9. Hukuk Dairesi 2021/3841 E. , 2021/7979 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 27. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle, davacının, davalı şirkette 10.08.1998 – 11.04.2017 tarihleri arasında “benzin pompacısı” olarak çalıştığını, en son aylık net maaşının 2.250,00 TL olduğunu, 1 öğün yemeğin davalı işverenlikçe karşılandığını, maaşların asgari ücret kısmının bankadan kalanının ise elden ödendiğini, sigorta primlerinin de asgari ücret üzerinden yatırıldığını, davacının haftanın 7 günü çalıştığını, ayda 2 gün izin yaptığını, işyerlerinde çalışma süresinin son 4 yıla kadar sabah 08.00-akşam 20.00 arasında olduğunu, son 4 yıldan beri 1. vardiyanın sabah 08.00-akşam 18.00, 2. vardiyanın akşam 18.00-sabah 08.00 saatleri arasında olduğunu, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, çalışanların fazla mesai yapmaya zorlandığını, dini bayramların 1. günü hariç diğer dini ve milli bayramlarda çalışmasına rağmen ulusal bayram ve genel tatil günleri alacaklarının ödenmediğini, bu nedenlerle iş akdini haklı nedenlerle feshettiğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarını talep ve dava etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle, davacının, davalı işyerinde 31.12.2009-11.04.2017 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığını, fazla çalışmaya ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, zira yapmış olduğu fazla çalışma ücretlerinin davacıya ödendiğini, dini ve milli bayramlarda çalışma yapılmadığını, davacının hak kazanıp da kendisine ödenmeyen hiçbir alacağının bulunmadığını, yıllık ücretli izinlerini kullandığını, davacının iş akdinin devamsızlık yaptığı, işyerini terk ederek bir daha dönmediği gerekçesiyle işveren tarafından feshedildiğini, iş akdinin feshedildiğine dair davacıya noter kanalıyla bildirimde bulunulduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının kötü niyetli olarak talepler de bulunduğunu, zira görevini kötüye kullanarak iş gördüğü pompa makinalarının okuyucu kartlarını uhdesinde tutarak davalı şirketi zarara uğratıcı saikle hareket ettiğini, bu hususla ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/10078 soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı dava dilekçesi ile fazla çalışma yaptığını,ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ancak karşılığının ödenmediğini, sigorta primlerinin eksik olarak yatırıldığını iş sözleşmesini de tüm bu haklı nedenlerle feshettiğini iddia etmiş, davalı ise davacının işyerini terk ettiğini, iş akdinin devamsızlık nedeni ile feshedildiğini savunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davacının emeklilik nedeni ile iş akdini feshettiğine ilişkin iddiası olmamasına rağmen iş akdinin emeklilik nedeni feshedildiği kabul edilerek İlk Derece Mahkemesinin gerekçesini bu şekilde değiştirmesi hatalı olmakla birlikte sonuç itibari ile karar doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
3- Taraflar arasında davacının yıllık izin alacağının bulunup bulunmadığı hususunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usuli hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır.
Somut olayda davacı vekili, çalıştığı süre boyunca davacının yıllık izinlerinin kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, ispat yükü üzerinde olan işverence imzalı yıllık izin defteri ve eşdeğer belge sunulmadığı gerekçesiyle davacının toplam hizmet süresine göre 340 gün hiç izin kullanmadığından yıllık izin hakkının bulunduğu kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.