Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu M...r ...ş ..... L... .Ş.... aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmış, örnek 10 numaralı ödeme emri 05.08.2009 tarihinde bila tebliğ dönmüş ve alacaklı vekili 17.03.2010 da borçlunun adresinin araştırılmasını talep etmiştir.
Borçluya “ödeme emri tebliğ edilmese” bile alacaklının uyuşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece bu durum borçlunun şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez.
Her ne kadar borçluya şikayet tarihi 01.09.2010 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmemişse de, alacaklı vekilinin tebligatın iadesinden sonra, borçlunun adresinin tespitini talep etmesi ve yargılamaya katılarak itirazın reddini istemesi karşısında, uyuşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut bulunduğu görülmektedir.
O halde mahkemece borçlu şirketin itiraz ve şikayetlerinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayet süresinin henüz başlamadığı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/09/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.