MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 01.04.2010 gününde verilen dilekçe ile elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istenmesi üzerine kanun yararına bozma ilamından sonra yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, 5 parça taşınmazda elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karar kesinleşmiş ise de....Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma talepli olarak dosya Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmiştir. Dairenin 14.03.2013 tarihli ve 2013/702-4486 EK sayılı bozma ilamı ile "Dava konusu 20, 28, 94 ve 97 parsel nolu taşınmazlarda hissedar olan..... ve ... davaya dahil edilmeden, taraf teşkili sağlanmaksızın yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilirken, paydaşlara ait payların HMK"nın 297/2 maddesi gereğince hüküm fıkrasında ayrı ayrı yazılması gerekirken mirasçılık belgesindeki paylara atıf yapılarak hüküm kurulması, ayrıca, davaya konu 36 parsel no"lu taşınmaz zaten tapuda paylı mülkiyet olarak kayıtlı olmasına rağmen bu husus dikkate alınmadan tekrar paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmiş olması da doğru olmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, Adalet Bakanlığı"nın gösterdiği lüzum üzerine kanun yararına bozma isteğinin kabulü gerekmiştir." gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, taraf teşkili sağlanarak davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına temyizin amacı, hukuk kurallarının yanlış uygulanması halinde, hukukun yanlış uygulandığını tespit edip, yasanın kesin hükümde belirttiği biçimde uygulanamayacağının açıkça duyurulması, böylece ilerdeki uygulamalarda bu yolda yanlışa düşme ihtimalinin önlenip mahkemelerin uyarılmasından ve uygulamada birliğin sağlanmasından ibarettir. Söz konusu kesin kararlar, Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyizi üzerine Yargıtay tarafından incelenir. Yargıtay hukukun yanlış uygulanmış olduğu kanısına varırsa, hükmü kanun yararına bozar. Bu bozma kararı Resmi Gazete"de yayımlanarak, kanunların yurdun her yerinde aynı şekilde uygulanması sağlanır.
Yargıtay bozma kararı çözümlenmiş olan çekişmeye tesir etmez. Kanun yararına bozma üzerine, mahkeme hiç bir işlem yapamayacağı gibi, tekrar yargılama yapıp bozmaya uygun olarak yeni bir hüküm veremez. Kanun yararına temyiz, mevcut hükmün hukuki neticelerini de ortadan kaldırmaz.
Somut olaya gelince, mahkemenin 2010/98 Esas, 2012/59 Karar sayılı ve 26.03.2012 tarihli kararı halen geçerli olup kanun yararına bozma başvurusu neticesinde verilen bozma kararından sonra dava dosyasının yeniden ele alınarak işlem yapılması ve hatta yeni bir karar verilmesi doğru görülmemiştir. Aksi yönde bir düşünce, kanun yararına bozma usulüne ve kanun yararına temyiz kurumunun amacına aykırı olacağından davalı ... Kabakcının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz isteğini içeren dilekçenin REDDİNE, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 31.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.