11. Hukuk Dairesi 2018/2618 E. , 2018/7107 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.01.2016 tarih ve 2015/132-2016/3 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 13.11.2018 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının keşidecisi olduğu müvekkilinin lehdarı bulunduğu 05.12.2014 tarihli 54.500,00TL bedelli çeke dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalının borcu kabul etmesine rağmen ödeme yaptığından bahisle 04.09.2014 tarihli tahsilat makbuzuna dayanarak ... İHM’nin 2015/7 Esas sayılı dosyasında takibin iptalini talep ettiğini, anılan dava kabul edilerek takibin iptaline karar verildiğini, temyiz aşamasında olduğunu, 04.09.2014 tarihli tahsilat makbuzunun çekin ödenmesine değil, çekin müvekkile teslimine ilişkin olduğunu, çekin vadesi 05.12.2014 olmasına rağmen, anılan makbuzun tanzim tarihinin çekin vadesinden 3 ay önceye ait olduğunu, makbuzun tanzim tarihinde çekin tahsil edilmediğini, dava konusu çek müvekkilin elinde olup icra takibine konu edildiği için müvekkilinin hamili olduğu çek nedeniyle alacaklı olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 54.500,00 TL"nin faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tahsilat makbuzu adı altında düzenlenen makbuzda çek bedelinin nakden tahsil edildiğinin ve çeke ait bilgilerin yazılı olduğunu, müvekkilinin mal teslim edilmeden çek bedelini ödediğini, ispat yükünün davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafın sunmuş olduğu fatura içeriğindeki paranın ödenmesi için icra takibinde bulunduğu, davalının ise takibe itiraz ederek icranın durmasına sebebiyet verdiği ve davacının işbu davayı açtığı, davacının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsilini talep ettiği, davalının dosya arasında bulunan dekont ile alacağın ödendiğini savunduğu, davalının bu bedeli ödediğine ilişkin makbuz sunduğu, ödeme makbuzunun aslının davalının elinde bulunması, ödemenin davalı tarafından yapıldığına karine oluşturduğu, bu durumda ispat yükünün tersine döneceği ve davacının bu ödemeyi davalının yapmadığını veya başka alacağından dolayı ödeme yapıldığını ispat etmesi gerektiği, davacı tarafa
kesin süre verilmesine rağmen verilen süre içerisinde davalının ödeme yapmadığını ve dekont ile yapılan ödemenin başka alacağa ilişkin olduğunu ispat edemediği, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanıldığından yemin hakkı hatırlatılmasına rağmen davacı vekilinin karşı tarafa yemin teklif etmeyeceğini beyan ettiği, davacı tarafın kötüniyeti açıkça saptanamadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, çeke dayalı alacak istemine ilişkindir.
Her ne kadar mahkeme gerekçesinde "davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafın sunmuş olduğu fatura içeriğindeki paranın ödenmesi için icra takibinde bulunduğu, davalının ise takibe itiraz ederek icranın durmasına sebebiyet verdiği" yazılmış ise de yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu çekin müvekkilinin elinde olup icra takibine konu edildiği için müvekkilinin hamili olduğu çek nedeniyle alacaklı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 54.500,00 TL"nin faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, temel ilişkiye dair bir açıklamada bulunmamıştır. Buna göre mahkemenin davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin itirazın iptali istemine ilişkin olduğu şeklindeki gerekçesi dosya kapsamı ile uyumlu değildir.
Yine mahkeme gerekçesinde "...davacının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsilini talep ettiği, davalının dosya arasında bulunan dekont ile alacağın ödendiğini savunduğu, davalının bu bedeli ödediğine ilişkin makbuz sunduğu, ödeme makbuzunun aslının davalının elinde bulunması, ödemenin davalı tarafından yapıldığına karine oluşturduğu, bu durumda ispat yükünün tersine döneceği ve davacının bu ödemeyi davalının yapmadığını veya başka alacağından dolayı ödeme yapıldığını ispat etmesi gerektiği, davacı tarafa kesin süre verilmesine rağmen verilen süre içerisinde davalının ödeme yapmadığını ve dekont ile yapılan ödemenin başka alacağa ilişkin olduğunu ispat edemediği..." kabul edilmiş ise de davacı taraf Halkbankası ... Şubesine ait, keşidecisinin ..., lehdarının ... İnş. Isı Mar. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, ... nolu, 05.12.2014 tarih, 54.500 TL bedelli çeke dayalı olarak alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf tahsilat makbuzu adı altında düzenlenen makbuzla çek bedelinin nakden tahsil edildiğini ve çeke ait bilgilerin yazılı olduğunu, mal teslim edilmeden çek bedelinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Dava konusu tahsilat makbuzu incelendiğinde tahsilat makbuzunun ... İnş. Isı Mar. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. antetini taşıdığı, 04.09.2014 tarih ve nakit toplam 54.500 TL yazısından sonra "...Sayın ... ellidörtbinbeşyüz- hesabıma mahsuben tahsil ettim, 05.12.2014 tarih, no:3949769, Halkbank, 54.500 TL, firmanın tahsil yetkilisi ... isim imza..." ibarelerini içerdiği görülmüştür.
Buna göre dava konusu çek davacının elinde olup davalı keşideciden tahsili talep edildiğine göre dava konusu makbuz davalı tarafın iddia ettiği gibi dava konusu çekin ödendiğine dair değil, çekin teslimine ilişkin makbuz olup mahkemece uyuşmazlığın buna göre değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.