Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/3771
Karar No: 2019/305
Karar Tarihi: 14.03.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3771 Esas 2019/305 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/3771 E.  ,  2019/305 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kocaeli 1. İş Mahkemesince maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne dair verilen 30.04.2014 tarihli ve 2008/138 E. 2014/198 K. sayılı karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 15.12.2014 tarihli ve 2014/17295 E. 2014/27421 K. sayılı kararı ile;
    "…1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, iş kazasına geçiren davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 10.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından davacının, iş kazası sonucunda %15,2 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu, davalı üst işveren ...."nin % 35; davalı alt işveren ..... Mak. Mon. Kont. İml. San ve Tic. Ltd. Şti."nin %45; davacı işçinin ise %20 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
    Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
    Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 15.000 TL manevi tazminat çok fazladır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDENLER : 1- Davalı ... Sanayi A.Ş. vekili
    2- Davalı ..... Makine Montaj Kont. İmalat San. Tic. Ltd. Şti. vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkilinin davalılara ait iş yerinde makine montaj işçisi olarak çalışmakta iken 24.08.1999 tarihinde iş kazası geçirerek %15,20 oranında malul kaldığını ve maluliyet oranının kesinleştiğini, iş kazasının meydana gelmesinde davalıların kusurlu olduğunu, müvekkilinin maluliyeti nedeniyle en basit işleri dahi yapmakta zorlandığını, bu nedenle iş ilişkisini daha fazla sürdüremediğini, davalı iş yerinden ayrıldıktan sonra maluliyeti sebebiyle iş bulamadığını, müvekkilinin protez yardımıyla aksayarak yürümek zorunda kaldığını, bu durumun müvekkilinin psikolojisini olumsuz yönde etkilediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00TL maddi, 30.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28.01.2009 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 10.000,00TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ..... Makine Montaj Kont. İmalat San. Tic. Ltd. Şti. vekili; davacının geçirdiği kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kaza günü ..... Çimento Sanayi A.Ş.’nin Hereke’deki fabrikasında klinker kırıcısının bakım işi yapılırken davacının kendi kusuruyla klinker ile duvar arasına sıkıştığını, davacının %15,20 oranındaki maluliyet oranının çok yüksek olduğunu, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi için gerekli koşulların oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... Sanayi A.Ş. vekili, usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece; davacının davalı iş yerinde makine montaj işçisi olarak çalışmakta iken 24.08.1999 tarihinde iş kazası geçirerek %15,20 oranında malul kaldığı, kazanın meydana gelmesinde davacının %20 oranında, davalıların ise toplam %80 oranında kusurlu olduğu, davalıların kusurları oranında davacının maddi zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacının maluliyet durumu, kaza neticesinde çektiği acı ve üzüntü, kaza tarihi birlikte değerlendirildiğinde 15.000,00TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesiyle davacının maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 10.000,00TL maddi tazminat ve 15.000,00TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Mahkemece; bozma ilamında belirtilen “çok fazla” ifadesinin ne kadar miktarı ifade ettiğinin belli olmadığı, davacının gerek olay sırasında, gerek tedavi aşamasında ve gerekse sağ bacağı ile bileğinde meydana gelen sakatlık nedeniyle ruhsal ve bedensel sorunlar yaşadığı ve yaşamının geri kalanını sakat bir insan olarak sürdürmek zorunda olduğu, kaza öncesindeki bedensel faaliyetlerinin büyük bir kısmını kazadan sonra yapamayacak olmasının davacının iç dünyasında çöküntü yarattığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının yerinde olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı, davalı ... Sanayi A.Ş. vekili ve davalı ..... Makine Montaj Kont. İmalat San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olay bakımından iş kazası nedeniyle yaralanan davacı için takdir edilen 15.000,00TL manevi tazminat miktarının çok fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Manevi tazminat isteminin temelinde, davalının haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, kusur, fiil ile zarar arasında illiyet bağı ve fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir.
    Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak taktirde etkili olabileceği 22.6.1966 tarihli ve 1966/7 E, 1966/7 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hâl ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Yine Borçlar Kanunu’nun 47. (TBK 56) maddesine göre; hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O hâlde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Taktir edilecek miktar, mevcut durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
    Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkân nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre taktir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
    Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 tarihli ve 2003/21-368 E, 2003/355 K; 23.06.2004 tarihli 2004/13-291 E, 2004/370 K ve 19.06.2013 tarihli 2013/21-20 E, 2013/868 K. sayılı kararları).
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 24.08.1999 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle sigortalı ...’in %15,20 oranında maluliyete yol açacak şekilde yaralandığı, olayın meydana gelmesinde sigortalının %20 oranında kusurlu bulunduğu anlaşıldığından tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tutanak ve kanıtlar, direnme kararında açıklanan nedenler, tarafların kusur durumu ve davacının uğradığı zarar ile olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü dikkate alındığında yerel mahkemece davacı adına hükmedilen 15.000,00TL manevi tazminat miktarı yerindedir.
    Buna göre yukarıda belirtilen ilkeler ve maddi olgular dikkate alınarak taktir edilen manevi tazminat miktarına ilişkin yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup direnme kararının onanması gerekir.
    SONUÇ: Davalı ... Sanayi A.Ş. vekili ve davalı ..... Makine Montaj Kont. İmalat San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının ayrı ayrı reddi ile yukarıda açıklanan gerekçelerle direnme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (938,65TL) harcın temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 14.03.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi