Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/582
Karar No: 2017/3472
Karar Tarihi: 07.06.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/582 Esas 2017/3472 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/582 E.  ,  2017/3472 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... ... 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... ... 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/11/2014 tarih ve 2012/260-2014/274 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; davalı adına TPE nezdinde tescilli 2000/25510 sayılı "...+şekil" ibareli markanın müvekkilinin ... ve ... ibareli tanınmış markaları ile iltibas yarattığını, halihazırda davalı tarafından tescilli markalarının da kullanılmadığını ileri sürerek davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; hükümsüzlüğü talep edilen markanın davacı markaları ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığını, kullanmama nedenine ilişkin olarak markanın yenilenmesinden bu yana henüz 5 yıllık sürenin geçmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın "..." unsurlu birden çok markasının bulunduğu, davacı seri markalarında "..." ibaresinin ayırt edicilik fonksiyonu yüksek olarak ... tanınmış markası yanında esas unsur olarak yer aldığı, "..." ibareli davacı markasının tanınmış marka statüsünde olmadığı, dava konusu edilen markanın 04/01/2002 tarihinde sicile kayıt edildiği, tescilden itibaren yaklaşık 10 yıl gibi bir süre boyunca davacı tarafça dava açılmadığı, davalı tarafın marka tescilinde herhangi bir kötü niyetinin de tespit edilemediği, bu durumda aradan geçen süre zarfında uyandırılan güven nedeniyle TMK 2. maddesi gereğince sessiz kalma yoluyla hak kaybının somut olayda gerçekleşmiş olduğu, dava konusu edilen markanın dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreçte ciddi bir kullanımının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı adına TPE nezdinde tescilli 2000/25510 nolu markanın kullanmama nedeniyle 556 sayılı KHK 14/1 maddesi gereğince iptaline, sicilden terkinine, sair dava ve istemlerin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı vekilinin 556 sayılı KHK"nın 7/1-b ve 8/1-b. maddelerine dayalı ve davalının uzun süre sessiz kalması nedeniyle hak kaybı oluştuğuna yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, iltibasa dayalı marka hükümsüzlüğü ile kullanmama nedenine dayalı markanın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi gereğince 2000/25510 sayılı “...+şekil” markasının kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, 2000/25510 sayılı “...+şekil” markasıyla ilgili olarak anılan husus değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    3- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi