14. Hukuk Dairesi 2017/2476 E. , 2021/1113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.06.2013 gününde verilen dilekçe ile miras payının devri sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 13.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, miras payının devri sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 103 ada 44, 45 ve 56 sayılı parselde kayıtlı taşınmazların, davacı müvekkili tarafından bedeli noterden yapılan sözleşme ile kendilerine ödenmek sureti ile davalı kardeşlerinden satın alındığını, bir araya gelemediklerinden tapuda devir ve intikal işlemlerini yaptıramadıklarını, davalılar ... ve ..."ın ... 7. Noterliğinde düzenlenen 19 Ağustos 1997 tarih ve 68060 ve 68061 yevmiye numaralı ‘Muvafakatname ve Taahhütname’ başlıklı resmi senetlerle muris babaları ..."den kalan hak ve hissesinin tamamını müvekkiline devrettiklerini, davalı ..."ın muris babaları ..."den kalan hak ve hissesini adi yazılı senet ile müvekkiline devrettiğini, davalı ...’in ise sözlü olarak davacıya miras payını devrettiğini, dava konusu taşınmazların 15 yıldır müvekkilinin zilyetliğinde olduğunu, taşınmazların Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılacağını, mülkiyetlerinin hazineye geçeceğini, öncelikle kamulaştırma bedelleri üzerine tedbir konulmasını, müvekkilinin ödemiş olduğu bedellerin, dava tarihi itibariyle rayiç değerinin hesaplanarak müvekkiline geri ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili; davanın öncelikle zamanaşımı yönünden değerlendirilmesini, açılan davanın alacak davası olduğunu ve on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkillerinden ... hakkında herhangi bir belge ibraz edilmediğini, diğer müvekkilleri hakkında da geçersiz belgeler ibraz edildiğini, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen ilk kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13.11.2015 tarih 2015/2855 Esas, 2015/10271 Karar sayılı bozma ilamı ile ‘Davalı ..."nun kısıtlanması ve vasi atanması için Küçükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/597 Esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığı oğlu tarafından bildirilmiştir. Mahkemece, vasi tayinine ilişkin dava açılıp açılmadığı ve davalı ..."in kısıtlanıp kısıtlanmadığı araştırılmaksızın ve davanın vasi huzuruyla görülmesi gerekip gerekmediği tartışılmadan işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir.’ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mirasçılar miras yoluyla kendilerine intikal eden hakları ister diğer mirasçılara isterse mirasçı olmayan kişilere bedelli ya da bedelsiz olarak devredebilirler.
Türk Medeni Kanunu"nun 677/1. maddesi gereğince, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır.
Mirasçılar arasında yapılan bu tür sözleşmeler yapıldıkları tarihten itibaren ifa (yerine getirme) olanağına sahiptirler. Alacaklı, yapıldığı tarihten itibaren bu sözleşmeye dayanarak, sözleşme gereğinin yerine getirilmesini miras payını devredenden isteyebilir ve ona karşı dava açabilir. Taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olması, bu isteğe engel oluşturmaz. Yalnızca, mirasçılar dışında üçüncü kişilere yapılan miras payının devri sözleşmeleri TMK’nin 677/2. maddesi uyarınca elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürmedikçe (yani iştirak çözülmedikçe) üçüncü kişinin istekte bulunma olanağı yoktur. Çünkü iştirak çözülmedikçe sözleşmenin ifa (yerine getirme) olanağı bulunmamaktadır.
Öte yandan, TMK’nin 678. maddesinde miras açılmasından önce yapılan sözleşmelerin geçerliği mirasbırakanın katılımı veya iznine tabi kılınmış, başka bir ifadeyle mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli kabul edilmemiştir.
Somut olayda; TMK’nın 677. maddesi gereğince miras payının devri sözleşmesinin geçerliliği yazılı olmasına bağlı olduğundan davalı ... ile davacı arasında yazılı şekilde akdedilmiş bir sözleşme de bulunmamasına göre davanın davalı ... yönünden reddi doğru ise de; miras payının devri sözleşmesinde zamanaşımı, tüm terekenin paylaştırılmasından itibaren başlayacaktır. Bu nedenle zamanaşımı süresi sözleşmenin ifa olanağının başladığı ve paylaşmanın yapıldığı tarih itibarıyla işlemeye başlayacağından; somut olayda zamanaşımının henüz dolmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece; öncelikle kamulaştırma dosyasının getirtilmesi ve mirasçılara ödenen kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi, tüm dosya kapsamına göre işin esasına girilerek davalı ... dışındaki davalılara ödenen bedelin davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.