Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda takip alacaklısının tüzel kişiliği olmadığı, senedin rakamla yazılı kısmında ve imzada tahrifat yapıldığı şikayeti ile beraber takipte talep edilen komisyon ve işlemiş faize itiraz ederek takibin iptaline karar verilmesini istediği, mahkemece, takibe dayanak senedin üzerinde ödemeye ilişkin olduğu izlenimini uyandıran karalamaların bulunduğu ve bu durumda alacağın varlığının tespitinin genel görevli mahkemede yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği, ancak borçlunun alacağın 1.900,00 TL "lik kısmını kabul etmesi nedeni ile bu miktar yönünden takibin devamına kalan miktar yönünden ise itirazın kabulü ile takibin durmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İ.İ.K."nun 169/a-1 maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı taktirde mahkemece itiraz kabul edilir.
Somut olayda, takip dayanağı bononun ön yüzünde bir takım ibareler mevcut ise de bu ibarelerin ödemeye ilişkin herhangi bir kaydı içermediği bilirkişi incelemesi ile bildirilmiştir. Senet üzerinde bulunan ve hiçbir anlam ifade etmeyen ibarelerden senede karşılık bir ödeme yapıldığı sonucu çıkarılamaz. Borçlu tarafından itfa itirazı İ.İ.K."nun 169/a-1 maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile de ispat edilememiştir.
Öte yandan, borçlu tarafından borcun kısmen de olsa kabul edilmesi karşısında İİK"nun 170/a-son maddesi uyarınca dayanak belgenin söz konusu ibareler nedeniyle kambiyo senedi vasfını kaybettiği gerekçesi ile takibin iptaline de karar verilemez.
O halde mahkemece, borçlunun borcun bir kısmını kabul etmesi ve kalan kısım yönünden de borca itirazını İİK"nun 169/a-1. maddesinde yazılı belgelerle kanıtlayamadığı nazara alınarak itirazın tümden reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. 
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.