17. Hukuk Dairesi 2015/17253 E. , 2018/10045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ait otobüsün, davacıya ait fabrikada çalışan işçileri taşıyan servis minübüsüne çarpmasıyla oluşan kazada, davacının 2 işçisinin öldüğünü ve 22 işçisinin de yaralandığını, davacı fabrikasında çalışan diğer işçilerin ölüm ve yaralanma olayından etkilenip kazanın ertesi günü çalışamadığını, sonraki 1 hafta boyunca da verimli çalışma yapamadıklarını, davacının bu sebeplerle bir günlük kazancından mahrum kaldığını ve bir günlük masrafın zayi olduğunu, ölenlerin kendileri ve yakınları için de masraf yapmak durumunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 26.971,91 TL tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, talep edilen zararlar ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, çok sayıda çalışanı olan davacının kazadan sonraki gün çalışmasının durmasının mümkün olmadığını, ölenler için yapılan harcamaların ahlaki sorumluluğa dayalı ödeme olması nedeniyle davalıdan talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 4.789,00 TL tazminatın 06.06.2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar
verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davalı aracının davacıya ait servis aracına çarpmasıyla ölümlü ve yaralamalı kazanın meydana geldiği, kazada davacının iki işçisinin öldüğü ve çok sayıda işçisinin de yaralandığı, işçilerin uğradığı bedensel zarar nedeniyle hem bu işçilerin çalışamamış olması hem de diğer işçilerin olaydan etkilenmesinin kaçınılmazlığı karşısında, davacının üretiminde düşüş olması ve zararın doğmasının kaza ile illiyet bağı olduğunun kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm ve cismani zarar nedeniyle, davacının uğradığı iddia olunan kazanç kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafın zararın doğumuna ilişkin iddiası, davaya konu kazadaki ölüm ve yaralanmalar nedeniyle işyerindeki çalışmanın aksaması sonucu kazanç kaybına uğranılması olduğuna göre; davacı işyerinin kaza tarihinden önceki çalışma kapasitesi ile kazançlarının miktarı ve kaza günü ile sonrasında bu kazançlarda meydana gelen düşüşün miktarının net biçimde tespiti önem kazanmaktadır. Bu belirlemenin yapılmasında ise; somut ve fikir oluşturabilecek sonuçlara ulaşmak için, mümkün olduğu kadar kaza tarihinden geriye doğru gidilmesi ve davacı işletmesindeki faaliyetler sonucu elde edilen gelir ile bu gelirin elde edilebilmesi için yapılması zorunlu üretim maliyet giderlerinin tespiti gerekir. Anılan tüm bu tespit ve hesaplamalar, davacının ticari defter ve kayıtlarının da incelenmesi suretiyle gerçekleştirilebileceğinden, özel ve teknik bilgi gerektirir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266/1. maddesi gereği, çözümü hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda bilirkişiye başvurulması, doğru sonuçlara ulaşılmasında önemli yer tutar. Eldeki davanın mahiyeti ile zarar hesabının yapılabilmesi için özel ve teknik bilginin gerekliliği açık olduğundan, uzman bilirkişiden alınacak rapora göre karar verilmesi gerektiği halde; mahkemenin, uzman bilirkişi heyetinin 26.03.2014 tarihli raporunu dikkate aldığını belirttikten sonra, kazanın meydana geldiği Haziran ayına ilişkin işletme cirosunun, bu ayın önceki ve sonraki aylarına ait işletme cirolarının
ortalamasından çıkartılması suretiyle zararın belirlenmesi hatalı olmuştur.
Davacıya ait işletmenin sadece aylık ciroları dikkate alınarak davaya konu edilen gerçek kazanç kaybının tespiti mümkün değildir. Aylık gelirlerin elde edilebilmesi için, yapılması zorunlu işletme maliyet giderleri hesapta dikkate alınması gerektiği gibi; serbest ticari faaliyetini yürüten davacının, ticaret hayatı ile piyasa koşullarının getirdiği hertür kazanç azalmasının da davaya konu kazaya bağlanmasının mümkün olmayacağı gözetilerek zarar hesabı yapılmalıdır.
Açıklanan tüm vakıalar karşısında mahkemece; 26.03.2014 tarihli bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporun kısmen doğru tespitleri içermekle birlikte, eksik yönlerinin olduğu da dikkate alınmak suretiyle; kazanın meydana geldiği 2011 yılının başından kazanın olduğu güne kadar olan(yaklaşık 5 aylık) süreye ilişkin davacı işletmesinin elde ettiği gelir ile bu gelirin elde edilebilmesi için yapılması zorunlu işletme maliyet giderlerinin belirlenmesi, kazanın olduğu gün ile sonrasındaki birkaç aylık süre için de aynı tespitlerin yapılması ve sonrasında aradaki farkın davacının zararı olarak saptanması konularında, daha önce rapor düzenleyen bilirkişi heyetinden, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin anılan yönlere ilişkin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin anılan yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.