11. Hukuk Dairesi 2016/5230 E. , 2017/7423 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/02/2016 tarih ve 2014/743-2016/104 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin maliki bulunduğu seralarını sigorta ettirdiğini, 12/12/2013 tarihinde meydana gelen hava değişikliği nedeniyle seraların hasar gördüğünü, düzenlenen eksper raporunda fırtına hasarı olduğu ve teminat kapsamı dışında kaldığının ifade edildiğini, bu hususta poliçe düzenlenirken bilgilendirme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 15.000,00TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; poliçe üzerinde açık bir şekilde hangi teminatları olduğu bilgisinin yer aldığını, davacı tarafın hortum hasarı olduğu iddiasıyla hasar ihbarında bulunduğunu ancak yapılan ekspertiz çalışmaları sonucu hortum hasarına ilişkin bulgulara rastlanılmadığını, yaşanılan hasarın teminat kapsamında yer almayan fırtınadan kaynaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... şirketine ... Sigorta Poliçesiyle sigortalanan davacıya ait serada 12/12/2013 tarihinde meydana gelen hasarın kuvvetli rüzgar nedeniyle meydana geldiği ve sigorta poliçesinde kuvvetli rüzgar teminatı bulunmadığından hasarın teminat kapsamında kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ... Sigorta Poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı hava değişikliği nedeniyle seralarının zarar gördüğünü iddia etmiştir. Davalı, hortum boyutunda bir rüzgar olmadığını, hasarın fırtınadan kaynaklı olduğunu ve fırtına hasarının poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan inceleme ve değerlendirmede, meteoroloji verleri dikkate alındığında rüzgarın hızı itibariyle kuvvetli rüzgar sayılması gerektiği, bunun da teminat kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun 1425. madde hükmüne göre, sigorta poliçesi tarafların hakları temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve özel şartları içerir ve kolay okunacak biçimde düzenlenir. Aynı Kanunu’n 1423. maddesinde de sigortacı ve acentesinin sigortalıyı aydınlatma yükümlülüğü düzenlenmiş olup, buna göre sigortacı ve acentesi sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar. Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir. Sigortanın kapsamı başlığını taşıyan 1409. madde hükmü uyarınca da, sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı hortum hasarından söz ederken, davalı fırtınanın sebep olduğunu hasarın teminat dışı olduğunu savunmuş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise hasara kuvvetli rüzgarın sebep olduğu ifade edilmiştir. Dosyada mevcut sigorta poliçesi incelendiğinde, hortumun teminat kapsamına dahil olduğu, ayrıca poliçenin son sayfasında fırtına ve hortum hasarına ilişkin kloz bulunduğu anlaşılmıştır. Buna göre,yağmur, kar, dolu ile beraber olsun olmasın münhasıran fırtına (10mt. yükseklikte 62 km/saatten daha yüksek hızla esen rüzgarlar) veya fırtına sırasında rüzgarın sürüklediği ve attığı şeylerin çarpması ve hortum etkisiyle sigortalı serada ve içindeki üründe doğrudan meydana gelecek zararlar teminat kapsamına alınmıştır. Meteoroloji verilerine göre ise, 12.12.2013 tarihinde bölgede ölçülen ... rüzgar hızının 12.7 m/s olduğu, saniyedeki hızı 10.8-17.1 mt arasındaki rüzgarlar kuvvetli rüzgar, 17,2mt ve daha fazla olan rüzgarlar ise fırtına olarak değerlendirilmiştir. Mahkemece, poliçede yer alan fırtına ve hortum klozu incelenmemiştir. Oysa, bu klozun meteoroloji verileri ile birlikte değerlendirilerek hasara sebep olan rüzgarın kuvvetli rüzgar mı fırtına mı olduğunun tespiti gereklidir. Ayrıca, poliçede ve genel şartlarda teminata dahil hasarlar ve teminat dışı hasarlar sayılmış, ancak fırtına ve kuvvetli rüzgar hasarı açıkça iki başlık altında da yer almamıştır. Davacı, teminata dahil olan ve olmayan hasarlar konusundan sigortacı tarafından yeterince aydınlatılmadığını da ileri sürmektedir.
Bu durumda, mahkemece yukarıda ifade edilen mevzuat hükümleri de dikkate alınarak, poliçe kapsamı ile birlikte fırtına ve hortum klozunun değerlendirilmesi, ayrıca, poliçenin kapsamına alınmayan teminat dışı hallerin tek tek, açıkça ve tereddüte mahal vermeyecek şekilde genel ya da özel şartlar altında sayılmasının gerekli olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılması ve 1409. madde uyarınca ispat yükünün davalı sigortacı üzerinde olduğunun gözetilmesi gerekirken, poliçe hükümleri, ilgili kloz ve genel şartlar yeterince değerlendirilmeksizin eksik incelemeye dayalı olarak davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.