Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2018/213
Karar No: 2018/237

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/213 Esas 2018/237 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO        : 2018 / 213

            KARAR NO  : 2018 / 237

            KARAR TR    : 20.4.2018

ÖZET : Sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini  ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemiyle açtığı davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı         : Münfesih Y.K. Sigorta A.Ş.ile birleşen A. Sigorta A.Ş.

Vekili           : Av. E.T.

Davalı          : Batman Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av. M.E.B.

 

O L A Y      : Davacı vekili; müvekkili şirkete sigortalı 47 NL... plakalı aracın, 17.03.2014 tarihinde, sürücüsünün sevk ve idaresinde, Batman İli, Nergiz caddesinden TPAO Bulvarı istikametine seyir halinde iken yeni otogar önüne geldiğinde, nevroz etkinliğinden dolayı yolun ortasındaki yanmış lastiklere çarpmamak için manevra yaptığı esnada, aracın ön kısım, yan ve muhtelif yerleriyle (airbag patlamış, camlar kırılmış) kaldırımdaki elektrik direğine çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini; düzenlenen Kaza Tespit Tutanağında; kazanın oluşumunda, yolun ortasındaki lastiklerden dolayı 2918 sayılı KTK"nun 13.maddesi gereğince, karayolunun yapımı, bakımı ve işletilmesi ile ilgili kuruluşun, karayolu yapısını trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak ve meydana gelen arıza, engel ve benzerlerini en kısa zamanda ortadan kaldırmak yükümlülüğüne uymadığından asli kusurlu olduğunun belirtildiğini; kaza neticesinde araçta KDV dahil 16.499.32 TL tutarında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini; 16.05.2014 tarihinde hasar bedeli olarak 15.808.00 TL ödendiğini, bu nedenle müvekkilinin TTK"nun 1472.maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu; zararlarının ödenmesi taleplerine, davalı İdare tarafından bugüne kadar herhangi bir cevap verilmediğini; davalı İdarenin, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 10. ve 13.maddeleri gereğince, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlü bulunduğunu ifade ederek;  fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.856,00 TL rücuen tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle 28.8.2014 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

Batman İdare Mahkemesi; 16.09.2014 gün ve E:2014/1709, K:2014/2282 sayı ile davanın 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-a.maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; itiraz edilmesi üzerine Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi; 20.2.2015 gün ve E:2015/100, K:2015/268 sayı ile görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılan davada işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden bahisle davanın reddi yönünde verilen kararda hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle itiraz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına karar vermiş; Batman İdare Mahkemesi, uyuşmazlığın esasını inceleyerek; 17/03/2016 gün ve E: 2015/921, K: 2016/322 sayı ile tazminat isteminin kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin kısmın reddine karar vermiş; itiraz edilmesi üzerine Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi, 4.İdari Dava Dairesi;  11.4.2017 gün ve E:2016/3457, K:2017/609 sayı ile 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin kararı gözetildiğinde, açılan bu davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek verilen itiraza konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle; davacının yaptığı itirazın kabulüne, İdare Mahkemesi"nce verilen kararın bozulmasına kesin olarak karar vermiştir.

BATMAN İDARE MAHKEMESİ; 16.5.2017 gün ve E:2017/763, K:20174/714 sayı ile “(…) Karar veren Batman İdare Mahkemesi Hakimliği"nce Mahkememizin 17/3/2016 tarih ve E:2015/921, K:2016/322 sayılı kararının Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi"nin 11/4/2017 tarih ve E:2016/3457, K:2017/609 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyularak dava dosyası yeniden incelenmek suretiyle işin gereği düşünüldü:

(…)

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 7. maddesinde de yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmanın Karayolları Genel Müdürlüğü"nün görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde; “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” hükmüne, Geçici 21. maddesinde de; “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket tarafından, kasko sigortası kapsamında sigortalanan 47 NL... plakalı aracın 17/3/2014 tarihinde Batman ili, Nergiz caddesi istikâmetinden, TPAO bulvarı istikametine seyir halinde iken, nevruz etkinliğinden dolayı yolun ortasında yanmış lastiklere çarpmamak için yapılan manevra sonucunda meydana gelen trafik kazasında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek toplam 11.856,00-TL tutarındaki zararın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110. maddesinin 1. fıkrasının iptali istemiyle yapılan itiraz başvurularını inceleyen Anayasa Mahkemesi, 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararı ile; (…) anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oybirliğiyle reddetmiştir.

(…)

Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; olayda, 47 NL... plakalı aracın 17/3/2014 tarihinde Batman ili, Nergiz caddesi istikâmetinden, TPAO bulvarı istikametine seyir halinde iken, nevruz etkinliğinden dolayı yolun ortasında yanmış lastiklere çarpmamak için yapılan manevra sonucunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan zararın tazmini istemiyle açılan iş bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, adli ve idari yargı kolları arasındaki görev uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Anayasal kurum olan Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 2918 sayılı Yasanın 110. maddesinin yürürlüğe girdiği 19.1.2011 tarihinden itibaren benzer uyuşmazlıklarda istikrarlı olarak verdiği kararlarda, adli yargının görevli olduğuna işaret edilmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesince, 9.11.2017 gün ve E:2017/3132, K:2017/2595 sayı ile istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmek suretiyle, İdare Mahkemesi kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu defa aynı istemle(talep miktarını 7.904,00TL göstermek suretiyle) adli yargı yerinde dava açmıştır.

BATMAN 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 20.12.2017 gün ve E:2017/349, K:2017/634 sayı ile “(…) Eldeki dava "Belediyenin hizmet kusuruna dayalı olarak rücuen tazminat" istemine ilişkindir.

Yargıtay 17 HD"nin 05.06.2017 tarih ve 2015/604 Esas - 2017/6359 Karar sayılı ilamı gereğince "(...) Dava, trafik kazası sonucu oluşan araç hasar bedeli ile uğranıldığı iddia olunan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.

Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde herhangi bir davanın o hukuk sistemine dahil yargı kollarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığa hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel koşullarından olup mahkemece re"sen dikkate alınması gereklidir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan Karayolları Genel Müdürlüğü, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan dolayı açılan davaların İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2. maddesi uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Esasen 2918 Sayılı KTK"nun hukuki sorumluluğa ilişkin 85. ve devamı maddelerinde araç işletenin sorumluluğu düzenlenmiş olup idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.

Somut olayda; davacı vekili, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü"ne karşı hizmet kusuruna dayanarak işbu davayı açmıştır.

Bu durumda mahkemece, davanın HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi karar verilmesi doğru görülmemiştir."

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Batman İdare Mahkemesi"nin 2017/763 Esas - 2017/714 Karar sayılı dosya örneğinin işbu dosya arasına alınarak tetkik edildiği; eldeki davanın 17.03.2014 tarihinde meydana gelen tek taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle rücuen tazminat istemine yönelik olduğu; dava dilekçesinde iddianın ileri sürülüş şekli ve dava dilekçesi ekinde yer alan Batman İdare Mahkemesi’nin 2015/921 Esas sayılı dosyasında alınan Ankara ATK kusur raporunun incelenmesinden söz konusu kazada davalı Batman Belediyesi"nin %50 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği; böylelikle tazminat sorumluluğunun davalı belediyenin kazanın meydana geldiği yoldaki yol yapım ve bakım sorumluluğunu yerine getirmemesi kusuruna dayandırıldığı; söz konusu kusurun idarenin hizmet kusuru mahiyetinde olduğu ve idari yargıda açılacak bir tam yargı davasında ileri sürülebileceği ve Mahkememizin görevsiz bulunduğu; yerleşik Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğu; ancak Batman İdare Mahkemesi"nin 2017/763 Esas - 2017/714 Karar sayılı kararıyla adli yargının görevli olduğundan bahisle görev yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilerek her iki yargı yolu kararının kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın olumsuz görev uyuşmazlığın giderilmesi amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesi gerektiği hukuki kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,

1-HMK md. 114/1 -b ve 115/2 uyarınca davanın USULDEN REDDİNE…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş; davacı vekilinin talebi üzerine Mahkemece 2.3.2018 tarihli üst yazıyla gönderilen dava dosyaları 14.3.2018 tarihinde mahkememiz kayıtlarına girmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Birgül KURT ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 20.4.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, karayolunda meydana gelen  yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin, zararın bir kısmının davalı idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete sigortalı 47 NL... plakalı aracın, 17.03.2014 tarihinde, sürücüsünün sevk ve idaresinde, Batman İli,  Nergiz caddesinden TPAO Bulvarı istikametine seyir halinde iken yeni otogar önüne geldiğinde, nevroz etkinliğinden dolayı yolun ortasındaki yanmış lastiklere çarpmamak için manevra yaptığı esnada, aracın ön kısım, yan ve muhtelif yerleriyle kaldırımdaki elektrik direğine çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği; kaza neticesinde  araçta KDV dahil 16.499.32 TL tutarında hasar meydana geldiği ve 16.05.2014 tarihinde hasar bedeli olarak 15.808.00 TL ödendiği; 2918 sayılı KTK"nun 13.maddesi gereğince, karayolunun yapımı, bakımı ve işletilmesi ile ilgili  olarak, karayolu yapısını trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak ve meydana gelen arıza, engel ve benzerlerini en kısa zamanda ortadan kaldırmak yükümlülüğüne uymadığından  dolayı davalı idarenin sorumluluğunun bulunduğu iddiasıyla; idari yargı yerinde 11.856,00 TL., adli yargı yerinde ise 7.904,00TL.nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı idareden rücuen tazmini istemiyle bakılan davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Batman 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.12.2017 gün ve E:2017/349, K:2017/634 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Batman 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.12.2017 gün ve E:2017/349, K:2017/634 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ  KALDIRILMASINA, 20.4.2018 gününde Üye Turgay Tuncay VARLI’nın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Birgül

KURT

 

Üye

Turgay Tuncay Varlı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                  KARŞI OY

 

03.11.2015 tarih ve 29521 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 28.09.2015 gün ve E:2015/670, K:2015/671 sayılı kararında belirtilmiş olan düşünce doğrultusunda sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. 20.4.2018

                                                                                   

 

                                                       ÜYE

                                          Turgay Tuncay VARLI

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi