, rütbe ve görevi, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel çevre koşulları, somut olayın özellikleri göz önünde bulundurulduğunda kaçınılmaz olduğu, tipik hareketi gerçekleştirmiş olmalarına rağmen faillerin kusurluluğu ortadan tamamen ortadan kaldıran nedenler gerçekleştiğinden TCK"nın 30/4. maddesi yollamasıyla CMK"nın 223/3-d maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesi
    Kanuna aykırı, sanıklar ve müdafileri ile katılanlar T.C. Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı ve .....vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenleri ile tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak sanıklar ve müdafilerinin tahliye taleplerinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi