9. Hukuk Dairesi 2014/37389 E. , 2016/13611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ihtarname ücreti ve tercüme masrafları alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07/06/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat Mustafa Baştürk geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirkette ... takım lideri olarak 07/07/2009 tarihinde iş başladığını ve 25/05/2011 tarihinde hiçbir haklı gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldığını, davacının oluşan mağduriyetinin giderilmesi amacıyla ...Asliye Hukuk Mahkemesi"nde 2012/205 Esas sayılı davayı açtığını, 2012/103 Karar sayılı ilam ile feshin geçersizliğine karar verildiğini, davalının yargı yoluna başvurması neticesinde mahkeme ilamının onanarak Yargıtay’dan geldiği ve kesinleştiğini, ilam gereği davacının işe başlamasına yönelik ...Noterliğinin 30/11/2012 tarih 37335 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafa ihtarname ile müracaat edildiğini, davalı şirket tarafından davacının müracaatının kabul edildiğini, davacının işe başladığını ancak işyerinde kısıtlamalarla karşılaştığını ve aynı gün işten kovulduğunu ileri sürerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, fazla çalışa ve yıllık izin ücretleri ile ihtarname ve tercüme masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının işe iade davası sonrasında işe başladığı gün şirket çalışanlarından birinin davacının rakabet yasağına aykırı faaliyette bulunduğun, davalı şirket ile aynı faaliyet alanında başka bir şirketin ortağı ve müşterek müdürü olduğu bilgisini verdiğini, bunun üzerine gerekli araştırmanın yapılarak davacının iş sözleşmesinin müvekkilince haklı nedenle feshedildiği, davacının işe başlama talebinin samimi olmadığını, işe iade davasının kesinleştiği tarihten işe başladığı tarihe kadar dava dışı şirket ile ilişkisini kesebileceğini ve herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; kesinleşen işe iade davası sonrası davalı işveren nezdinde işe başlayan davacının, davalı Şirket ile aynı faaliyet alanındaki bir şirketin ortağı ve yöneticisi olduğu, arge koordinasyon sorumlusu ve arge takım lideri olarak çalışan davacının şirketin gizli bir takım ticari bilgilerine ulaşabilmesinin mümkün olduğu, davacının kendi bilgi ve birikimini kullanarak davalı Şirkete benzer faaliyetleri göstermek üzere şirket kurduğu, taraflar arasında imzalanmış iş sözleşmesine aykırı davrandığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Davacının; davalı şirket nezdinde çalışmakta iken iş sözleşmesinin feshedildiği, açmış olduğu işe iade davasında yerel mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiği ve söz konusu kararın temyiz incelemesinden geçtiği ve onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı, kesinleşen işe iade davası sonrasında yasal süre içerisinde davalı işverene işe başlatılması için müracaatta bulunmuş ve davalı işverence 13.12.2012 tarihinde işe başlatılmıştır.
Davalı işveren; davacının, davalı şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirketin ortağı ve yöneticisi olduğunun işe başladığı gün öğrenildiğini ve bu nedenle iş sözleşmesinin 13.12.2012 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Davacı işçi ise davalının işe başlatmada samimi olmadığını, 13.12.2012 tarihinde işe başlatılmasına karşın; şirket binası içindeki hareketlerinin kısıtlandığını, araştırma geliştirme laboratuvarına girişinin engellendiğini, asansörlerin özel kartlarla çalışmasına karşın kendisine kart verilmediğini, bilgisayar programlarının kurulumu, yazıcı gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını bu konularda insan kaynakları müdürü başta olmak üzere diğer amirlerine e-mailler ile durumu bildirmesine karşın herhangi bir olumlu cevap alamadığını, geçersiziliğine hükmedilen ilk fesihten sonra söz konusu şirketi kurduğunu ve bu hususun işe iade davası sonucunda işe başlatılırken işverenin bilgisi dahilinde olduğunu iddia etmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacının ortağı ve yöneticisi olduğu dava dışı... ve ..."ni, geçersizliğine hükmedilen ilk fesihten yaklaşık 4 ay sonra 13.09.2011 tarihinde kurulduğu anlaşılmıştır. Davalı şirket tarafından davacıya gönderilen 27.02.2012 tarihli ihtarnamede, davacının kurmuş olduğu şirket nedeni ile rekabet yasağına aykırı davrandığı ve cezai şart ödemesi talep edilmiştir. Söz konusu ihtarname tarihi dikkate alındığında; davalı işverenin, davacıyı işe başlatmadan önce kurduğu şirketten haberdar olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle davalının bu hususu davacının işe başlatıldığı gün öğrendiği yönündeki savunması geçerli değildir. Davalı işveren davacıyı işe davet ederken bu husustan bahsetmemiş, dava dışı şirket ile ilişkisini sonlandırmasını istememiş ve daha önceden bilgisi dahilinde olmasına karşın rekabet yasağına aykırı davrandığını işe başladığı gün öğrendiğini savunarak iş sözleşmesini feshetmiştir.
Ayrıca davacıya iş görme edimini ifa edebilmesi için gerekli ekipmanların sağlanmadığı ve işyerindeki bölümlere girişi için gerekli düzenlemelerin de yapılmadığı e-mailler ve diğer belgeler ile de sabittir.
Tüm bu hususular birlikte değerlendirildiğinde, işverenin işe davetinde samimi olmadığı, işe iade sonrası istekleri geçersiz kılmak üzere işçiyi işe davet ettiği, gerçek bir işe başlama davetinden söz edilemeceği ortadadır. Dolayısı ile davacının talep ettiği işe iade sonrası istekler (boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı) ile yıllık izin ücreti, kıdem ve ihbar tazminatlarının hüküm altına alınması gerekirken reddi hatlı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca her ne kadar mahkemece davacının, davalı şirket ile aynı faaliyet alanında başka bir şirketin kurucu ortağı ve yöneticisi olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, fazla çalışmanın feshe bağlı bir alacak olmadığı gözetilmemiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının fazla çalışma yaptığı ancak ücretlerinin ödenmediği anlaşılmaktadır. Iş sözleşmesindeki 270 saate kadar olan fazla çalışma sürelerinin ücrete dahil olduğu şeklindeki düzenleme de dikkate alınarak söz konusu talebin de hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi hatalıdır.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.350.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/06/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.