5. Ceza Dairesi 2017/4792 E. , 2021/5645 K.
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nin 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette rüşvet alma, rüşvet verme ve rüşvete aracılık suçlarından zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin 01/07/2013 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanun"un 18. maddesindeki "...Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır" düzenlemesinin verdiği yetkiye ve CMK"nin 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin sanıklar hakkında anılan suçlardan açılan kamu davalarına katılan olarak KABULÜNE, sanıklar ... ve ... hakkında tayin olunan cezaların ayrı ayrı miktarına göre koşulları bulunmadığından müdafilerin vaki duruşma istemlerinin, beraat hükmünün gerekçesine yönelik bir temyizi olmayan, bu itibarla temyizde hukuki yararı bulunmayan sanık ... müdafin temyiz talebinin, keza elektrik hırsızlığı, mühür bozma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme ile bu örgüte üye olma suçlarından doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle bahse konu suçlardan kurulan hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin sanıklar hakkında bu suçlardan kurulan hükümlere yönelik vekili aracılığıyla yapmış olduğu temyiz talebinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 317 ve 318. maddeleri uyarınca ayrı ayrı REDDİNE, sanıklar hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların, CMK"nin 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığı, aynı Kanun"un 264. maddesi de gözetilerek Hazine vekilinin temyiz talebinin itiraz mahiyetinde kabulü ile mercince değerlendirilip gerekli kararın verilmesi mümkün görüldüğünden dosyanın bu yönden incelenmeksizin mahalline İADESİNE, incelemenin katılan Hazine vekilinin sanıklardan ... ve ... hakkında rüşvet alma, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında rüşvet verme, ... hakkında rüşvete aracılık suçlarından kurulan beraat ve mahkumiyet hükümlerine, müdafilerin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklardan ... ve ... hakkında mühür bozma, ... hakkında elektrik hırsızlığı suçlarından açılan kamu davaları ile ilgili mahallinde her zaman bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanıklardan ... ve ... hakkında rüşvet alma, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında rüşvet verme, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında elektrik hırsızlığı suçlarından kurulan mahkumiyet, ..., ..., ... ve ... hakkında rüşvet verme, Ahmet Polat hakkında rüşvete aracılık suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suç tarihlerinde ... il müdürlüğüne bağlı olarak endeks okuma, enerji kesme ve bağlama işlerinde görevli olan sanıklar ... ve ..."ın kaçak elektrik kullandıklarını tespit ettikleri diğer sanıklar hakkında işlem yapmama karşılığında rüşvet aldıkları iddia edilen somut olayda; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."e isnat olunan rüşvet suçuna konu elektrik hırsızlığı eyleminin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun"un 83.
maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK"nin 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçuna mümas olduğu, bu suçun söz konusu maddede öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun"un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 8 yıllık asli ve 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, sanıklardan ... ile inceleme dışı sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında rüşvete konu elektrik hırsızlığı suçundan kurulan beraat hükümleri yönünden aleyhe temyiz isteminin bulunmadığı, inceleme konusu olmayan rüşvete konu mühür bozma suçundan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında, elektrik hırsızlığı suçundan ise ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar verildiği, 5237 sayılı TCK"nin, 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "Rüşvet, bir kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlanmasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, eylemin, görevin gereklerine aykırı olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için menfaat temin edilmesi durumunda rüşvet, kamu görevlisinin yapması gereken bir işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlanması durumunda ise 6352 sayılı Yasa"dan önceki haliyle 5237 sayılı TCK"nin 257/3. maddesinde düzenlenen "görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama" suçunu oluşturacağı, kamu görevlisi olmayan diğer kişilerin ise özgü suç niteliğindeki bu görevi kötüye kullanma suçuna TCK"nin 40/2. maddesi uyarınca azmettiren veya yardım eden sıfatıyla iştirak edecekleri nazara alındığında, karşılıksız yararlanma suçuna ilişkin zamanaşımı süresinin gerçekleştiği, elektrik hırsızlığı suçuna ilişkin beraat hükümlerine yönelik aleyhe temyiz isteminin olmadığı ve bir kısım elektrik hırsızlığı ile mühür bozma suçları yönünden de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşıldığından, rüşvet alma ve rüşvet verme suçları ile ilgili olarak sanıkların meşru zeminde bulunduklarının kabulü gerekeceği,
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kamu görevlisi olan sanıklara yüklenen rüşvet alma isnatlarının suç tarihlerinde yürürlükte olan ve sanıklar lehine bulunan 5237 sayılı TCK"nin mülga 257/3. maddesinde düzenlenen görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama, kamu görevlisi olmayan sanıklara yüklenen rüşvet verme eylemlerinin ise TCK"nin 40/2. maddesi uyarınca özgü suç niteliğindeki bu suça azmettirme veya yardım etme suçlarını oluşturacağı, sanıkların üzerlerine atılı elektrik hırsızlığı eyleminin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun"un 83. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK"nin 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçuna temas ettiği, söz konusu maddelerde öngörülen cezalarının üst sınırına nazaran bahse konu suçların aynı Kanun"un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirlenen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihleri ile inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5237 sayılı TCK"nin 7/2 ve 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasa"nın 322/1 ve 5271
sayılı CMK"nin 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Sanıklardan ..."ın hükümden sonra 05/09/2014, ..."ın 13/12/2016, ..."ün ise 29/04/2020 tarihlerinde öldükleri UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıtlarından anlaşıldığından, bu hususlar mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nin 64 ve 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan Hazine vekili ile sanıklar ..., ... ve ... müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA 22/11/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Çok failli suçlardan olan rüşvet suçunun bir karşılaşma suçu olduğu, bir tarafta rüşvet verenin diğer tarafta ise alanın aynı amacın gerçekleşmesine matuf hareketlerde bulundukları ve bu yönüyle aslında rüşvet veren ve alan açısından tek bir suçun söz konusu olduğu, öte yandan bu suçun araç suçlardan olup asıl işlenmesi amaçlanan suçun işlenmesi için işlendiği, diğer taraftan CMK"nin 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile eylemin suç ve sanığın suçlu olduğu tespit edilip, bir mahkumiyet hükmü kurulduğu, mahkumiyet hükmü mevcut olmakla birlikte sanığın kabulüyle sanık ile ceza arasındaki bağlantının belirli şartlarda kesildiği, açıklanmasının askıya alındığı ve geri bırakıldığı hususları nazara alındığında, mühür bozma ve elektrik hırsızlığı suçlarından sanıklardan bir kısmı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin rüşvet suçu açısından sanıkların meşru zeminde bulundukları anlamına gelmeyeceği, hakeza tüm suçlardan dolayı yargılamanın da aynı mahkemece yapılıp bitirildiği, bu itibarla sanıkların rüşvet suçundan dolayı mahkumiyetlerine ilişkin hükümlerin onanmasına karar verilmesi yerine eylemlerinin TCK’nin 257. maddesinin mülga 3. fıkrası kapsamında kaldığı kabulüyle kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı düşmesine karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne karşıyım. 22/11/2021