7. Hukuk Dairesi 2015/37260 E. , 2016/3665 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe İade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, raporlu olduğu ve raporunu ibraz etmek istediği halde işverence raporların alınmadığı ve işe devamsızlık nedeniyle iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işe devamı konusunda uyarılması ve 27 kez yevmiye cezası verilmesine rağmen 15/08/2014-14/09/2014 tarihleri arasında işverenden habersiz olarak işe gelmediğinden iş akdinin feshedildiğini, davacının iş akdinin daha önce yine devamsızlık nedeniyle feshedilecekken bir daha devamsızlık yapmayacağına söz vermesi üzerine fesih işleminin durdurulduğunu, ancak buna rağmen davacının bu davranışını sürdürdüğünü, çalıştığı kurumun iyi niyetini suistimal ettiğini, davacının bu davranışlarının işyerinin huzur ve sükununu bozduğunu, işin yürütümünü bozan bu davranışları dikkate alındığında feshin geçerli bir fesih olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının iş akdinin, mazeretsiz ve özürsüz olarak bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi nedeniyle İş Kanununun 25/II-g maddesi gereği davalı işverence feshedildiği, feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
Dosya içeriğine göre, somut olayda davalının savunması ve fesih bildiriminin yeterince açık olmadığı, davalının hem devamsızlık nedeniyle haklı fesih savunmasında bulunup hem de davacının devamsızlık nedeniyle bir kez iş akdi feshedildikten sonra affedilerek işe başlatıldığı, davacının sonrasında benzer davranışlar göstermesinin işyerinin huzur ve sükununu, işin yürütümünü bozduğu, yapılan fesihin geçerli bir fesih olduğunu savunduğu görülmektedir. Keza, fesih bildirimi de farklı yönlerden çelişkilidir. Fesih bildirimi 11.09.2014 tarihli olup iş akdinin devamsızlık nedeniyle 04.09.2014 tarihinde feshedildiği belirtilmiştir. Aynı fesih bildirimi içerisinde davacının işverenden habersiz işi bıraktığı ve hesaplanan ihbar tazminatını işverene ödemesi gerektiği belirtilmektedir. SGK ayrılış bildirgesinde ise, ayrılış 04.09.2014 tarihli olup 04 kodu ile bildirimde bulunulduğu görülmektedir. İddia ve savunma, sunulan deliller sonucu davacının iş akdinin davalı işverence devamsızlık nedeniyle haklı nedenle sonlandırıldığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Fesih bildiriminde davacının işe gelmediği günlerin, 15-19-21-22-28-29 Ağustos 2014 tarihleri ile 03.09.2014 tarihi olarak belirtildiği görülmektedir.
Mahkemece, davacının devamsızlık yaptığı günler açıklanmaksızın “…Davacının Bartın Aile Hekimliği, Bartın Özel Diş Polikliniği ve Atatürk Devlet Hastanesince düzenlenen belgelerin celbedilip incelenmesinde; bazı günler iş göremezlik raporunun olduğu, bazı günlerde saat 15:00 civarında sadece muayene giriş kaydının bulunduğu, belirtilen tarihlerde işyerine gitmediğinin özlük dosyasındaki puantaj cetvelinden de anlaşıldığı” şeklinde değerlendirmede bulunulmuştur.
Dosya içeriğine göre, davacının 2013 ve 2014 yıllarına ait izinsiz işe gelmeme nedeniyle çok sayıda aldığı yevmiye kesim cezaları bulunmaktadır. Davalı işveren fesih bildiriminde belirttiği günler için devamsızlık tutanağı tutmamış, davacının devamsızlığını mesai listeleri ve doktor muayene belgelerindeki muayene çıkış saatleri ile ispatlamaya çalışmıştır.
Dosyada bulunan tüm işgöremezlik raporları, hasta sevk kağıtları ve mesai listelerinin karşılaştırılmasından;
Davacının 18.07.2014, 31.07.2014 ve 04.8.2014 tarihlerinde işverenden habersiz olarak işe gelmediği, davacının iş akdinin feshine dair çalıştığı bölüm müdürünün müessese müdür yardımcılığına yazı yazdığı, bunun üzerine 05.08.2014 tarihi ayrılış tarihi olacak şekilde 11.08.2014 tarihinde işten ayrılış formunun düzenlendiği, 15.08.2014 tarihinde davacının “Ailevi nedenlerden dolayı işe gelemedim, tekrar devamsızlık yapmayacağıma söz veririm” şeklinde dilekçe vermesi üzerine davalı tarafın savunması ve dosya kapsamına göre davacının affedilerek iş akdinin sürdürüldüğü, davacıya bu eylemi nedeniyle 15.07.2014-14.08.2014 tarihleri arasında 2 gün izinsiz işe gelmemeden 2 yevmiye kesim cezası verildiği anlaşılmaktadır.
