17. Hukuk Dairesi 2015/8563 E. , 2018/3277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 11.03.2005 tarihinde, davalıların malik-sürücü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı oldukları aracın, yaya İbrahim"e çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kalıcı fiziksel ve davranış bozuklukları bulunduğunu, müvekkili ve davacı çocuklarına yardımsever insanların baktığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla İbrahim için 20.000 TL maddi (tedavi gideri, hastaneye gidiş-geliş masrafları için 8.000TL., kazanç kaybı için 2.000 TL ve sürekli işgöremezlik için 10.000 TL), 10.000 TL manevi, çocukları ... ve ... için ayrı ayrı 5.000"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 08.04.2014 havale tarihli dilekçe ile SGK Başkanlığının davaya dahil edilmesini talep etmiştir.Davalılar ... ve sigorta şirketi vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 9.863,79 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."e verilmesine, hükmedilen tazminata davalı ... yönünden kaza tarihi
tarihinden, davalı ... yönünden sigorta limiti ile sınırlı olmak kaydıyla dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 1.000,00 TL, davacı ... için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 7.000,00 TL manevi tazminatın 11/03/2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ..."dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
I- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, her ne kadar mahkeme gerekçesinde davacı tarafından davaya dahil edilen SGK."nın davaya dahil edilmediği ve davacı tarafından tedavi görülen kurumların açık adresleri bildirilmediği şeklinde hatalı gerekçe ile SGK yönünden davanın kabul edilmediği belirtilmekte ise de, davacı vekilinin tedavi giderlerine ilişkin talebinin, belgelendirilmesine gerek bulunmayan hastane ve yol masraflarının ödenmesi şeklinde olduğu ve dava dosyasına bu talebi ile ilgili belge sunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
II- Davacı taraf, trafik kazası sonucu yaralandığını ileri sürerek maddi tazminat talep etmiş, buna göre hesap bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda;
a- CSO 1980 yaşam tablosu dikkate alınarak davacı ..."in kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmiş ve hesaplama yapılmış olup, karara esas alınan hesaplama, Hukuk Genel Kurulu"nun 1989/4-586 E-1990/199 sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına uygun değildir. Bu itibarla, Dairemizin yerleşik kriterlerine uygun olarak ... (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacı ..."in muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi gerekirken, tazminat esaslarına uygun olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı olduğu biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
b- Destekten yoksun kalma zararının hesabında murisin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.Somut olayda, davacı ..., kaza tarihinde 48 yaşında olup, hayatının aktif dönemi içindedir. Hizmet cetvelinden asgari ücretli olarak çalıştığı, hükme esas alınan 16.12.2013 tarihli aktüer ... tarafından düzenlenen ek hesap raporunda, davacının brüt asgari ücretinin esas alındığı, hesaplama detaylarının gösterilmediği, sürekli işgücü kaybı olarak toplam bir miktarın belirtildiği, raporun denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerekir.Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.Yine bilinmeyen (işleyecek) aktif devre hesabı yapılırken, işgöremezlik oluşan kişinin bilinen döneme ilişkin en son 1 yıllık geliri esas alınıp, bu miktar üzerinden her yıl için %10 artırım ve %10 iskontolama yapılarak, her yıla ilişkin gelirin peşin değerinin saptanması şeklinde hesaplama yapılması gerekmektedir. Belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle, konusunda uzman aktüer bilirkişiden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, denetime elverişsiz raporun hükme esas alınması doğru olmayıp, bozma sebebidir.
c- Mahkemece hükme esas alınan ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 21.10.2011 tarihli tarihli raporda davacının SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre % 16 oranında kalıcı olarak meslekte kazanma gücü azalma oranı tespit edilmiştir.Dava konusu trafik kaza ile ilgili ceza dosyasında yer alan ve davalı tarafından sunulan ... Adli Tıp Kurumu raporunda; 31.05.2005 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının hayati tehlikeye maruz kaldığı, 45 gün mutad iştigaline engel teşkil ettiği, uzuv zaafı ve tatili niteliğinde arızasının bulunmadığı belirtilmektedir.
Mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur. Bu halde mahkemece yukarıda bahsedilen raporlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihinde yürürlükte bulunan SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne uygun şekilde davacının maluliyet oranının kesin ve net bir şekilde tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi"ne gönderilip kurumdan rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
III- Bozma kapsam ve nedenine göre davacılar ve davalı ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
IV- Davacı ..., 14.06.1996 doğumlu olup, yargılama sırasında reşit olduğundan dava ehliyeti kazanmıştır. Bu durumda davacının kendisi ya da vekili aracılığıyla yargılamayı sürdürmesi gerekmektedir. Davacının vekil tayin ettiğine ilişkin vekaletname dosyada yer almamaktadır. Mahkemece dava şartına ilişkin bu eksiklik yerine getirildikten sonra yargılamaya devam ederek hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ve davalı ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (II)-IV nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (III) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacılar ve davalı ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ..."a geri verilmesine 26/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.