Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/19071 Esas 2019/1400 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19071
Karar No: 2019/1400
Karar Tarihi: 07.02.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/19071 Esas 2019/1400 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/19071 E.  ,  2019/1400 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı; davalıya borç olarak 110.000,00 TL para verdiğini, bu hususa ilişkin 11.03.2011 tarihli yazılı bir belge düzenlendiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine icra takibi başlattığını, davalının borca itiraz ederek icra takibin durdurduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir."
    Davalı; davacının dava konusu 110.000,00 TL parayı kendisine borç olarak değil, ... Limited Şirketinin hisselerini davacı adına satın alması için verdiğini, dava konusu para ile davacı adına şirket hisselerinin satın alındığını, davacıya borcunun olmadığını savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
    "Mahkemece, davanın kabulüne, takibin devamına, asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir."
    1-Davacı, davalıya borç olarak 110.000,00 TL para verdiğini ileri sürerek, alacağının hüküm altına alınmasını istemiş; davalı ise verilen paranın borç değil, bir iş ortaklığı kapsamında şirket hisselerinin davacı adına satın alınması sebebiyle verildiğini savunmuştur. Görüldüğü üzere davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacıdadır. Davacı taraf, davaya konu paranın borç olarak verildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür; buna bağlı olarak, davalı savunmasını ispat ile yükümlü olmayacaktır. O halde, mahkemece, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu gözetilerek ve tarafların sundukları deliller değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mevcut olayda ispat yükü ters çevrilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.