Feshe konu devamsızlıkların ise 15.08.2014 tarihi ve bu tarihten sonraki devamsızlıklar olduğu görülmektedir. Dosya içerisindeki mesai listesine göre davacının 2014 yılı Ağustos ayında 8 gün işe geldiği, Eylül ayında ise hiç gelmediği anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, fesih bildiriminde davacının işe gelmediği günler, “15-19-21-22-28-29 Ağustos 2014 tarihleri ile 03.09.2014 tarihi” olarak bildirilmiş olup dosyada belirtilen tarihlerde tutulmuş herhangi bir devamsızlık tutanağı bulunmamaktadır. Mesai listesinde ise sadece davacının ayda kaç gün işe geldiği gösterilmiş, hangi tarihlerde geldiği, hangilerinde gelmediği belirtilmemiştir. Davacının dosyaya sunduğu muayene belgeleri ve aile hekiminin yazısına göre; davacının, “19, 21,22, 27, 28 ve 29 Ağustos” tarihlerinde aile hekimine gittiği, muayene edilip ilaç yazıldığı, rapor verilmediği anlaşılmaktadır. Davacı, bu günlere ait çalışabilir kağıtlarını işverene ibraz etmiş, ancak işyeri personel şube müdürü, “doktor vizite ve muayene bitiş saatlerinde davacının 8:00-16:00 vardiyası için işyerinde olması gerekirken işyerine gelmeyip doktora gittiği” şerhini düşerek belgelerin işleme konulmamasına karar vermiştir. Çalışabilir kağıtlarına göre belirtilen tarihlerde davacının doktordaki muayenesinin saat 15:00; 15:30 veya 16:00 gibi bittiği görülmektedir. 03.09.2014 tarihinde ise davacı, serbest çalışan diş hekimine giderek dişini çektirmiş, 1 gün istirahat raporu verilmiştir. Davacı, diş hekimliğinde yapılan işleme ve 1 gün istirahat verildiğine dair İl sağlık Müdürlüğünden onaylı belge getirip işverene sunmuştur. Ayrıca, davacı 1 günlük sağlık raporu ile önceki muayene belgelerinin işverence alınmadığına dair müessese müdürlüğüne 10.09.2014 tarihinde dilekçe yazmıştır.
Dava dilekçesi ve temyiz dilekçesi içeriğine göre, fesih bildiriminde belirtilen tarihlerde, muayene çıkışlarında işe gelmediği davacının da kabulündedir. Ancak, davacının 8:00-16:00 vardiyasında çalıştığı anlaşıldığından muayene çıkış saatleri de genellikle 15:00; 15:30 veya 16:00 gibi vardiya bitimine yakın saatler veya vardiya bitimi olduğundan sağlık sorunu nedeniyle doktora giden ve bu durumunu belgeleyen davacının yarım saat veya bir saatliğine işyerine gelmesinin beklenmesi hakkaniyete ve hayatın olağan akışına aykırıdır.
Sonuç olarak, yukarıda belirtildiği üzere davalı işverence devamsızlıklara ilişkin tutanak tutulmadığı gibi, esasen bu durumun bir devamsızlık da olmadığı, olayın muayene çıkış saatlerinde işyerine gelmemeden ibaret olduğu, kaldı ki davalı işverenin düzenlediği fesih bildirimi ve savunmasının da çelişkili olduğu görülmektedir.
O halde, davacının fesih bildiriminde belirtilen 19, 21,22, 27, 28 ve 29 Ağustos 2014 tarihlerinde Aile Hekimine gittiği, muayene olduğu, ilaç yazılarak kendisine çalışabilir kağıdı verildiği, 03.09.2014 tarihinde ise özel diş hekiminden 1 gün istirahat raporu aldığı böylece bu günler için işe devamsızlığından bahsedilemeyeceği açıktır. 15.08.2014 tarihinde ise davacı, işyerine, yukarıda belirtilen dilekçeyi ibraz ettiğinden işyerine geldiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda, davalı işveren davacının izinsiz ya da haklı bir sebebe dayanmayan devamsızlığını ispatlayamamıştır. Dolayısıyla, haklı fesih nedeni yoktur. Geçerli fesihte ise, davacının davranışlarının işyerinde olumsuzluğa yol açtığının ispatlanması gerekmektedir ki, davalı işverence bu hususta yazılı delil sunulmadığı gibi tanık da dinletilmemiştir. Mahkemece feshin geçersizliğinin tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 25,20 TL harcın alınması gerekli 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına, 6-Davacının yapmış olduğu Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 208,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’e göre 1500 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, 18/02/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.