15. Ceza Dairesi 2017/4164 E. , 2019/2511 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK’nın 204/1, 62, 53, 51 maddeleri ve TCK.nun 158/1-f, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükmolunan ceza miktarlarına nazaran sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Suç tarihinin 07/11/2008 olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında 01/01/2008 olarak yazılması mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın keşidecisi ... İnşaat Mal. San. Ltd.Şti. muhatabının Fortisbank Hasanpaşa Şubesi olan 17.790 TL meblağlı 07/11/2008 tarihli hamiline yazılmış çekin arka yüzünü ciro etmek suretiyle müşteki ..."a verdiği, ..."ın da ... isimli şahıstan almış olduğu arabanın bedeline karşılık olarak bu çeki ciro edip ..."e verdiği ve daha sonra çekin bankaya ibraz edildiği, bankanın çekle ilgili olarak keşideci tarafından verilmiş ödemeden men kararı bulunması nedeniyle ödeme yapmadığı, bunun üzerine mağdur ... tarafından ... İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine suça konu 11.790 TL bedelli çek üzerinden yapılan icra takibi sırasında şikayetçi firma yetkilisi tarafından çekin sahte olduğunun öne sürüldüğü ve ekspertiz raporu ile sahteliğinin tespit edildiğinin iddia edildiği olayda;
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i), (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği dikkate alınarak, TCK"nın 158/1-f maddesi gereğince menfaat miktarının 11.000 TL olduğu gözetilmeksizin 11.790 TL çek bedeli üzerinden hesaplanarak fazla para cezası tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; adli para cezasının uygulanmasına ilişkin bölümün hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak, yerine, “Haksız menfaat miktarına göre sanığın 1100 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı kanunun 62. maddesi gereğince cezadan 1/6 oranında indirim yapılarak 916 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 18.320 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, özel belgede sahtecilik suçunun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zarardan söz edilemeyeceği hususu da göz önünde bulundurularak, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 18.09.2012 tarih ve 2012/2-168-1776 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; koşullu bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin objektif koşulların varlığı halinde, cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin olan, seçenek yaptırıma veya tedbire çevirme ya da erteleme hükümlerinden ve 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi halinde mahkemece değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanması gerektiğinden, suç tarihi itibariyle sabıka kaydı bulunmayan ve cezası bir daha suç işlemeyeceği kanaatiyle ertelenen sanık hakkında yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle CMK’nın 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş,sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.