Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2010/8-277
Karar No: 2010/310
Karar Tarihi: 09.06.2010

Tapu İptali ve Tescil - Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmaz Malların Tespiti - Zilyetlik - Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/8-277 Esas 2010/310 Karar Sayılı İlamı

 

 

Hukuk Genel Kurulu 2010/8-277 E., 2010/310 K.

Hukuk Genel Kurulu 2010/8-277 E., 2010/310 K.

  • TAPU İPTALİ VE TESCİL
  • TAPUDA KAYITLI OLMAYAN TAŞINMAZ MALLARIN TESPİTİ
  • ZİLYETLİK

 

  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "tapu iptal ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İncesi Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.10.2008 gün ve 2007/57 E., 2008/161 K. sayılı kararın incelenmesinin davacılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.02.2009 gün ve 2008/6721 E., 2009/843 K. sayılı ilamı ile;

("...Davacılar, bağış ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle 129 ada 12 parselin Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davacıların ekonomik amaca uygun tasarruflarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

4909 m2 yüzölçüme sahip dava konusu parselin kadastro tutanağında; Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bu yerin Mustafa oğlu O... Ç..."ın 1990 yılında dedesinden kaldığını iddia ederek ev yaptığı, ancak zilyetliğinde kesinti olduğu 3402 sayılı Yasanın 14. maddesindeki koşulların oluşmadığının muhtar ve bilirkişiler tarafından bildirilmesi üzerine 23.05.2002 tarihinde ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.

Özel harman yeri olarak kullanım, harman mevsimi dışında tarım aletleri ve benzeri makinelerin konulması suretiyle böyle bir yerin tasarruf edilmesi ekonomik amaca uygun sayılır ve özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilme olanağı sağlar. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, dava konusu yerin davacıların babaannesi A... Ç... tarafından 10 yıl öncesine kadar harman yeri olarak kullanıldığı, 1984 yılında davacıların babaları ile birlikte ahır yaptıkları, 1995 yılında davacılardan H... Ç... "ın ev yaptırdığı, 10 yıl önce babaannelerinin davacılara bu yeri bağışladığı, harman mevsimi dışında tarım aletlerini bıraktıkları yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edildiğine, kazanma süresi ve koşullarının davacılar lehine gerçekleştiği belirlendiğine, kazanmaya engel bir durum bulunmadığına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde harman yeri olarak kullanmanın TMK.nun 713/1. maddesinde yazılı olduğu üzere ekonomik amaca uygun bir tasarruf sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır…

…")

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava ve birleşen dava kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

Davacılar, kadastro sırasında ham toprak niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın murislerinden intikal ve bağış yoluyla kendilerine kaldığını, dava konusu taşınmazın özel harman yeri olarak murisleri ve kendileri tarafından yetmiş yıldan uzun süredir kullanıldığını beyanla taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini talep ve dava etmişlerdir.

Davalı Hazine vekili, davacıların zilyetlik süresinin yeterli olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme, davacıların kadastro tespiti öncesi yirmi yıldan fazla ekonomik amaca uygun zilyetlikleri bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; bu karar Özel Dairece, metni yukarıda bulunan ilamla bozulmuş; Yerel Mahkeme gerekçesini tekrar ederek ve yasal sınırlarda genişleterek önceki kararında direnmiştir. Hükmü temyize davacılar getirmiştir.

Bozma ve direnme kararının kapsamına göre; dava konusu taşınmazın özel harman yeri olarak kullanıldığı hususu bozma dışı kalmakla kesinleşmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacıların ve taşınmazı onlara bağışlayan murislerinin, özel harman yeri olarak kullanıldığı çekişmesiz olan taşınmaz üzerinde, tespit tarihine kadar yirmi yıldan fazla süreyle, gerçekleşen tasarruflarının, taşınmazın türüne göre aranan ekonomik amaca uygun olup olmadığı ve sonuçta zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

Dava konusu taşınmaz, davacıların babası O... Ç..."ın zilyetliğinde kesinti olması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki koşulların oluşmadığının muhtar ve bilirkişiler tarafından bildirilmesi üzerine, ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.Kadastro tespitinde herhangi bir kayıt ve belge esas alınmamış; yargılama sırasında taraflar da bir kayıt ya da belgeye dayanmamışlardır.

Hal böyle olunca, taraflar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümleneceği kuşkusuzdur. Bu durumda taşınmaz üzerinde sürdürülen ve iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliğin zilyedi yararına hukuki sonuç doğurabilmesi için taşınmazın türünün sağlıklı biçimde saptanması, taşınmazın saptanan türüne göre de ekonomik amacına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının tespiti ve sonuçta taşınmazda sürdürülen zilyetliğin, zilyedi yararına hukuksal bir sonuç doğurup doğuramayacağının belirlenmesi gerekir.

Bu bağlamda; özel harman yeri olarak kullanıldığı çekişmesiz olan taşınmazın, ekonomik amaca uygun tasarruf edilmesinden kastedilenin ne olduğunun tespiti gerekmektedir.

Her ne kadar Özel Daire kararında "Özel harman yeri olarak kullanım, harman mevsimi dışında tarım aletleri ve benzeri makinelerin konulması suretiyle böyle bir yerin tasarruf edilmesi ekonomik amaca uygun sayılır ve özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilme olanağı sağlar" ifadesine yer verilmiş ise de Hukuk Genel Kurulundaki görüşmelerde özel harman yerinin "harman zamanı harmanın döküldüğü yer" olarak kullanılmasının yeterli olduğu, bu şekilde tasarruf edilmesinin ekonomik amaca uygun sayılacağı ve özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilme olanağı sağlayacağı; ayrıca harman zamanları dışında kullanma koşulunun ise aranmayacağı, konusunda görüş birliğine varılmıştır.

Şu hale göre; özel harman yeri, kamuya ait olmayan, malik ya da zilyedi bulunan kişilerce "harman zamanı harmanın döküldüğü yer" olarak kullanılan yer olup; buradaki ekonomik amaç harmanın dökülüp, buna bağlı işlemlerin harman zamanında gerçekleştirilmesidir. Bu şekilde gerçekleşen tasarruf, beklenen ekonomik amaca uygun ve iktisap bakımından da yeterli kabul edilmelidir. Harman yerinin açıklanan niteliği gereği, harman dökülme şeklinde gerçekleşen kullanımı yanında ayrıca harman zamanı dışındaki dönemlerde de tarım aletleri ve benzeri makinelerin konulması, ahır, ev veya hayvan barınağı olarak kullanılması zorunluluğu bulunmadığı gibi; harman zamanı dışında böyle bir kullanım şeklinin kazanma koşulu olarak aranması da taşınmazın "özel harman yeri" niteliği ile örtüşmediğinden kabul edilemez.

Açıklanan ilkeler ışığında somut olay ele alındığında;

Görülmekte olan davada, yerel bilirkişi ve tanıklar; davacıların mirasbırakanı babaannelerinin dava konusu yeri 40-50 yıl boyunca özel harman yeri olarak kullandığını, harman zamanı dışında boş bıraktığını, davacıların ise taşınmazı yine özel harman yeri olarak kullandıklarını, 1984"den sonra da ev ve ahır yaparak, harman zamanı dışında da tarım aletlerini koymak suretiyle zilyetliklerini sürdürdüklerini, murisin taşınmazı on yıl kadar önce davacılara bağışlayıp teslim ettiğini, birbirini tamamlar ve doğrular şekilde bildirmişlerdir.

Bu durumda, davacılar ve murislerinin dava konusu taşınmazı "harman zamanı harmanın döküldüğü yer" olarak kullandıkları belirgindir ve tek başına bu kullanım şekli dahi aranan ekonomik amaca uygun tasarrufun varlığını kabule yeterlidir. Davacıların murislerinin kendilerine bağışlamasından sonra, harman zamanları dışında da bu yeri kullanıyor olmaları bir kazanma için aranan bir koşul olmamakla birlikte dosyada tespit edilmiş bir vakıadır.

O halde, davacılar ve onlara bağışta bulunan murisleri babaannelerinin özel harman yeri niteliğindeki taşınmaz üzerinde tespit tarihine kadar yirmi yıldan fazla süreyle ekonomik amaca uygun şekilde tasarrufta bulunduklarının ve böylece taşınmazı zilyetlikle kazanma koşullarının davacılar lehine gerçekleştiğinin kabulü gerekir.

Açıklanan nedenlerle, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle redde ilişkin önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Direnme kararı, açıklanan bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine 09.06.2010 gününde yapılan ikinci görüşmede oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi