Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4743
Karar No: 2018/3246
Karar Tarihi: 26.03.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4743 Esas 2018/3246 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/4743 E.  ,  2018/3246 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davacıya ait işyerinin davalı nezdinde sigortalı olduğunu ve işyerindeki madeni yağların 50.000,00 TL"lik kısmının davacı şirket adına sigortalı olduğunu, işyerinde 29.05.2010 tarihinde çıkan yangın nedeniyle oluşan hasar bedelinin ödenmesi için davalıya yasal sürede başvurulduğunu, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/35 D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırılıp yangın çıkış nedeni ve sigortalı emteanın yandığının tespit edildiğini, davalının şikayeti üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2010/546 sayılı dosyası üzerinden soruşturma açıldığını, davalının bu dosyayı ileri sürerek ödeme yapmadığını ve zamanaşımının bu dosya nedeniyle kesildiğini, savcılığın 12.10.2011"de takipsizlik kararı verdiğini ve kararın itirazsız kesinleştiğini, bu karardan sonra davacı şirket yetkilisinin ikinci başvurusu üzerine davalının 114.000,00 TL. hasar bedelini 16.12.2011 tarihinde ödediğini; davacının bu bedeli ihtirazi kayıt koyarak aldığını, davacı zararının toplam 288.737,00 TL. olduğunu belirterek poliçede 50.000,00 TL. bedelle sigortalanan madeni yağın yanması nedeniyle doğan tazminatın yangın tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, davaya konu olayın 29.05.2010"da gerçekleştiğini ve davacının 31.05.2010"da hasar ihbarında bulunduğunu, davacı şirkete ait olduğu iddia olunan madeni yağların alış faturası sunulup hasar dosyası açtırılmadığını, TTK"nun 1268. maddesi gereği 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde davanın açılmadığını ve alacağın zamanaşımına uğradığını, hasar ihbarında bulunan ... "e eksper ve tespit raporlarında belirlenen madeni yağ- demirbaş hasarı nedeniyle 114.244,45 TL"yi davadan önce ödediklerini, davacının ise sigortalıları olan ... "in ortağı olduğu şirket olduğunu, poliçe özel hükümleri gereği davacının emteanın varlığını ticari defter ve kayıtları ile ispatı gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı şirketin davalıya hasar bedeli ödemesi için yaptığı başvuru bulunmadığı ve davalı sigortacı tarafından davacıya yapılmış bir kısmi ödeme de bulunmadığından zamanaşımının kesilmediği, TTK ve Yangın Sigortası Genel Şartları gereği 2 yıl içinde açılmayan davada zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davalı ... şirketi ile dava dışı ... arasında imzalı, 07.01.2010-07.01.2011 vadeli, ... "in sigortalı sıfatını taşıdığı işyeri sigorta poliçesinde, sigortalı işyerindeki madeni yağlar için 150.000,00 TL. sigorta bedeli öngörüldükten sonra, bu yağların 50.000,00 TL"lik kısmının davacı ... San. Tic. Ltd. Şti"ye ait olduğunun kararlaştırıldığı görülmektedir. Davacı şirket, davalının düzenlediği poliçedeki bu kayda dayanarak ve davaya konu yangında yandığını iddia ettiği 50.000,00 TL"lik madeni yağ bedelinin davalıdan tahsilini istemektedir. Davalı taraf ise, davacı şirketin, şirketlerine hasar başvurusu olmadığı ve riziko tarihinden sonraki 2 yıl içinde dava açılmadığı için alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş; mahkemece de davalının zamanaşımı def"i yerinde görülerek alacağın zamanaşımına uğradığı kabul edilip davanın reddine hükmedilmiştir.
