Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, kıymet takdir raporunun tüm ilgililere tebliğ edilmeden satış günü tayin edildiğini, müvekkili ....borca batıklık bildiriminde bulunarak, Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/108 esas sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesi isteminde bulunduğunu, mahkemece 25/03/2009 tarihinde "davacı şirket aleyhine İİK"nun 206.maddesinin birinci sıra başlığı altında bulunan alacaklar ile rehinli alacaklar dışında yapılan icra takiplerinin durdurulmasına" karar verildiğini, satışın usulsüz olduğunu ileri sürerek 15/03/2010 tarihli ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,kıymet takdir raporunun davacı tarafa tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile ihalenin feshine, ihale bedelleri toplamı olan 49.000- TL ‘nin %10’una karşılık gelen para cezasının davalı alacaklıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına karar verilmiştir.
Satış dosyasının incelenmesinde; borçlu şirkete satış kararının 16.1.2010 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmekte olup, satışa hazırlık işlemleri ile ilgili şikayetin bu tarihten itibaren 7 gün içinde ileri sürülmesi gerektiği halde, borçlunun, bu konuda 19.3.2010 tarihinde icra mahkemesine başvurarak şikayette bulunduğu görülmektedir. O halde mahkemece, şikayetin reddi gerekirken kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan İ.İ.K 134/2. maddesine göre; “İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde, icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz.” Anılan yasa maddesinde ihalenin feshi talebinin reddi halinde davacının feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği belirtilmektedir.
Somut olayda mahkemece, ihalenin feshine karar verilmiş olup, dava açmayan alacaklı aleyhine para cezasına hükmolunması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.