14. Hukuk Dairesi 2015/10628 E. , 2017/2649 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.11.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 07.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilşkindir.
Mahkemece, kesin sürenin gereği yerine getirilmediğinden HMK’nun 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü,davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 90.maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
Aynı yasanın 94.maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
Somut olayda; davalı ...’nun vefat ettiği anlaşılmış, davacı vekiline “Tapu maliki ...’nun veraset ilamının 2 hafta içerisinde sunulması, sunulmadığı takdirde davaya mevcut hali ile devam olunacağı ve veraset ilamının sunulması halinde adreslerini gösterir dahili davalı dilekçesini 1 hafta içerisinde mahkememize ibraz edilmesi, ibraz edilmediği takdirde HMK.119/2 maddesi gereği davanın açılmamış sayılacağı İHTAR olunur” şeklindeki meşruhatlı davetiye 05.02.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince 19.02.2013 tarihinde... Sulh Hukuk Mahkemesi’nde mirasçılık belgesi istemli dava açılmış, 25.02.2013 tarihli karar doğrultusunda dahili dava dilekçesi verilmiştir. Mahkemece, dosya üzerinde yapılan incelemede “...davalı ...’nun mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiği, davacı vekilinin muhtırada belirtilen süre içerisinde mirasçıları davalı sıfatıyla davaya dahil etmediği ...” gerekçesiyle HMK’nın 119/2 maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Yukarıda da değinildiği gibi kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması gereklidir, bu doğrultuda davacı vekiline ölü olduğu anlaşılan davalının mirasçılık belgesini sunmak üzere değil, mirasçılık belgesi almak için mahkemeye başvurduğuna dair bilgi ve belgeyi sunmak üzere süre verilmesi gerekirken, usulüne uygun verilmeyen kesin süre nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.