14. Hukuk Dairesi 2015/4079 E. , 2016/4345 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.09.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, ..... ili ...... İlçesi ..... Köyü ...... Mevkii 1700 parsel B Blok zemin-.... Kat .... numaralı bağımsız bölümün satışı suretiyle ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı yasa ile değişik 10. maddesine göre; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir.
(Ek fıkra: 11.01.2011-6099 S.K./3. Mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılmaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."
Tebligat Kanununun 25. maddesi gereğince: "Yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasiyetle yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister.
Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebliğatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu vekalet vasıtasiyle Dışişleri Bakanlığına, oradan da memuriyet havzası nazarı itibara alınarak ilgili Türkiye Elçiliğine veya Konsolosluğuna gönderilir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın maliki ... mirasçısı ..."a dava dilekçesi ve gerekçeli karar usulüne uygun bir biçimde tebliğ edilmemiştir. Her ne kadar davalılardan ..."ın adresi dava dilekçesinde "....... Mah. ..... Sk. No:10 D:3 ..../......" olarak belirtilmiş ise de davalının adres kayıt sistemindeki yerleşim yerinin 01.01.2005 tarihinden beri Gerzat/Fransa Cumhuriyeti olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, dava dilekçesi ve gerekçeli kararın tebliğinin davalının adres kayıt sistemindeki adresine yapılması gerekirken davacı beyanına istinaden bilinen en son adresi olduğu kabulüyle, dava dilekçesinde belirtilen adrese yapılmış olması karşısında, söz konusu tebligatların usulüne uygun bir biçimde yapıldığından söz edilemez.
Bu durumda mahkemece, dava dilekçesi ve gerekçeli kararın davalı ..."a Tebligat Kanununun 10, 21 ve 25. maddelerine uygun olarak tebliğ edilmesi, taraf teşkili tamamlandıktan sonra davanın esasının karara bağlanması gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.