Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2008/19-632
Karar No: 2008/647
Karar Tarihi: 22.10.2008

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/19-632 Esas 2008/647 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu 2008/19-632 E., 2008/647 K.

Hukuk Genel Kurulu 2008/19-632 E., 2008/647 K.

  • GEREKÇELİ KARARIN İMZALANMASI
  • MAHKEME KARARLARININ ŞEKLİ
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 381 ]
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 388 ]
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 390 ]
  • "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki "menfi tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi)"nce davanın reddine dair verilen 02.05.2007 gün ve 2004/427 E., 2007/144 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Ondokuzuncu Hukuk Dairesi"nin 10.03.2008 gün ve 2007/7896 E., 2008/2260 K. sayı l ı ilamı ile; (...Dava, takibe konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

    Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Tefhim edilen kısa kararı imzalayan katip ile gerekçeli karar altında imzası bulunan katibin farklı olduğu anlaşılmıştır. Bu durum, HUMK"nın 381/2, 388/1. ve 390. maddeleri hükümlerine aykırılık oluşturduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Temyiz Eden: Davacı vekili

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava menfi tespit istemine ilişkindir.

    Davacı vekili, takibe konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.

    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.

    Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiş, davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Daire"ce yukarıdaki gerekçe ile bozulmuş, yerel mahkeme "gerek gerekçeli kararın, gerekse tefhim edilen kısa karara ilişkin duruşma tutanağının, HUMK 388/1. ve 390. maddesi gereğince imzalandığı, aynı zabıt katibi tarafından imzalanmasının yasal bir zorunluluk olarak öngörülmediği" gerekçesi ile kararında direnmiştir.

    Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın aynı katip tarafından imzalanmasına gerek olup olmadığı noktasındadır.

    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 381. maddesi "Mahkeme, hazır olan tarafın iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder.

    Kararın tefhimi, en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.

    Zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde yazılması gerekir." şeklindedir.

    HUMK m. 388/1"de, kararın hangi hususları kapsayacağı tek tek sayılmış olup, 1. bentte "Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği", 5. bentte "Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzalarının bulunması gerektiği belirtilmiş, HUMK m. 390"da ise "Yazılan kararların ziri kararı veren hakimlerle zabıt katibi tarafından imza olunur." hükmüne yer verilmiştir.

    HUMK 381. maddede belirtildiği gibi, son duruşma ile gerekçeli kararın yazılması farklı iki işlem olup, her iki işlemi yapan tutanak katibinin aynı olması zorunlu değildir. Her bir işlem yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde görüleceği üzere kararı veren hakimler ile tutanak katipleri tarafından imzalanması gerekir. Buradaki tutanak katibi her bir işlemi yapan tutanak katibidir. Son duruşmayı yapan tutanak katibi tuttuğu tutanağın altını imzalayacak, gerekçeli kararı yazan tutanak katibi de yazmış olduğu gerekçeli kararın altını imzalayacaktır. Hükmün gerekçesinin duruşmaya katılan dışında bir tutanak katibince yazılıp imzalanmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

    Neuchatel Kanton Mahkemesi"nin 09 Haziran 1964 tarihli kararında; "...hükmü imzalayacak zabıt katibinin celselere iştirak etmiş katip olması gerekmez..." sonucuna varılmış olup (Mehmet Akif Tutumlu"nun, Hukuk Yargılamasında Hüküm ve Gerekçeli Karar isimli 2007 basım tarihli eserinin 330. sahifesi) aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 28.05.2008 gün 2008/10-402 E., 2008/411 K. sayı l ı ilamı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 25.05.1999 gün 1999/6-135 E., 1999/135 K. sayı l ı ilamında da benimsenmiştir.

    Somut olayda kısa kararın verildiği duruşmaya katılan tutanak katibi ile gerekçeli kararı yazan tutanak katibi aynı olmamakla birlikte her birinin yapmış olduğu işlemde, yani tuttukları tutanakta ad, soyad ve sicil numaraları bulunmakta olup, kendi yaptıkları işlemin altını imzalamışlardır. HUMK"nın 390. maddesinde aynı zabit katibi tarafından imzalanmasının gerektiğine dair bir ibare olmadığı gibi, bu zorunluk açık bir şekilde sadece hakimler yönünden getirilmiştir. Aynı mahkemede çalışan birden çok zabıt katiplerinden biri ile gerekçeli kararın yazılıp imzalanması durumunun, kararların güvenirliğine de nakise getirmez. O halde yapılan işlemlerde hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır. HUMK"nın 381 ve 388. maddelerinde aranan şartlar yerine getirilmiştir. Bu nedenle direnme kararı yerindedir.

    Ne var ki davacı vekilinin sair temyiz nedenleri Özel Daire"ce incelenmemiş olduğundan, dosyanın Özel Daire"ye gönderilmesi gerekir.

    S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan dosyanın davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için Ondokuzuncu Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, 22.10.2008 gününde oyçokluğu ile ikinci görüşmede karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi