
Esas No: 1993/3647
Karar No: 1994/598
Karar Tarihi: 08.02.1994
Danıştay 4. Daire 1993/3647 Esas 1994/598 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı anonim şirket adına yapılan tarhiyata karşı açılan davanın, şirketin tasfiyeye girmesi nedeniyle tasfiye memuru veya vekil tarafından açılması gerektiği gerekçesiyle ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı, tasfiye memurunun muvafakat ettiğini ve davanın reddedilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. Karar bozulmuş ve davacının dava açma ehliyeti olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca ehliyete ilişkin ihtilaflarda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanacaktır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 39. ve 40. maddelerinde, tüzel kişilerin kanuni organları aracılığıyla dava takip edebilecekleri, kanuni organlar tarafından davanın açılmaması durumunda bir süre belirlenerek yetkili kişiler tarafından dava açılıncaya kadar davanın ertelenebileceği ve verilen bu süre içinde yetkili kişiler tarafından dava açılmazsa yapılan işlemin hükümsüz kalacağı öngörülmüştür. Anonim şirketlerin tasfiyesi halinde, Türk Ticaret Kanunu'nun 440. maddesinde, organların vazife ve selahiyetlerinin, tasfiyenin yapılabilmesi için zaruri olan ve fakat mahiyetleri icabı tasfiye memurlarınca yapılamayan muamelelere inhisar edeceği belirtilmiştir.
Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1994
Karar No : 598
Esas Yılı : 1993
Esas No : 2647
Karar Tarihi : 08/02/994
TASFİYE MEMURU TARAFINDAN AÇILMASI GEREKEN DAVANIN ŞİRKETİN ESKİ TEMSİLCİSİ TARAFINDAN AÇILMASI DURUMUNDA TASFİYE MEMURU DAVAYA MUVAFAKAT ETMİŞSE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLEMEYECEĞİ HK.
Davacı anonim şirketin 1989 takvim yılına ilişkin beyannamesini vermemesi üzerine takdir komisyonu kararına dayanılarak davacı şirket adına kurumlar vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. ...Vergi Mahkemesi … günlü ve … sayılı kararıyla; davacı şirket adına yapılan tarhiyata karşı şirket temsilcisi tarafından dava açıldığı, ancak şirketin 5.5.1988 tarihinde tasfiyeye girdiği, bu tarihden sonra idare ve temsil yetkisinin tasfiye memurlarına ait olduğu bu nedenle davanın temsil yetkisine haiz tasfiye memuru veya tasfiye memurunun tayin edeceği vekil tarafından açılması gerekirken şirketin eski temsilcisi tarafından açılmasında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı şirket, tasfiye memurunun açılan davaya muvafakat ettiğini, gerekirse imza eksikliğinin tamamlanacağının bildirildiğini buna rağmen davanın reddedilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. 2577 sayılı İdariYargılama Usulü Kanununun 31.maddesi uyarınca ehliyete ilişkin ihtilaflarda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri uygulanacaktır.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 39.maddesinde tüzel kişilerin kanuni organları aracılığıyla dava takip edebilecekleri, kanuni organlar tarafından davanın açılmaması durumunda bir süre belirlenerek, yetkili kişiler tarafından dava açılıncaya kadar davanın ertelenebileceği, aynı Kanunun 40.maddesinde de verilen bu süre içinde yetkili kişiler tarafından dava açılmazsa yapılan işlemin hükümsüz kalacağı öngörülmüştür.
Anonim şirketlerin tasfiyesi halinde şirket organlarının durumunun ne olacağını açıklayan Türk Ticaret Kanununun 440.maddesinde şirketin tasfiye haline girmesi durumunda organların vazife ve selahiyetlerinin, tasfiyenin yapılabilmesi için zaruri olan ve fakat mahiyetleri icabı tasfiye memurlarınca yapılamayan muamelelere inhisar edeceği belirtilmiştir.
Olayda davacı şirket adına yapılan tarhiyata karşı şirket temsilcisi tarafından dava açılmıştır. Mahkemece davacı şirketin 5.5.1988 tarihinde tasfiyeye girdiği, bu nedenle tasfiye memuru tarafından dava açılması gerektiği görüşüyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15.maddesinin 1/b bendi gereğince dava ehliyet yönünden reddedilmiştir. Dava açma ehliyetini taşıyan bir tüzel kişinin bu hakkını ana sözleşmesinde belli edilen kişiler eliyle kullanabileceği açık ise de, şirketin tasfiyeye girmesi üzerine tasfiye mumurlarınca dava açılması gerektiğinden ve mahkemenin ara kararına cevaben tasfiye memurunca imza eksikliğinin tamamlanması için gereğinin yapılması istenilmekle dava kabullenildiğinden davanın ehliyet yönünden reddinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
