Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında ödenmeyen iki adet çek ile 40982,51 TL tutarındaki cari hesap ekstresi bakiye alacağına ilişkin genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun süresi içerisinde icra müdürlüğüne vermiş olduğu 28.1.2009 tarihli dilekçe ile; "Çekten kaynaklanan borcumuz dışında cari hesap ekstresi bakiye alacağına göre iddia edilen miktarda borcumuz yoktur. Bu miktarda borcumuz olmaması nedeni ile borca ve faize itiraz ediyoruz."şeklinde itirazda bulunduğu görülmektedir.
Alacaklı tarafından borçlunun itiraz etmediği çeklere ilişkin olarak ve miktarı da belirtilerek 24.000 TL"lık asıl alacak, işlemiş faiz ve çek tazminatı toplamı olmak üzere 27.332 TL üzerinden itirazın kaldırılması talep edilmiş ve mahkemece de istemin aynen kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki yukarıda belirtildiği gibi borçlunun itiraz dilekçesinde iki çek toplamı olan 24.000 TL ile buna ilişkin işlemiş faiz ve çek tazminatına bir itirazı bulunmamaktadır. Bu durumda alacaklının itiraz edilmeyen kısma ilişkin olarak itirazın kaldırılması isteminde bulunması fuzuli bir başvurudur. Mahkemece bu istem ile ilgili olarak itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.