14. Hukuk Dairesi 2015/3323 E. , 2017/2645 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.06.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 25.05.2011 tarihinde düzenlenen gayrimenkul alım satım sözleşmesi başlıklı sözleşmeyle 95 ada 12 parselde kayıtlı bulunan A blok 16 nolu dairenin 51.000 TL bedelle müvekkiline satıldığını, müvekkilinin satış bedelini ödediğini ve daireyi teslim aldığını ancak davalı şirketin tapu devrine yanaşmadığı gibi dava konusu daireyi muvazaalı bir şekilde diğer davalı ...’a sattığını belirterek dava konusu taşınmazın üzerindeki tüm kayıt ve şerhlerden ari bir şekilde tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde ödenen bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, satış sözleşmesinin şirketle yapılması sebebiyle davalılardan ... açısından davanın husumetten reddini, şirketin zor dönemlerden geçtiğini, davacının yaptığı ödemenin kendisine iade edileceğini belirterek de tapu iptal iptali ve tescil talebinin reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 51.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...İnş. Taahhüt Eml. İnş. Malz. Mad. Tic. Yapı Ltd Şti‘nden alınarak davacıya ödenmesine davalı ... yönünden açılan davanın ispat olunamaması nedeniyle reddine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; davacı tüketici yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 03.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.