Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 1992/8205
Karar No: 1994/4596
Karar Tarihi: 06.10.1994

Danıştay 7. Daire 1992/8205 Esas 1994/4596 Karar Sayılı İlamı

Daire : YEDİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1994
Karar No : 4596
Esas Yılı : 1992
Esas No : 8205
Karar Tarihi : 06/10/994
VELAYET ALTINDA BULUNAN KÜÇÜK İLE BABA VEYA ANA, VEYAHUT ANA VE BABANIN YARARINA ÜÇÜNCÜ ŞAHISLAR İLE YAPILACAK HERHANGİ BİR TASARRUFLA KÜÇÜĞÜN BORÇ ALTINA GİRMESİ, TÜRK MEDENİ KANUNUNUN 271.MADDESİ UYARINCA, MUAMELEYE BİR KAYYIMIN İŞTİRAKİNE VE HAKİMİN ONAYINA SUNULMASINA BAĞLI OLDUĞUNDAN, BU ŞARTA RİAYET EDİLMEDEN YAPILAN BORÇLANDIRMA İŞLEMİNİN
GERÇEK MAHİYETİNİN, VERASET VE İNTİKAL VERGİSİNDEN KAÇINMA AMACINA YÖNELİK İVAZSIZ BİR İNTİKAL OLDUĞU HK.
Velayet altında bulunan yükümlüye, pay sahibi olduğu anonim şirketin hisselerinin alımı sırasında babası tarafından yapılan nakit ödemenin gerçekte ivazsız intikal olduğundan bahisle salınan veraset ve intikal vergisi ile kesilen usulsüzlük cezasını; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1.maddesinden bahsederek, aynı kanunun 2.maddesi nin (d) bendinde, ivazsız intikal tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade ettiğinin açıklandığı, yasa gerekçesinde, ivazsız intikal tabirinin, Borçlar Kanununun 234 ve müteakip maddeleri uyarınca yapılan bağışlamaları ve mukabil ödemede bulunulmadan iktisap edilen her türlü hukuk ve menafi ile piyango ve kura keşidesinden kazanılan menkul ve gayrimenkul ikramiyeleri kapsamına aldığının belirtildiği, Borçlar Kanununun 234.maddesinde de bağışlama, "hayatta olan kimseler arasında bir tasarruftur ki, onunla bir kimse, mukabilinde bir ivaz taahhüt edilmeksizin malının tamamını veya bir kısmını diğer bir kimseye temlik etmektedir" şeklinde tarif edildiği, aynı kanunun 12.maddesinde, kanunen yazılı şekil şartına bağlı bir akdin değiştirilmesinin de yazılı şekil şartına bağlı olduğunun, 18.maddesinde ise, akdin şekil ve şartlarının tayininde, iki tarafın gerek sehven, gerek akitten maksadı hakikiyi gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmayarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramanın lazım olduğunun hükme bağlandığı, olayda, yükümlüyü temsilen babası tarafından ileri sürülen hisse devri nedeniyle yapılan nakit ödemelerin karşılıksız olmayıp, oğlunu (yükümlüyü) kendisine borçlandırmak suretiyle yapıldığı yolundaki iddiaların araştırılması amacıyla mahkemelerinin E:... sayılı dosyası için yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; yükümlüye babası tarafından yapılan nakit ödemelerin bedelsiz değil, oğlunu kendisine borçlandırmak suretiyle yapıldığının saptandığı, bu sonucun mahkemelerince de uygun görüldüğü gerekçesiyle kaldıran ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; yükümlünün olay tarihinde 9 aylık bebek olduğu, Medeni Kanunun 271.maddesi uyarınca, velayet altında bulunan çocuk ile ana-baba veya ana-baba yararına 3.kişlerle yapılacak herhangi bir tasarrufla çocuğun borç altına girmiş olması halinde, bu işlemlere hem bir kayyımın katılması hem de hakimin onayının alınması gerektiği, olayda bu şartlara riayet edilmediğinden, ortada ivazsız bir intikalin bulunduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1.maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Borçlar Kanununun 18.maddesinin 1.fıkrasında ise "Bir akdin şekil ve şartlarını tayinde, iki tarafın gerek sehven, gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmayarak onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır" denilmek suretiyle akitlerin yorumunda asıl ilkenin tarafların gerçek irade beyanlarını tespit olduğu açıklanmıştır.
Diğer taraftan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3.maddesinde de vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas alınacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, hisse senetlerinin, velayet altında bulunan yükümlüyü kendisine borçlandırmak suretiyle babası tarafından satın alındığı ve borçlandırma işleminde, borç olarak verilen 2.325.000.000 lirayı yükümlünün reşit olduğunda ödeyeceğinin, bu bedele herhangi bir faiz tahakkuk ettirilmeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın çözüm noktasını, borç verme işleminin ivazsız olup olmadığı hususunun tespiti oluşturmaktadır.
Velayet, 743 sayılı Türk Medeni Kanununun Aile Hukuku kitabının "hısımlar" başlıklı ikinci kısmın beşinci faslında düzenlenmiştir. Söz konusu faslın 262.maddesi ile küçüğün velayeti ana ve babasına verilmiş, 264. ve devamı maddelerinde ise velayet hakkının kapsamı belirtilmiştir. Kanun koyucu velayet hakkının kapsamını belirlerken, küçüğün hak ve menfaatleri velayet hakkına sahip ana ve babaya karşı da korumak istemiş ve bu amaç doğrultusunda kanunun 271.maddesinde, çocuk ile baba veya ana arasında, yahut ana ve babanın yararına olarak çocuk ile üçüncü şahıslar arasında yapılacak herhangi bir tasarrufla çocuk borç altına girmiş olursa, bu muameleye bir kayyımın iştirakini ve hakimin onayını şart kılmıştır.
Olayda, velayet altında bulunan yükümlünün hisse devri nedeniyle babasına karşı borçlandırılmasına karşın, bu muameleye bir kıyyımın iştirak etmediği ve hakim onayına da sunulmadığı hususları ihtilafsız olduğu gibi, Borçlar Kanununun yukarıda anılan 18.maddesi uyarınca yapılan yorumla, hisse devri nedeniyle borçlanılan meblağın, olay tarihinde henüz dokuz aylık bebek olan yükümlü tarafından, reşit olduğu tarihte babasına ödeneceğine ve söz konusu meblağa herhangi bir faiz hesaplanmayacağına ilişkin muameleden beklenilen amacın, sırf veraset ve intikal vergisinden kaçınmaya yönelik olduğunun anlaşılması karşısında borçlandırma işleminin gerçek mahiyetinin, vergiden kaçınma amacına yönelik ivazsız bir intikal olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, yükümlü adına yapılan tarhiyatın onanması gerekirken mahkemece yazılı gerekçe ile kaldırılmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi