17. Hukuk Dairesi 2015/19408 E. , 2018/8848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin, eşinin aracında seyahat ederken, davalı ..."ın kullandığı araçla çarpışması neticesinde yaralandığını, davalı Koç Allianz Sigorta AŞ"nin bu aracın sigortacısı olduğunu, davalı ..."nin ise davacının eşinin kullandığı aracın sigortacısı olduğunu, müvekkilinin sağ kolunda ciddi derecede iş göremezlik kaldığını belirterek şimdilik 7.500,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... ve ..."tan müştereken müteselsilen olmak üzere davalılar ... ve ..."tan olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle, davalı ... şirketlerinden ise dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat yönünden talebini 96.104,66 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı ..."tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, maddi tazminat talebi yönünden; davalı ... (Mapfre Genel Sigorta) hakkındaki davanın reddine, davalılar ... ve Allianz Sigorta A.Ş. hakkındaki davanın kabulü ile 96.104,66 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle (davalı ... sorumluluğu 7.500,00 TL ile sınırlı olmak ve faiz başlangıcı dava tarihi olmak üzere) bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 Sayılı HUMK"un 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"un 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasası"nın 141/3 maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda,gerek mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda ve gerekse gerekçeli kararın hüküm fıkrasında 7.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, kararın gerekçesinde ise; 7.500,00 TL manevi tazminata hükmetmenin hak, nasafet ve adalet kurallarına uygun olacağı kanaatine varılmıştır, denilmiştir.
Bu durum HMK"nın 294/3 maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve ... Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ve hüküm fıkrası ile gerekçe arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.