15. Ceza Dairesi 2017/31482 E. , 2019/9540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-f, 62, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm; sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın duruşmada bildirdiği en son adresine tebliğe çıkartıldığı, dosya kapsamına göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21 ve Tebligat Tüzüğü"nün, 28.maddeleri uyarınca, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması ve yaptığı bu araştırma sonucunda muhatap ve onun adına tebligat yapılabilecek kimseler o adreste bulundukları halde tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar ve ihtiyar heyeti veya meclis azasından birine veyahut zabıta amir veya memuruna imza mukabilinde teslim etmesi ve Tüzüğe ekli 2 örnek numaralı ihbarnameyi muhatabın kapısına yapıştırarak, durumu en yakın komşusundan birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerektiği, somut olayda tebliğ evrakının muhtara bırakıldığı hususunun en yakın komşusu olduğu bildirilen ve imzadan imtina eden...adında birisinin apartmanda oturmadığının yönetici ve ilgili yer muhtarı tarafından tespit edilmesi nedeniyle tebligatın usulüne uygun olmadığı, dolayısıyla sanık müdafinin eski hale getirme isteminin kabulü ile öğrenme üzerine yapmış olduğu 17/07/2014 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek bu husustaki tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;
Katılanın yetkilisi olduğu ... Madencilik isimli şirket ile sanığın yetkilisi olduğu ...Madencilik isimli şirket arasında uzun yıllardır ticari alışveriş olduğu, katılanın şirketi tarafından sanığın şirketine verilen suça konu muhtelif tarihli 4 adet çekin bedellerinin ödenmesi üzerine sanıktan iptal kaşelerinin vurularak gönderilmesi istendiği, sanığın da söz konusu çeklerin fotokopilerine iptal kaşesi vurarak faksladığı, daha sonra çek asılları kendinde olan sanığın bunları bankaya ibraz ederek karşılıksız olması nedeniyle banka tarafından ödenmesi gereken zorunlu tutarları alarak toplam 4.000 TL menfaat temin etmek suretiyle atılı suçu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda;
Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmasında, katılan tarafından kendisinden suça konu çeklerde dahil olmak üzere çeşitli çeklerin iptal edilerek iade etmesi halinde ödeme yapacağını belirtmesi nedeniyle katılana güvenmediğinden fotokopilerini iptal ederek faksladığı buna rağmen bu çeklere ödeme yapmaması nedeniyle bankaya ibraz ettiğini savunması, yine katılan tarafından dosyaya sunulan makbuzlardan suça konu çeklerin değil farklı çeklere yönelik ödeme yapıldığının tespit edilmemiş olması ayrıca katılanın beyanında söz konusu çeklerin vadesinden önce ödeme yapması üzerine iptal edilerek kendisine gönderildiğini belirtmesine rağmen çeklerin vade tarihlerinden çok sonra 07/08/2012 tarihinde iptal edildiğinin fakslanmış olması, yine dosyadaki bilgi ve belgelerden aralarında ticari alışverişinde bulunması karşısında sanığın söz konusu olayda suç kastıyla hareket ettiğine dair delil bulunmayıp taraflar arasındaki ihtilafın hukuki mahiyette olduğu anlaşılmakla atılı suç yönünden beraatine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.