9. Hukuk Dairesi 2013/11175 E. , 2015/7015 K.
"İçtihat Metni"İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, genel tatil ücreti ile vergi iadesi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile genel tatil ücreti ve vergi iadesi alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının emeklilik nedeniyle ayrıldığını bildirmediğini, sadece artık çalışmak istemediğini beyan ederek işten ayrıldığını, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece , davacının emeklilik nedeniyle kuruma müracat ettiğini ve oradan aldığı yazıyı işverene verdiğini ispatlamış olmayıp davacının bu durumda emeklilik değil istifa nedeniyle işten ayrılmış sayılacağı gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından, ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır.
4447 sayılı Yasanın 45 inci maddesi ile 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve pirim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Ancak, işçinin işyerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerekir. Aksi halde işçinin başka bir işyerinde çalışmak için değinilen yasa hükmüne dayanması, yasal hakkın kötüye kullanımı niteliğindedir. Dairemiz konuyla ilgili bir kararında, işçinin bir gün sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmasının, feshin anılan (5) numaralı bent hükmüne uygun olmadığını gösterdiği sonucuna varmıştır (Yargıtay 9.HD. 4.4.2006 gün 2006/2716 E, 2006/8547 K.).
Somut olayda, davacı , davalı işyerinde 18 yıl çalışmış olup , işten ayrıldığı tarihten 2 ay sonra eldeki davayı açmıştır. Davalı işyerinde uzun yıllar çalıştıktan sonra bir işçinin kıdem tazminatı hakkını etkisiz kılacak şekilde işten ayrılması hayatın olağan akışına aykırıdır. 18 yıl çalışan bir işçinin emekliliğe hak kazanamayacağı öngörülse bile sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlamış olması ve kıdem tazminatına hak kazanması kuvvetle muhtemeldir. Yargılama aşamasında mahkemece, emeklilikle ilgili hiç bir araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle fesih tarihi itibariyle davacının sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlayıp tamamlamadığı hususu araştırılmadan, SGK sigorta sicil dosyası getirtilmeden eksik inceleme ile kıdem tazminatı talebinin reddi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın , yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA , peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.