Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı vekili tarafından başlatılan genel haciz yoluyla takibe karşı, borçlunun itiraz ettiği, alacaklı vekilinin de itirazın kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece itirazın kaldırılmasına ve tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.
İİK"nun 62. maddesine göre, genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı itiraz, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır.
Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 19/02/2009 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlu tarafından itirazın ise yedi günlük süreden sonra 27/02/2009 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Bu durumda, mahkemece,  borçlu yönünden süresinde yapılmış bir itiraz bulunmadığından takibin kesinleştiği ve dolayısıyla alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi ve esasa girilmemesi nedeniyle de borçlu aleyhine inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.