    Davalı tarafından düzenlenen sigorta poliçesinin tanzim edildiği tarih ve davaya konu yangın rizikosunun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1263/1. maddesinde "sigorta bir akittir ki bununla sigortacı bir prim karşılığında diğer bir kimsenin para ile ölçülebilir bir menfaatini halele uğratan bir tehlikenin (bir rizikonun) meydana gelmesi halinde tazminat vermeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat müddetleri sebebiyle veya hayatlarında meydana gelen belli bir takım hadiseler dolayısiyle bir para ödemeyi veya sair edalarda bulunmayı üzerine alır" denilmek suretiyle, sigorta akdi tanımlanmıştır. Anılan Kanun"un 1269 vd. maddelerinde mal sigortaları düzenlenirken, "bir malı muayyen rizikolara karşı temin etmekte para ile ölçülebilecek bir menfaati olan malik, malikin adi veya rehinli alacaklısı, malın muhafazasından dolayı malikine karşı mesul olan acenta, kiracı, komisyoncu ve diğer kimseler, malın muhafazasında hakikaten menfaatli olan kimseler yahut bunların kanuni temsilcileri, bu menfaati sigorta ettirebilirler" denilmek suretiyle, malın maliki ya da kanunda sayılan diğer ilgililer tarafından sigorta ettirilebileceği kabul edilmiş; "Diğer Bir Kimsenin Nam ve Hesabına Sigorta" başlığını taşıyan 1270/1. maddesinde ise "bir kimse diğer bir kimsenin nam ve hesabına dahi sigorta akdedebilir; şu kadar ki; o kimse, nam ve hesabına hareket ettiği kimseyi temsile salahiyetli değilse sigorta priminden dolayı bizzat mesul olur" denilerek 3. kişi lehine sigorta düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, kişi kendi malını sigorta ettirebileceği gibi 3. kişiye ait olan malı onun menfaatine olmak üzere sigorta ettirebilecektir.TTK"nun 1292/1. maddesi ise, rizikonun gerçekleşmesi halinde ihbar mükellefiyetini "sigorta ettiren kimse sigortanın taalluk ettiği rizikonun gerçekleştiğini haber aldığı tarihten itibaren beş gün içinde sigortacıya haber vermeye mecburdur" ifadesiyle düzenlemiş ve rizikoyu ihbar külfetini sigorta ettirene yüklemiştir. Bu hususta, 3. kişi lehine sigorta hali için, lehine sigorta yapılan 3. kişiye ayrı bir ihbar külfeti yüklenmemiş, herhangi bir ayrım yapılmadan bu külfet, sigorta akdinin tarafı olan sigorta ettirene yüklenmiştir. Bu yasal düzenlemeler de dikkate alındığında; davalı ... şirketi ile dava dışı ... arasında imzalı sigorta sözleşmesinde, bu kişi hem kendisine ait olan işyerini ve buradaki mallarını sigortalatmış; hem de davacı şirkete ait olan malları davacı şirket lehine sigorta ettirmiş olup, davacı yönünden 3. kişi lehine sigorta sözkonusudur. Rizikoyu ihbar mükellefiyetinin sigorta ettirene ait olduğu, lehine sigorta yaptırılan 3. kişi yönünden bu mükellefiyetin olmadığı dikkate alındığında, mahkemenin bu gerekçesinin yerinde olmadığı açıktır. Kaldı ki, sigortalı ... tarafından, 31.05.2010 tarihinde (rizikodan 2 gün sonra) davalıya hasar başvurusu yapılırken, "işyerindeki akaryakıt işinin kendisi ve otogaz işinin ... Petrol Ltd. Şti. tarafından yürütüldüğü" ifadesine yer verildikten sonra hasarlı unsurların ayrım yapılmadan listelendiği; bu kişinin hem kendi adına hem de davacı şirketin imzaya yetkili müdürü sıfatıyla (şirket kaşesiyle) dilekçeyi imzaladığı dikkate alındığında, davacı şirket adına yapılmış hasar başvurusu olmadığının kabulü mümkün değildir.Davalının sigortalısı olan dava dışı ... "in, sigortalı sıfatıyla hem kendisi hem de davacı şirket adına yaptığı hasar başvurusu üzerine, davalı ... şirketi tarafından yapılan incelemelerden sonra, 12.12.2011 tarihli ibraname karşılığında 114.244,45 TL. hasar bedelinin 16.12.2011 tarihinde davalı sigortacı tarafından ödendiği tarafların kabulünde olduğu gibi hasar dosyası ile de sabittir. Bu nedenle, davalı sigortacı tarafından davadan önce yapılmış ödeme olmadığına ilişkin mahkeme kabul ve gerekçesi de yerinde değildir.Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davacı şirketin lehine sigorta yaptırılan 3. kişi konumunda olduğu, dava dışı sigortalı ... tarafından (davacı adına da olacak biçimde) davalıya hasar başvurusunun yapıldığı, bu başvuru üzerine davalı ... şirketi tarafından 16.12.2011 tarihinde yapılmış ödeme bulunduğu ve bu tarihten sonraki 2 yıllık süre dolmadan eldeki davanın açıldığı dikkate alındığında, davaya konu talep yönünden zamanaşımının gerçekleşmediği gözetilip işin esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi