Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14050
Karar No: 2016/11802
Karar Tarihi: 11.05.2016

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/14050 Esas 2016/11802 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/14050 E.  ,  2016/11802 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile genel tatil ücreti, izin ücreti, sefer primi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı Talebinin Özeti:
    Davacı vekili, genel tatil ücretlerinin ödenmemesi, sigorta primlerinin gerçek ücreti üzerinden yatırılmaması, sefer primlerinden kesinti yapılması nedenlerinden dolayı iş akdinin davacı tarafından haklı olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile genel tatil ücreti, izin ücreti, sefer primi alacaklarını talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, iş akdinin davacı tarafından istifa suretiyle feshedildiğini, davacının ücretinden kesinti yapılmadığını, davacının genel tatil günlerinde çalışmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdinin davacı işçi tarafından istifa suretiyle ve haksız olarak feshedildiği, davacının genel tatil günlerinde çalıştığını ispat edemediği, işveren tarafından davacının sefer primlerinden haksız kesinti yapıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu bağlamda, sefer primi talebi kısmen kabul edilmiş diğer talepler ise reddedilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş akdinin kim tarafından feshedildiği, feshin haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı ve bu bağlamda davacının kıdem tazminatı alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    İşçinin ücretlerinin ödenmemesi, sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden belirtilmemesi, iş koşullarının ağırlaştırılması 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II. Maddesi uyarınca işçiye haklı fesih hakkı verir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili genel tatil ücretlerinin ödenmemesi, sigorta primlerinin gerçek ücreti üzerinden yatırılmaması, sefer primlerinden kesinti yapılması nedenlerinden dolayı iş akdinin davacı tarafından haklı olarak feshedildiğini ileri sürmüş, davalı ise iş akdinin davacı tarafından istifa suretiyle feshedildiğini savunmuş, mahkemece iş akdinin davacının istifası suretiyle feshedildiği, feshin haksız olduğu kabul edilmiştir.
    Dosyada mevcut davacının imzasını havi iki adet istifa dilekçesinin incelenmesinde, istifa nedeninin belirtilmediği görülmüştür. Ancak tanık beyanlarından, işveren tarafından davacının sefer primlerinden haksız kesinti yapıldığı anlaşılmaktadır. Keza dosyada bulunan ve davacının yurda giriş çıkış tarihlerini gösterir belgeler ile tanık beyanlarından, davacının genel tatil günlerinde çalıştığı ancak bu çalışmaların karşılığının işveren tarafından ödenmediği anlaşılmıştır.Ayrıca, davacının ücretinin asgari ücret ve sefer primlerinden oluşmasına rağmen, sigorta primlerinin asgari ücret üzerinden yatırıldığı tespit edilmiştir.
    Tüm bu olgular, davacının feshe yönelik iddialarını doğrulamdığından, davacı tarafından gerçekleştirilen feshin haklı nedenlere dayandığı ve davacının kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü gerekir.
    Bu nedenle, davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ile bağdaşmayan bir gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar arasında, davacının genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı, çalışmış ise bu çalışmaların karşılığının işveren tarafından ödenip ödenmediği konusunda uyuşmazlık vardır.
    4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
    Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00 ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Yasanın, 5892 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir
    Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
    Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Davacı yurt dışı araç sürücüsü olarak çalışmaktadır. Dosyada mevcut davacının yurda giriş ve çıkış tarihlerini gösterir belge ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının yurt dışında olduğu dönemlerde ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren, bu çalışmaların karşılığını davacıya ödediğini yazılı belge ile ispat edememiştir.
    Bu nedenle, davacının yurda giriş ve çıkış tarihlerini gösterir belge esas alınarak, davacının yurt dışında olduğu dönemler içindeki, ulusal bayram ve genel tatil günleri tespit ettirilmeli, bu günler için hesaplama yaptırılmalı ve alacak hüküm altına alınmalıdır.
    Davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat edemediği gerekçesiyle, ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır.
    4-Taraflar arasındaki son uyuşmazlık, sefer primi alacağının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı 2011 yılı başından itibaren sefer primlerinden işveren tarafından haksız kesinti yapıldığını, fesih tarihine kadar yapılan kesintinin 1.300 EURO olduğunu iddia etmiştir.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 25/07/2010-29/10/2011 tarihleri arasında davacının yurt dışına toplam beş sefer yaptığı, tanık beyanlarına göre davacının sefer başına 300 EURO sefer primi aldığı belirtilmiş ve net 1.500 EURO (3.733,50 TL) sefer primi hesaplanmış, mahkemece taleple bağlı kalınarak 2.600 TL sefer primi alacağı hüküm altına alınmıştır.

    Ancak, bilirkişi hesabı hatalıdır. Öncelikle, davacı 2011 yılı başından itibaren sefer primlerinden kesinti yapıldığını belirtmiş olmasına rağmen, bilirkişi tarafından hesaplamanın 25/07/2010 tarihinden başlatılması doğru değildir. Öte yandan, davacı fesih tarihine kadar yapılan sefer primi kesintisi miktarının 1.300 EURO olduğunu iddia etmiş olmasına rağmen bilirkişi tarafından sefer primi kesintisinin 1.500 EURO olarak hesaplanması da isabetsizdir.
    O halde, davacının iddia ve talepleri gözetilerek, sefer primi kesintisinin hesaplanması konusunda bilirkişiden ek rapor aldırılmalı ve sonucuna göre alacak hüküm altına alınmalıdır.
    Hatalı bilirkişi raporuna itibarla sefer primi alacağının yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi