4. Hukuk Dairesi 2021/2881 E. , 2021/1948 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından davalı Quıck Sigorta AŞ aleyhine verilen dilekçe ile trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından yapılan yargılama sonunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelenmesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın itirazının reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, 01.11.2017 tarihinde davacının yaya olarak karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 41.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talep miktarını 135.088,16 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kabulü ile 135.088,16 TL’nin 24.08.2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyetince davalı sigorta şirketi vekilinin itirazının kabulü ile başvurunun dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine karar verilmiş; itirazın reddine dair karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesini içermektedir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, kaza tarihi 01.11.2017 olup davacı taraf yaya olarak karşıdan karşıya geçmek istediği sırada çift taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle davalıya tahkime başvurmadan önce başvurmuş ise de; Hakem Heyetince davacı yanca ibraz edilen raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmemiş olduğu gerekçesi ile başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından tahkime başvurulmadan önce davalı kuruma başvurulmakla beraber başvurulmasaydı dahi bu tamamlanabilir bir dava koşulu olmakla haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
01.11.2017 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği yürürlükte olup davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 20.06.2019 tarihli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan raporun kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanzim edilmiş bir rapor olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/05/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.