9. Hukuk Dairesi 2015/3316 E. , 2016/13584 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalıya ait işyerinde 24.06.2008- 21.10.2013 tarihleri arasında çalıştığını,müvekkilinin iş akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı,ihbar tazminatı , ve fazla mesai alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davacının işi kendisinin bıraktığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan deliller,tanık beyanları,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde;davacının davalıya ait işyerinde çalışırken işverenle arasında konuşmadan dolayı işi bıraktığının anlaşıldığı,bu sebeple ihbar tazminatına hak kazanamadığı, davacının çalıştığı süre dikkate alındığında bu kadar uzun süre çalışan kimsenin kendi isteği ile işi bıraktığı düşünülemeyeceğinden kıdem tazminatına hak kazandığının kabulüne, davacının bordrolarında fazla mesai tahakkuku yapıldığı ve bunlara itirazi kayıt konulmadığı görüldüğünden fazla mesai talebinin de reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta bilirkişi kök raporunda dosyada mevcut 2013 yılı 9-10 aylara ait devam çizelgesinde davacının imzasının bulunduğu ve 07:00-15:30 ve 22:30:07:00 saatleri arasında vardiyalı çalıştığının anlaşıldığı, personel devam çizelgeleri ile tanık beyanlarının değerlendirilmesi sonucu davacının haftalık 9 saat fazla mesai yaptığının tespiti ile davacı tarafından imzalı ücret bodrolarında fazla mesai tahakkuku yapılan aylar dışlanmak suretiyle fazla mesai alacağının hesap edildiği görülmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda ise, dosyada mevcut tüm çalışma dönemine ait devam çizelgelerinde davacının imzasının bulunduğu ve 7:00-15:30 ,22:30-07:00 saatleri arasında vardiyalı çalıştığı ve davacı imzası bulunan ücret bodrolarının bir kısmında mesai tahakkukunun yapıldığı ve tahakkuk yapılan aylar ile devam çizelgelerinin örtüştüğü belirtilerek,davacının imzalı çizelgelerde gözükenden daha fazla mesai yaptığını ispatlayamadığından fazla mesai alacağı hesaplanmamıştır. Mahkeme gerekçesinde ise davacının ücret bordrolarında fazla mesai tahakkuku yapıldığı ve bunlara itirazi kayıt konulmadığı görüldüğü ifade edilerek,fazla mesai alacağının reddine karar verilmiş ise de;bilirkişi kök raporundaki değerlendirme gereğince imzalı ücret bodrolarındaki fazla mesai tahakkuku yapılan aylar dışlanmak suretiyle fazla mesai alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile fazla mesai alacağının reddi hatalıdır.
Şöyle ki;dosyada bulunan personel devam çizelgeleri davacının çalışma düzenini gösteren belgelerden olup fazla mesai alacağının ödendiğinin yukarıda belirtilen Yargıtay ilke kararı gereğince davalı işverence davacının imzasını içerir,fazla mesai tahakkuku bulunan ücret bodroları ve banka kayıtları ile ispatı gerekir.
Mahkemenin karar gerekçesinde ücret bodrolarının bir kısmında fazla mesai tahakkuku bulunduğu ve davacı tarafından imzalı olduğu ifade edilmiş ise de;fazla mesai tahakkuku bulunmayan ücret bodroları açısından bilirkişi kök raporunda hesap edildiği üzere fazla mesai tahakkuku bulunan aylar dışlanmak suretiyle fazla mesai ücreti alacağının hesap edilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeye dayanan bilirkişi ek raporu uyarınca fazla mesai alacağının reddi hatalı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında iş akdinin davalı işveren tarafından haklı feshedilip edilmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece davacının davalı işveren ile yaşadığı tartışma neticesinde işi kendisinin bıraktığının anlaşıldığı ancak davacının çalıştığı süre dikkate alındığında bu kadar uzun süre çalışan kimsenin kendi isteği ile işi bıraktığı düşünülemeyeceğinden kıdem tazminatına hak kazandığının kabulüne ancak ihbar tazminatının reddine karar verilmiş ise de;karar gerekçesi kendi içerisinde çelişkili olup,davacı tanık anlatımları ile de uyuşmamaktadır.
Mahkemece dinlenen davacı tanıklarından ... beyanında;davacının işçilik haklarını aradığı için işten çıkarıldığını,davacı tanığı ... ise ifadesinde; çalışmaların düzenli olmaması ve hakların verilmemesi durumunu İsmet İsimli ikinci müdüre söylediklerini,bunun üzerine müdürün çalışmayana kapı orada dediğini,bunun üzerine işten ayrıldıklarını beyan etmeleri hususu birlikte değerlendirildiğinde,davalı işveren tarafından davacının iş akdinin feshedildiği ve devamsızlık tutanaklarının fesihten sonra tutulduğunun anlaşılması karşısında davalı işveren feshinin haksız kabul edilerek ihbar tazminatının da kabulüne karar verilmesi gerekirken,mahkeme karar gerekçesinde hem işçinin kendi isteği ile ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilip hem de işçinin işi haklı nedenle feshettiği kabul edilerek çelişkili gerekçe ile ihbar tazminatının reddine karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.